NEW YORK (AA) - DİLDAR BAYKAN - Arakanlı Müslüman Ahmed Ullah, mülteci kampında çocuk olmanın zorluklarını, "Bu, kimsenin düşmek istemeyeceği bir durum. En kötü düşmanınız bile olsa, asla bir çocuğu bu kamplara göndermek istemezsiniz. Burası daha çok, sağlık hizmetlerinin, eğitimin, yemeğin olmadığı bir toplama kampı gibi. Orada gördüğünüz şey hiç durmaksızın acı çeken insanlar." sözleriyle anlattı.

Bangladeş'te Arakanlı Müslümanların kaldığı kamplarda doğan ve Kanada'da "Kanada'daki Arakanlı Müslümanlar Kalkınma Girişimi" adlı sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yaparken bir yandan da halkla ilişkiler üzerine eğitimini sürdüren Ullah, New York'ta katıldığı bir konferansın ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kendisi ve ailesinin Kanada gibi bir ülkede sığınma hakkı kazandıkları için şanslı olduklarını kaydeden Ullah, topraklarını terk etmekten başka şanslarının olmadığını söyledi.

Ullah, Bangladeş'teki bir mülteci kampında çocuk olmanın zorluklarını şöyle anlattı:

"Bu, kimsenin düşmek istemeyeceği bir durum. En kötü düşmanınız bile olsa, asla bir çocuğu bu kamplara göndermek istemezsiniz. Burası daha çok, sağlık hizmetlerinin, eğitimin, yemeğin olmadığı bir toplama kampı gibi. Orada gördüğünüz şey hiç durmaksızın acı çeken insanlar."

- "Bangladeş'e baskı devam etmeli"

Ullah, Arakanlı Müslümanların hem Myanmar hem de Bangladeş'te yaşadıkları dramın sona ermesi için ilgili hükümetlere ulaşılmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek "Uluslararası toplum, Bangladeş'e baskı yapmaya ve bu ülkenin Arakanlı çocuklara eğitim hakkı vermesi için baskıya devam etmeli." diye konuştu.

Bangladeş'in Arakanlı Müslümanlar sorununu ele almakta yetersiz kaldığına vurgu yapan Ullah, "Bangladeş, Myanmar'da soykırımın devam ettiğini biliyor ancak Arakanlı Müslümanların ülkelerine geri dönmesi konusunda ısrar ediyor. Tüm dünya, Bangladeş'e Arakanlı Müslümanları geri göndermemesini söylüyor ancak Bangladeş Myanmar ile bu konuda anlaşmalar yapmayı sürdürüyor. Böylece Arakanlı Müslümanların yükünü omuzlarından atmak istiyor." ifadelerini kullandı.

Ullah, Arakanlı Müslümanların topraklarına geri dönüş sürecinde BM'nin rol almasının önemli olduğunu ve Myanmar'da olanların derinlemesine araştırılması gerektiğini vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Daha önceki dönemlerde de Myanmar'dan kaçan Arakanlı Müslümanlar topraklarına geri döndü. Ancak Myanmar'da hiçbir zaman bu konuda başarılı olunamadı ve Myanmar hep sözünden döndü. Arakanlı Müslümanlar her şeyini kaybetti ve bunlar bir şekilde tanzim edilmeli. Arakanlılara vatandaşlıkları geri verilmeli çünkü bu çok fark yaratır. Ayrıca Arakanlılara koruma, güvenlik ve eğitim hakkı da tanınmalı."

Türkiye, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin Arakanlı Müslümanlara insani yardım için elinden gelen çabayı gösterdiğini kaydeden Ullah, "Öte yandan uluslararası hükümetler, Myanmar'a yeterli baskıyı yapmıyor çünkü Myanmar'ın bir demokratik geçiş sürecinde olduğunu düşünüyorlar. Ama bu tamamen yanlış. Bu durumun bir ülkenin demokratik süreçten geçmesiyle değil, halkına davranış şekliyle alakası var." dedi.