Argun: Kendimizi kimseye anlatamadık

Argun: Kendimizi kimseye anlatamadık

Argun, "Herkes kazandığından haraç vermek zorundaydı, yoksa yaşama şansı yoktu. Biz böyle dönemde büyümeye başlayınca yapının dikkatini çekti. Bağış istediler. Cemaatin büyük beklentileri olduğunu söylediler. 'Hayır' cevabını verince üzerime gelmeye başla

 

"Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin Konyamerkezli soruşturma kapsamında 2'si tutuklu 74 sanık hakkında açılan dava, beşinci duruşmayla sürüyor. Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya katılmak üzere çok sayıda kişi adliyeye geldi. Kimlik tespitinin ardından taraflar, mahkeme salonuna alındı. Bazı sanıklar, davaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.  Tutuklu sanık eski Mersin Emniyet Müdür Yardımcısı Anadolu Atayün'ün, duruşmaya katılmak istemediği yönünde beyanda bulunduğu öğrenildi.Duruşma, tutuksuz sanıkların dinlenilmesiyle başladı. Haklarındaki suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, hiçbir cemaatle bağlantıları olmadığını, hukukun kuralları çerçevesinde görevlerini yaptıklarını iddia etti. Tutuklu sanık Atayün'ün avukatı, çeşitli gerekçelerle reddi hakim talebinde bulundu. Oturuma verilen kısa aradan sonra mahkeme heyeti, reddi hakim talebini, duruşmanın uzatılmasına yönelik yapılması gibi birçok gerekçeden dolayı oy birliğiyle reddetti.

İLKER SİPAHİOĞLU: ÜZÜNTÜLÜYÜM

Tutuksuz yargılanan polis memuru İlker Sipahioğlu, SEGBİS ile katıldığı duruşmada, adını bile anmak istemediği grubun içinde yargılanmaktan üzüntü duyduğunu söyledi.

Bir cemaat yapılanması içerisinde bulunmadığını vurgulayan Sipahioğlu, "Böyle onursuz bir yapılanmanın içinde bulunmadım." diye konuştu.

OKUDAN:ALLAH RAZI OLSUN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DAN

Eski Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan da müşteki olarak katıldığı duruşmada taraf avukatlarının sorularını yanıtladı. Daha önce ifade verdiğini anlatan Okudan, şöyle konuştu: "Heyetin çağrısı üzerine geldim. Rektörlük, başhekimlik yaptım. En tepeden, kelepçe takılarak hapishaneye götürüldüm. Mevlana Üniversitesi kurulmadan 2-3 yıl önce niyetleri başladı. Başıma gelen kumpası anlatmaya çalıştım. MİT Müsteşarı ifadeye çağrıldı sonra deşifre oldular. c o olmasa sürünecektim. Davada müşteki olmam için bir baskı, yönlendirme olmadı. Adalete güvendim. Rapor alabilirdim ama yargılandım."

SALİH TUZCU HANİ NEREDE?

"Kahraman, milliyetçi Salih Tuzcu hani nerede?" diyen Okudan, çok iyi tanıdığı ve hakkında yakalama kararı bulunan eski Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu'yu kendisi kadar kimsenin tanımadığını bildirdi. Tuzcu'nun o dönemde çok güçlü olduğuna dikkati çeken Okudan, "Vali, savcı idareciler çekiniyordu. Her şeye karışıyordu. Rektör yardımcılarımın atamasına bile karışacaktı. Özel mahkemelerin verdiği güçle herkesi sindirmişti. İhaleye fesat karıştıran asıl kendisi." diye konuştu. Okudan, kendisine müdahale etmek isteyenlere, "Benim konuşmamı beğenmiyor musunuz kardeşim?" karşılığını verdi.

SANKİ DÜNYAYI YARATMIŞLAR GİBİ BEYEFENDİLERİN ÖNÜNDE SAATLERCE BEN SORGULANDIM

Okudan, rektörlüğü döneminde açılan ihalelere müdahale ettiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.Şehirde yeni üniversite kurulması için sürdürülen çalışmaların herkesi heyecanlandırdığını anlatan Okudan, "Üniversitenin içinde üniversite olmaz diye, istenilen yeri vermedim. Tüm baskılara rağmen vermedim ama mahkeme kararı olunca mecbur kaldım. Ben demokratım. Bunun için kimseye yaranamadım. O yüzden sürekli soruşturma geçirdim. İnsanı insan olduğu için severim. Sanki dünyayı yaratmışlar gibi beyefendilerin önünde saatlerce ben sorgulandım." diye konuştu. Başsavcı Fatih Özdemir'in, dönemin Emniyet Müdürü Salih Tuzcu'ya karşı çekincesi olduğunu dile getiren Okudan, "O tarihlerde polisten herkes korkuyordu. Ben de baskılardan bunalmıştım. Başsavcı Özdemir'e kolluk kuvvetlerini şikayet için gittiğimde bana 'Ben bir şey yapamam' dedi." ifadelerini kullandı.

DEVLETİN YETKİLERİNİ BENDEN İNTİKAM İÇİN KULLANDILAR

Okudan, Salih Tuzcu'nun herkese adeta "derebeyi" gibi davrandığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Salih Tuzcu, şovmendi. Senaryosunu yazdığı piyesi oynuyordu. Emniyet Müdürlüğü'ne hibe otomobil istiyordu, millet de 'benimle uğraşmasın' diye mecburen veriyordu. Benim bile gözümü boyamıştı. 'Nusret Argun'a ihale vermeyin' dedi. Ne zaman Argun meselesi çıktı aramız bozuldu. Benim için her yerde 'Nusret'in adamı' dedi. Devletin yetkilerini benden intikam için kullandılar. Evim aranıyor. Daha yarım saat bile olmadan evimdeki paralar internet sitelerine düşüyor. Evimdeki parayı YÖK'e bildirmişim. Hala vücudumda, beynimde hasar var. Bunları unutmak kolay mı? Hakkımda tutuklama kararı çıktı. 'Keser döner sap döner' dediler. Keser de döndü sap da... İnşallah hesap soran tarafta olurum da bu ülkeye faydam olur." 

Bugüne kadar kendisini kimsenin tehdit etmediğini belirten Okudan, "Hayatımda beni sadece Salih Tuzcu tehdit etmiştir. Süleyman Okudan'a şahsi kin ve nefretten dolayı baskı yapılıyordu. Süleyman Okudan'a kin ve nefretlerinden dolayı, devletin verdiği yetkileri kullandılar" diye konuştu.Duruşmada, sanık avukatı Mehmet Yıldırım, söz almadan sürekli müdahale olduğu için duruşma salonundan çıkarıldı.Tutuksuz yargılanan sanık eski emniyet amiri Ahmet Akif Karaoğlu da sesini yükselterek, heyete tepki gösterince mahkeme başkanı; "Bu arkadaşı dışarıya alın bize iş öğretmeye çalışıyor" dedi. Karaoğlu, bunun üzerine duruşma salonu dışına çıkarıldı.

ARGUN: KENDİMİZİ KİMSEYE ANLATAMADIK

"Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin Konyamerkezli soruşturma kapsamında açılan davada söz verilen müşteki iş adamı Nusret Argun, "Herkes kazandığından haraç vermek zorundaydı, yoksa yaşama şansı yoktu. Biz böyle dönemde büyümeye başlayınca yapının dikkatini çekti. Bağış istediler. Cemaatin büyük beklentileri olduğunu söylediler. 'Hayır' cevabını verince üzerime gelmeye başladılar" dedi.

Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz verilen Argun, devlet eliyle yapılan zulmü anlatmaya çalışacağını söyledi. Operasyon yapılmadan önce şirketlerinde 10 bin işçi çalıştığını belirten Argun, "Birçok yeri cazibe merkezi haline getirdik. İhaleleri hileyle değil, en yüksek fiyatı vererek aldım. Beni ve ailemi 'Yahudilerin iş birlikçisi' diye lanse ettiler. Kara propagandayla, kamu ihalelerinde yolsuzluk yapmışım gibi algı oluşturuldu." ifadelerini kullandı.Argun, başarısının paralel örgüt tarafından engellendiğini, bu dosyanın en büyük mağdurlarından olduğunu vurguladı.Zulmetmeye alışmış olan bu kişilere hiçbir zaman boyun eğmediklerine dikkati çeken Argun, şöyle konuştu:

"234 kişiye ızdırap dolu yıllar yaşattılar. Ülkenin üstüne kara bulut gibi çökmüş bu örgütün temizlenmesi için ben de elimden ne geliyorsa yapacağım. Dinlemeler başlamadan 4 ay öncesine kadar zamanın Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu ile aramız iyiydi. Adım adım beni, ailemi, şirket çalışanlarını takip etmişler. Ömrümde adını hiç duymadığım değişik suç örgütüyle bağlantım kurulmuş. Her konuda istişare eden Emniyet Müdürünün tavrını o günlerde anlayamamıştım. Bir talimat ve sinsi planın aşamasıymış. Herkes kazandığından haraç vermek zorundaydı, yoksa yaşama şansı yoktu. Biz böyle dönemde büyümeye başlayınca yapının dikkatini çekti. Bağış istediler. Cemaatin büyük beklentileri olduğunu söylediler. 'Hayır' cevabını verince üzerime gelmeye başladılar. Hukuksuzluklarla bizi yargılatmak istediler. Her türlü sahte delil, bu yapı tarafından uyduruluyordu. Bu yapı adına çalışan bu mahkemeler zaten kaldırıldı. Benim üzerimden diğer iş adamlarına gözdağı verilmiştir. Kendimizi kimseye anlatamadık."

SAHTE İSİMLERLE, SAHTE MEKTUPLAR DÜZENLENMİŞTİR

Kendisine yönelik operasyon düzenlendiğinde, ihalelerin birileri tarafından "akbaba" gibi paylaşılmaya çalışıldığını kaydeden Argun, "Zarar görmem için sahte isimlerle, sahte mektuplar düzenlenmiştir. Hukuk dışı taleplerini yerine getirmeyen, kendi istek ve taleplerini yerine getirmeyen hakim ve savcıları tasfiye etmişlerdir. Taleplerini yerine getirmeyenlere hemen gerekeni yapmaya çalışmışlardır. Kimlerin tutuklanması gerektiğine kolluk kuvvetleri karar veriyordu. O dönem bize kumpas kuruldu." diye konuştu.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Sanıklar hakkında, "Fetullahçı Terör Örgütü'ne üye olmak", "Soruşturmanın, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, gizlemek veya değiştirmek" gibi suçlamalar bulunuyor.

Soruşturma kapsamında 19 ilde düzenlenen operasyonların gözaltı gerekçesinde, zanlıların, Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin 2008'deki operasyonunda,Konya merkezli Okyanus Şirketler Grubu Başkanı Nusret Argun ve 249 kişiye asılsız delillerle işlem uyguladıkları iddiası yer alıyor.

Gerekçede, o dönemde Okyanus İnşaatın yaklaşık 200 dairesine satılmaması için tedbir konulduğu, ancak zanlılardan birinin bu dairelerden 2'sini usulsüz şekilde piyasadan daha ucuza satın aldığının ortaya çıktığı kaydediliyor. Yine zanlılardan emniyet mensubu olduğu belirtilen kişinin, Konya'daki emlak şirketinin reklamında oynadığı ve karşılığında 2 daire aldığı öne sürülüyor.  Ayrıca, iş adamı Argun'un borsada halka arz edilen 75 milyon liralık doğalgaz şirketinin değerinin usulsüz soruşturmalarla düşürüldüğü ve değerinin çok altında, 11 milyon liraya başka iş adamına sattırdıkları iddia ediliyor.