Âşık Şemi hayatı, ilk aşkı, izdivacı eserleri

Aşk ateşi ile yanıp tutuşan, yataklara düşen,  TEKKE TÜRBE ziyaretinden medet uman kız tarafı da ortalığın bu söylentilerinden memnuniyet duymaya başlar. Beklenti içindedirler.  Günler geçtikçe bu aşk köreleceği yerde dozunu artırır.  İlk görüşte gönüllerde tutuşan bu ateş o kaçamak bakış,  o masumane tavır ve o cazibenin etkisi ile kızın unutamadığı hayalini aklından hiç çıkarmayan Âşık ŞEMİ çok zor da olsa sabahları şimdiki KATIRCIOĞLU mahallesindeki evin balkonundan her sabah güneşin doğuşunu seyreder. Türbenin YEŞİL KUBBESİNE vuran sabah güneşinin verdiği ilhamla şu DİVAN’ı sevgilisine ithaf etmek üzere hazırlar ve bir kolayını bulup kıza ulaştırır.

                  

                                             DİVAN

            ESME EY BADİ SABA. ZÜLFÜ DİLARA SARSILIR.

            IĞRANIRSA BİR TELİ RUYÜNDE DÜNYA SARSILIR.

            ÇIKMASIN ARZU ÇEKEN ÂŞIKLARIN AHI GÖĞE.

            BABI CENNET FETH OLUR DARBIYLA TOBA SARSILIR.

            SEVDİĞİM BASSA KADEM, RUYİ ZEMİN TİTRER DURUR.

            BİR AZİM HENGÂM OLUR BİLCÜMLE EŞYA SARSULUR.

            NİM NİGAHIYLA İNER YERYÜZÜNE ŞEMSİ KAMER.

            NUH FELEK RAKSA GİRER ARŞI ALA SARSILIR.

            GÖRDÜ MANASINDA BİR KERRE HAYALİN ŞEMİ’ya

            LERZE DÜŞTÜ CİSMİNE TENDE CAN HALA SARSULUR.

      Kıza ithaf ettiği bu Şiiri Sazı her eline aldığında terennüm yolu ile sevdiğine gönderir. Bu olup bitenlerden evvelinden itibaren annesinin haberi vardır.  Annesi vasıtasıyla babası da bilgilendirilmiştir. Evin içinde devamlı konuşulur ve kız evine dünürlüğe gidilmesine karar verilir ve münasip aile yakınları ile dünürlüğe gidilir. Fakat İslam ahlakına göre usuldendir. İlk talep de olumlu cevap alınmamıştır.  Çünkü kıza başka talipler de vardır.  O tarihlerde hatta zamanımızda zengin olan kızın babası ÇUKUR MAHALLELİ ABDÜLKADİR Efendi kızını zengin bir aileye verme taraftarıdır. Babanın aklı fikri başka kızın aklı fikri ÂŞIK ŞEMİ içindir. Bu olumsuz haberi duyan ŞEMİ aniden gelen bir ilhamla şu Koşmayı Saz eşliğinde seslendirir.

                                          KOŞMA

                   PÜR CEFA BİR YÂRE MECBURUM ACANIM SORMA HİÇ.

                   DERDİ AŞKLA KOCALDIM NATÜVANIM SORMA HİÇ

                   GİZLİ BİR ATEŞ BIRAKTI KASRI DİL ALDI FİTİL.

                   BİR ALEV DURMAZ YANAR ÇIKMAZ DUMANIM SORMA HİÇ.

                   ANKEBUT ASA YAPILMIŞ AŞIYANIM YIKTILAR

                   HANE BERDUŞ OLDUĞUMDAN LA MEKÂNIM SORMA HİÇ.

                   NAKTİ ÖMRÜM YOLUNA SARFEYLEDİM BİLMEZLENİR.

                   BU PAZAR SERMAYEDEN ÇOKTUR ZİYANIM SORMA HİÇ.

                   ŞEMİ, YİM BÜLBÜL GİBİ BEYHUDEYE LAF EYLEMEM.

                   YANARIM PERVANEVEŞ OLMAZ FİĞANIM SORMA HİÇ.

       Tarih 1808.  O yıllarda çok sert geçen kış yerini bahar eyyamına bıraktığı bir gün dünür başları harekete geçer kız evine giderler ve söz kesilmesini talep ederler.  Olumlu bir cevap alınmamış olmasına rağmen ŞEMİ zorlukların kızın vereceği karar ile çözüleceğine inanmakta ve dünür başlarına söylemekte kalmayıp sazlı meclislerde şu iki gazeli saz eşliğinde seslendirir.                      

                                                    Arkası haftaya

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.