Selman S. Akyüz

Selman S. Akyüz

Arzuyla, coşkuyla, şehvetle…

Arzuyla, coşkuyla, şehvetle…

Adanaspor deyince aklıma hep kötü şeyler gelir. Yıllar önce Necati Ateş ve Altan Aksoy’un yıldız olduğu zamanlar, şampiyonluk maçında 5 tane yiyip Konya’ya dönmüştük. Geçen yıl yine böyle güneşli bir havada stadyuma gelirken, yolda esnaf sormuştu: “ne olur abi maç?” diye. Ne denir? “Yeneriz abi, bu maçı da alamazlarsa bıraksınlar bu işi” demiştim. Yenildik. Sezon boyunca genç oyuncularla harika performans gösteren Osman Özdemir’in hatasıyla kaybettiğimiz ender maçlardan biriydi belki de. Ama bir sezonda zaten kaderi belirleyen 3-4 maçı da geçmiyor ki. O maçın yıldızı Adanaspor’un golcüsü M’billa idi. İki gol atıp çekip gitmişti. Ligin ilk yarısında da yine defansı perişan eden, Ali Turan’ı peşinden sürükleyen iki gol daha atıp Konyaspor’u evine gönderen M’billa’ydı. Bu maç öncesi de herkese “yeneriz abi” dedim ama en korktuğum adam yine sahadaydı.

Öyle bir golcüye sahip olup bir takımın yıllardır süper lige çıkamamasına da bir türlü anlam veremiyorum. Mesela Konyaspor, “Süper Golcü Ars”ı sezon başında alabilmiş olsaydı, şimdi Erciyes ya da Rize yerine Torku Konyaspor uçup gidecekti.

Sonra şom ağızlı olduğumu hatırlayıp, kendimi kötü düşüncelerden kurtardım. Neyse ki Ali Turan da sağ bekte olduğu için Selim ve Erdinç ikilisi M’billa’yı kolay bırakmadı.

Maçı ilk 10 dakikasında tribünleri dolduran yaklaşık 15 bin kişinin de etkisiyle hızlı başlayan Konyaspor, art arda pozisyonlar buldu ama Adanaspor 25. dakikadan sonra dengeyi sağladı. Play off’a oynayan güçlü bir takım maçı bedava verecek değildi tabi. İlk yarının sonlarına doğru M’billa’nın golü sayılmayınca herkes derin bir oh çekti.

İkinci yarıda, bu kez ilk on dakika Konyaspor uyudu. Tam içimden “60’a kadar gol olmazsa sıkıntı yaşanır” diye düşünürken Uğur Tütüneker’in oynaması gerektiğini haftalar sonra anladığı adam Neca, yine güzel bir gol attı.

1-0’dan sonra Konyaspor Erciyes maçındaki gibi oynamaya başladı. Roller değişti, Adana saldırırken Konya kontralardan tehlikeli oldu. Maçın ilk bölümünde eleştirilen hakem son derece dengeli kararlarla Adanaspor’un sertliğine müsaade etmeyince fazla hırs yapan Sedat kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Tribünler ikinci kez derin bir “oh” çekti.

Sonrası benim için formaliteydi. Ama taraftarı, coşkusunu, umudunu, başarıya açlığını takdir ettim. 90. dakikada bile gol istediler, hakeme bağırdılar, Ömer Ali’ye gaz verdiler, harikaydılar. Bu yıl belki de ilk kez heyecanla, gerçek bir futbol maçı izledim.

Bir yarışmanın sunucusu diyor ya: “Coşkuyla, arzuyla, şehvetle, 4, 3, 2, 1” diye.  Ligin bitimine 4 hafta kaldı ve Torku Konyaspor, bu coşkuyu inşallah boşa götürmez.

Ligin sonuna doğru form tutan takımlar şanslıdır. Coşkuyu kaybetmediği sürece. 

Önceki ve Sonraki Yazılar