Aşık Şemî konuşuyor

Bundan önceki AŞIK ŞEMÎ kaynaklı yazımızda Osmanlı Padişahlarından Sultan  II  Mehmet Reşad,ın KONYA ve Konyalılarla ilgili sevgi ve muhabbetinden ve Tren hattının Konya’dan geçişi münasebetiyle bilgiler sunmuştum.

Aynı yazının içeriğinde Tren hattının geçmesi ile ikiye bölünecek Yüksek Mezarlık ile Şeyh Sadrettin Konevi  hazretlerinin yattığı  Sandukasının bulunduğu  Şeyh Saruddin mezarlığın dan tarih olmuş bilgilerden bahsedeceğim bu yazımda.

İnsanlığın ebedi  mekanı olan  ve o an geldiğinde bizlerin de ayni yere uğrak vadeceğimiz ve kim bilir orada ne kadar zaman kalacağımız mezarlıkların dünkü ve bu günkü durumları hakkında yaptığımız ,kaynak kitapların doğruladığı  en az yüz elli sene öncesine dönük bilgilerin ışığında her ne kadar KABİR veya Kabristan veya Mezarlık gibi kelimelerin telaffuzu hiç de hoş karşılanmasa da hayatın bu akışını, ahirete dönük gidişatını bünyesinde barındıran bu kutsal mekanların konu edilmesi ruha hüzün verici ise de Mezarlıklar sık sık uğrak verdiğimiz yerlerdir.

Hüzünlenerek ifade ediyorum. Mezarlıklarımızın çoğu bozulmuş kullanılmaz haldedir.Kullanılmakta olanların da bazıları bakımsız bir haldedir. Bir gerçek daha var ki aramızdan ebediyen ayrılıp gitmiş , anne ve babalarımızın ve diğer yakınlarımızın hülasa Ceddi evvelimizin  gömülü olduğu Kabristanların pek çoğunun yerlerinde   yeller esmekte  yada üzerlerine Apartmanlar dikilmiş , Köşkler  inşa edilmiş  daha fenası yaşadıkları  günlerde  ellerini öptüğümüz, yüzlerine bakmaya kıyamadıklarımızın cesetleri üzerinden kanalizasyon kanalları geçirilmiştir.işte  insan hayatının son bulup toprak garibi olması ile başlarına gelenler,Ruhları cennet mekan olsun Konya Basınına ve kültürüne büyük emekleri geçmiş olan rahmetli SELÇUK ES,in Konya’da yatan PEYGAMBERLER VE EVLİYALAR adlı kitabı ile Şair ve yazar İBRAHİM ACZİ KENDİ,nin ASIK ŞEMÎ hakkındaki bir birini tutan, teyit eden bilgilere göre Konya İl sınırları içinde  tam ( 36 ) Mezarlığın var oluşundan bahsedilmektedir.

Bu 36 mezarlıktan kala kala ( 6 ) adedi kullanılmakta olup ( 30 ) adedi bakıma muhtaç haldedir.İlgili birimlerin son yıllarda hassasiyetle bu konuya  eğildiklerini ve çalışmalar yürüttüklerini müşahede etmiş bulunuyoruz. Mücavir sahaların genişletilmesi ile sayıları yetmişin üzerindeki Mezarlıklarımızdan ileride tafsilatlı bir şekilde bahsetmek üzere esas konumuza dönüyor. BOZULAN MEZARLIKLAR üzerindeki TÜRBE ve ZAVİYELERDE yatan EVLİYA kökenli ŞEYH SADRUDDİN hazretlerinin Kerametlerimden bir örnek vermeye çalışacağım. Bu tür Kerametler bir çok kaynakların ve Tevatür edebiyatının  doğruladığı yaşanmış bir tarihin belgeleri olacak sunuyorum.

Şeyh SADRUDDÎN KONEVİ Hicri  ( 605)  Miladi  ( 1274 ) yılında yani bu günkü tarihten ( ( 742 ) sene önce Konya’nın en tenha bir semti olan şimdiki Türbesinin bulunduğu yerde  kendisinin inşa ettiği bir barınakta  yaşamını sürdürmektedir. O zamanın zenginlerinden bir zat o civarda bir yere bir konak yaptırır. Ne var ki bu zengin zat kendi tabirince  MİSKİN  yani hor gördüğü Konevi hazretlerinin bu yaşam şeklinden rahatsız olmaktadır. O günün Valisi Emir hazretlerine şikayet eder, bu miskinin buradan uzaklaştırılmasını ister. Emir, durumu incelemek üzere devrin güvenliğini sağlamakla görevli   “ZAPTİYE” sini görevlendirir alıp gitmesini emreder. Zaptiye Şeyhin ikamet ettiği yere gelir Emri tebliğ eder. O anda Konevi hazretleri elindeki su kabı ile Abdest almaktadır. Abdestini bitirip ayağa kalkar.  Zaptiyenin yularını tuttuğu atı bir ağaca bağlattırır. Besmelei Şerifi çeker, Zaptiyenin bileğinden tutması ile kendilerini KABEÎ MUAZZAMA da bulurlar. Kabe, de Cuma namazından sonra dönecekleri zaman telaşa düşen zaptiyenin imdadına yetişir. Bir Hurma ağacından kopardığı taze hurma dalını zaptiyeye verir ve Emir hazretlerine göstermesini söyler. Tekrar bileğinden tuttuğu gibi kendilerini Konya’da bulurlar.  Zaptiye Emir hazretlerinin huzuruna çıktığında ilk

işi hurma dalını teslim etmek olur. Cezadan kurtulur. Emir her şeyi öğrenmiştir koşara, şeyh hazretlerinin yanına geldiği zaman

Konevi hazretlerini ruhunu az önce teslim etmiş hali ile karşılaşır.

Tarih 22.Temmuz.1274 . Ayni yere defnedilir.  O günkü defnedilen yer bu günkü Türbenin olduğu yerdir.

Kitabede yazılı şekli ile  SADRUD-DİN MUHAMMED EL KOKEVİ İslam alim ve velilerinden Anadolu Selçuklu Sultanlarının hocası  Şeyh MECNUDDİK ÎSHAK,ın  oğludur.

Malatya H. 605 Miladi 1208 doğumludur Vefatı H.16 Muharrem 673 miladi 22/Temmuz /1274. Cümlemize Şefaat eyleye.

Devam edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.