Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumunda iftar

Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumunda iftar

Adalet Bakanı Bozdağ:- "DEAŞ terör örgütü, çok net ifade etmek istiyorum, İslam düşmanı, Kuran düşmanı, peygamber düşmanı, İslamdan ve Müslümanlardan, bütün Müslümanların uzaklaşmasını, Müslüman olmayanların da nefret etmesini sağlamak üzere kurulmuş bir

ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "DEAŞ terör örgütü, çok net ifade etmek istiyorum, İslam düşmanı, Kuran düşmanı, peygamber düşmanı, İslamdan ve Müslümanlardan, bütün Müslümanların uzaklaşmasını, Müslüman olmayanların da nefret etmesini sağlamak üzere kurulmuş bir organizasyon, çok net, kullanıyorlar. Onun için İslam dininin güzelliklerine ve ilkelerine inanan herhangi bir kişi böylesi bir terör örgütüne sempatiyle bakamaz." dedi.

Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile birlikte Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumunda düzenlenen iftar programında hükümlülerle birlikte iftar yaptı.

Adalet Bakanı Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda ve Mardin'de hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.

PKK, DEAŞ, DHKP-C ile başkaca terör örgütlerince yapılan terörist eylemlerin var olduğunu anımsatan Bozdağ, bütün bunların bölgenin de Türkiye'nin de huzurunu, sükununu bozduğunu söyledi.

Bozdağ, şunları kaydetti:

"Burada mahkum kardeşlerimin arasında bir kez daha herkese ve her kesime ifade etmek isterim ki Türkiye terörle, teröristle, her türlü terör örgütüyle etkin ve kararlı mücadelesini terör bitene kadar devam ettirecektir. Bundan vazgeçmesi, geri durması, teröristlerin eylemlerine, onları kullanan ağa babalarının hedeflerine yaklaşmalarına göz yumması, izin vermesi asla mümkün değildir. Kim ki Türkiye üzerinde terör endeksli hesaplar yapıyorsa, 'biz taşeron terör örgütlerine şu şu eylemleri yaptırırsak Türkiye üzerinden şu neticeleri alırız' diye hesap yapıyorsa o hesapları boşa yapıyorlar. Türkiye, üzerinde terör örgütleriyle hesap yapılacak, terör eylemleriyle hesaplar kurulacak bir ülke değildir. Bunu herkesin görmesi lazım. Bundan sonra da olmayacaktır."

Bütün terör örgütlerinin taşeron olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bunların başka istihbarat örgütlerinin, başka güçlerin, başka devletlerin hizmetkarları olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"PKK için Kürtçülük, ölecek ve öldürecek Kürdü kandırmak içindir. DEAŞ için İslam sömürgeciliği ölecek ve öldürecek terörist devşirmek içindir. Ölenin de kıymeti yok, öldürenin de kıymeti yok onların nezdinde. Çünkü onlar, onları kuran ağa babalarına hizmet ediyorlar. 2013'ten önce DEAŞ diye bir terör örgütünü duyanınız oldu mu? Yok öyle bir örgüt. Bir bakıyorsunuz, 2013'te DEAŞ diye bir terör örgütü var. Dünyanın dört bir tarafından teröristler geliyor, ölmeye, öldürmeye geliyorlar. Tam 145 ülkeden DEAŞ terör örgütüne katılmak için gelen teröristler var. Ben buradan bir kez daha ifade etmek isterim, 2012, 2013 diyelim, daha birkaç yıllık zaman içerisinde oluşmuş bir terör örgütü dünyanın 145 ayrı ülkesinin dilini bilen terörist yetiştirmek için hangi üniversitelerde bunları eğitti, ne zaman vakit buldu, ne zaman yaptı. Şimdi bu kadar ayrı ülkeden Amerika'dan Avusturya'ya kadar teröristleri gidip tek tek bulup onların diliyle konuşup, onları nasıl ikna ettiler? Anaları başka, dilleri başka, babaları başka, kültürleri başka, gelenekleri başka birbirine benzemez bu kadar insanı Suriye'ye, Irak'a ölmek ve öldürmek üzere gelmeye hangi güçler ikna etti? Bir terör örgütünün becerebileceği bir iş bu değil."

- "DEAŞ İslam düşmanı"

Terör örgütlerinin arkasında başkaca güçler olduğuna vurgu yapan Bozdağ, İslam'ın bu terör örgütlerinin tehdidi altında olduğunu aktardı.

Bozdağ, "DEAŞ terör örgütü, çok net ifade etmek istiyorum, İslam düşmanı, Kuran düşmanı, peygamber düşmanı, İslamdan ve Müslümanlardan, bütün Müslümanların uzaklaşmasını, Müslüman olmayanların da nefret etmesini sağlamak üzere kurulmuş bir organizasyon, çok net, kullanılıyorlar. Onun için İslam dininin güzelliklerine ve ilkelerine inanan herhangi bir kişi böylesi bir terör örgütüne sempatiyle bakamaz. İstanbul'da havaalanında şehit edilen o insanların ne suçu var? Komşusunu karşılamak üzere bir kişi, ailesine gelen birisi, kadın, çocuk, yaşlı, ne günahı var onların, ne suçu var onların, kime ne haksız yaptılar, kime ne kötülük yaptılar? Terör örgütleri ve teröristler insanlığın düşmanıdır ve DEAŞ aynı zamanda İslam düşmanıdır. Bunlara karşı Türkiye etkin bir şekilde mücadelesini sürdürecektir, sürdürmeye de devam edecektir." ifadelerini kullandı.

Bazı çevrelerin Türkiye'yi DEAŞ terör örgütüne yardım eden ülke gibi gösterme gayretinde olduğuna işaret eden Bozdağ, bir yandan paralel çetenin, bir yandan PKK'nın bir yandan da başka Türkiye düşmanı örgütlerin, uluslararası çevrelerin bu örgütle mücadele eden Türkiye'yi eli kanlı bir terör örgütüne destek veren ülke konumuna sokmak için uğraştıklarını anlattı.

Bunu iddia edenlerin Türkiye'ye, Türkiye Cumhuriyeti devletine düşmanlık duygusunun her tarafta yaygınlaşmasını, kökleşmesini arzu edenler olduğunun altını çizen Bozdağ, onlara da Allah'ın izniyle fırsat vermeyeceklerini bildirdi.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin, hükümetinin, güvenlik güçlerinin ve 79 milyon Türk milletinin her bir ferdinin sağduyusuyla, basiretiyle vatan ve millet sevgisiyle, devletine ve milletine sadakatiyle her türlü tehlikeyi bertaraf edecek güçte olduğunu söyleyen Bozdağ, Türkiye'nin İsrail ve Rusya'yla ilişkilerinin normalleşme seyrine girdiği sırada bombaların patladığını, söz konusu bombayı patlatanın da patlattıranların da belli olduğuna dikkati çekti.

- "O yıldızlar uçmaya devam edecek"

Türkiye'yi yolundan hiçbir bombanın hiçbir bombacının döndüremeyeceğini aktaran Bozdağ, güçlü, kuvvetli ve kudretli olarak yollarına devam edeceklerine işaret etti.

Dünyanın en büyük köprülerinden Osmangazi Köprüsü'nün bugün açıldığını hatırlatan Bozdağ, İstanbul'a üçüncü boğaz köprüsü Yavuz Sultan Selim köprüsünün açılacağını, denizin altından Marmaray'ın gittiğini, dünyanın en büyük havalimanının İstanbul'a yapıldığını aktararak, "Tam da havaalanına saldırı yapılıyor. Türkiye'nin yıldızıdır Türk Hava Yolları. Ama o yıldızı kimse söndüremeyecektir, gücü yetmeyecektir. Dünyanın en büyük havaalanından o yıldızlar uçmaya Allah'ın izniyle devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Çanakkale Boğazına yapılacak köprüyü de anımsatan Bozdağ, Türkiye'nin her yerinin ayağa kalkacağını, güçlü ve kuvvetli olarak yoluna devam edeceğini ifade etti.

Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin her birinin ailelerinin ve sevdiklerinin, devlete emanet olduğunu söyleyen Bozdağ, onların canını, sıhhatli bir biçimde cezalarının infazını sağlamak, tahliye olduklarında donanımlı halde olmalarını sağlamak için ailelerin emaneti olan tutuklu ve hükümlülere sahip çıkmaya devam edeceklerini anlattı.

Bozdağ, vatandaşlara, "Cezaevlerinde cezasını infaz edip dışarı çıkan kardeşlerimize kapınızı açın, iş yerlerinizi, gönüllerinizi açın ve onlara yardımcı olun." çağrısında bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez ise Atatürk Havalimanında, bütün insanlığı can evinden vuran terör olayında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
- "Yüce dinimize kastediliyor"

Allah'ın Türkiye'yi, Türk milletini ve alemi İslamı bu tür kötülüklerden muhafaza etmesi temennisinde bulunan Görmez, "Son zamanlarda yaşadığımız benzer büyük acılarda sadece masum insanları kaybetmiyoruz. Sadece masum insanların canlarına kastedilmiyor. Aynı zamanda yer yüzüne şefkati, rahmeti, merhameti getiren yüce dinimize kastediliyor. Bugün bu coğrafyada, İslam coğrafyasının kendi bağrından çıkarılan cinayet şebekeleri marifetiyle bizzat İslam dininin kendisi tehdit altındadır." ifadelerini kullandı.

Mahkumların bir şekilde düşenler olduğunu ve onların ellerinden tutularak ayağa kaldırılmaları gerektiğinin altını çizen Görmez, şöyle devam etti:

"Özgürlük dediğimiz şey görecelidir. Zindan da hazreti Yusuf mu özgürdür yoksa sarayında Firavun mu özgürdür? Herhalde cevabınız, elbette zindan da Yusuf daha özgürdür. Çünkü asıl mahkumiyet insanın kendi nefsine mahkumiyetidir. Asıl mahkumiyet insanın kendi öfkesine, kinine, nefretine mahkum olmasıdır. Nice kardeşimiz sadece bir anlık öfkesine mahkum olduğu için düşmüştür. Oysa bizim yüce dinimiz bize nefsimize, öfkemize, kalbimizi işgal eden kötülüklere mahkum olmamamızı bize öğretir. Asıl özgürlük de bu özgürlüktür."

Asıl büyük özgürlüğün ahlaki ve vicdani özgürlük olduğuna vurgu yapan Görmez, ahlaki ve vicdani özgürlüğünü kaybedenlerin siyasi ve medeni özgürlüğünü de kaybedeceğini, bir anlık öfkesine mahkum olanların başka özgürlüklerine de kaybedeceğini söyledi.

- "Kur'an-ı Kerimi baştan sona ezberlediler"

Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 600 görevlinin cezaevlerinde mahkumlarla bir araya geldiğini, cezaevlerinde Kur'an-ı Kerim kurslarının yer aldığını aktaran Görmez, hükümlülerin 13 bin Kur'an-ı Kerim hatmi yaptığını bildirdi.

Hükümlülerden mektuplar aldığını ve bazılarında müjdelerin yer aldığını anlatan Görmez, "Cezaevlerinde zamanın büyük kısmını geçiren nice kardeşlerimiz hafızlığı bitirdiler. Kur'an-ı Kerimi baştan sona ezberlediler. Onu anlamaya çalışıyorlar. Bütün bunları birer müjde olarak kabul ediyorum." diye konuştu.

Görmez, özleminin cezaevine ihtiyaç duymayan bir Türkiye olduğunu sözlerine ekledi.

Programın sonunda Adalet Bakanı Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Görmez'e günün anısına hediye takdim etti.

Programa, Adalet Bakan Yardımcısı Bilal Uçar, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, bakanlık bürokratları ile Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri katıldı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :