Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan: (3)- "Kopyala yapıştır yöntemiyle yeni anayasa yapılması ne kadar yanlışsa, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, insan hakları, çoğulculuk gibi demokratik anayasaların olmazsa olmaz unsurlarını dikkate almadan bir anayasa

ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Kopyala yapıştır yöntemiyle yeni anayasa yapılması ne kadar yanlışsa, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, insan hakları, çoğulculuk gibi demokratik anayasaların olmazsa olmaz unsurlarını dikkate almadan bir anayasa yapmaya çalışmak da o derece yanlış olur" dedi. 

Anayasa Mahkemesinin 53. kuruluş yıl dönümü töreninde konuşan Arslan, mahkemenin, paradigma değişimi sürecinin henüz başında olduğunu belirtti. Bu değişimin tamamlanması ve istikrarlı hale getirilmesi gerektiğinin farkında olduklarını vurgulayan Arslan, her dönüşümün sancılı olacağını anlattı.

Başkan Arslan, bu süreçte karşılaştıkları zorlukların başında artan iş yükünün geldiğini ifade ederek, mahkemenin hak eksenli kararlarının, başvuru sayısının giderek artmasına neden olduğunu kaydetti. 

Bireysel başvuru sayısının bugün itibarıyla 18 bin 9 olduğunu bildiren Arslan, bireysel başvurunun başladığı 23 Eylül 2012'den bu yana toplam 20 bin 689 başvurunun sonuçlandırıldığını ifade etti. Arslan, sonuçlanan başvuruların çok büyük kısmının, esastan incelemeye değer görülmediğini kaydetti. 

Esastan incelenen 637 başvurudan 572'sinde en az bir anayasal hakkın ihlal edildiğinin tespit edildiğini dile getiren Arslan, esastan incelemeye değer görülen başvuruların yaklaşık yüzde 90'ında ihlal kararı verildiğini söyledi. 

Bireysel başvuruya ilişkin iş yükünü gidermeye yönelik çalışmaların devam ettiğini kaydeden Arslan, özellikle filtreleme sisteminin daha etkin hale getirilmesi, bölümlerin, genel kurulun tüm hukuk sistemini ilgilendiren, yapısal sorunlardan kaynaklanan başvurular üzerinde daha fazla odaklanması ve raportörlerin haklar temelinde gruplandırılarak uzmanlıklarına göre görevlendirilmeleri gibi tedbirler aldıklarını anlattı. 

-"Süper temyiz imkanı sunmadığı bilinmeli"

Anayasa Mahkemesinin işleyişinin daha etkin hale getirilmesinin de tek başına sorunu çözmeyeceğini vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:

"Bir kere, bireysel başvurunun kanun yollarından sonra yeni ve 'süper' bir temyiz imkanı sunmadığının herkes tarafından anlaşılması gerekmektedir. İkincisi, bireysel başvuru sayısının azalması ya da sistemi tıkayacak ölçüde artmaması, kamu gücünü kullanan idari ve yargısal makamların daha hassas davranmasına bağlıdır. Bireysel başvurunun ikincilliği ilkesi, esasen hak ihlallerinin öncelikle ve özellikle derece mahkemeleri önünde giderilmesini gerektirmektedir. Tüm zorlukları ve sıkıntılara rağmen bireysel başvuru, ülkemizin hak ve özgürlükler standardının yükseltilmesinde, Anayasa Mahkemesinin ve belki de tüm yargı sisteminin dönüşümünde önemli bir işlev görmektedir. Bu durum, esasen tam da ifade etmeye çalıştığımız devlet organları arasındaki işbirliğinin önemli bir yansımasıdır. Bireysel başvuruda şayet bir başarı varsa, bu başarı sadece Anayasa Mahkemesine değil, aynı zamanda diğer kurumlara, özellikle de yasama organına ve son tahlilde egemenliğin kaynağı milletimize aittir."

- "Kararlar eleştiriye açık"

Başkan Arslan, verilen ve verilecek her kararın eleştiriye açık olduğuna işaret ederek, "Yargıçlar ve mahkeme kararları kutsal değildir. Herkes gibi yargıçlar da hata yapabilir, yanlış karar verebilir. Bu nedenle yargının eleştirileri normal karşılaması ve muhtemel hataları düzeltmek için dikkate alması gerekir" diye konuştu. 

Anayasa Mahkemesi olarak her türlü eleştiriyi değerlendirdiklerini ifade eden Arslan, yapılan eleştirileri dikkate alarak, iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanması uygulamasından vazgeçtiklerini hatırlattı. 

-Yeni Anayasa 

Başkan Arslan, konuşmasının son bölümünde, yeni anayasa konusundaki görüşlerini paylaşmak istediğini belirterek, "Ülkemizin bugün itibarıyla ulaşmış olduğu ekonomik ve siyasal gelişmişlik düzeyinde yeni anayasa kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.

Yeni bir anayasanın gerekliliği noktasında toplumda çok geniş, hatta tam bir mutabakat olduğunun bilindiğini kaydeden Arslan, şöyle devam etti:

"Şu anda ihtiyaç duyulan, anayasa yapımı sürecinin tüm aktörlerinin etkili bir irade ortaya koymalarıdır. Bilindiği gibi anayasa yapımı için elverişli bir iklime ihtiyaç vardır. Bu iklimin oluşması ise söylem ve eylemlerde kutuplaşmayı değil, diyalog ve uzlaşmayı öne çıkaran, dışlayan değil kucaklayan, yıkıcı değil yapıcı olan pozitif bir tavrı gerektirmektedir.

Yeni anayasa için elverişli iklimi hazırlamak da sivil ve siyasal toplumun tüm unsurlarıyla birlikte hepimizin ortak sorumluluğudur. Toplumun mümkün olduğu ölçüde tüm kesimlerinin sürece katılması ve bu ülkede yaşayan herkesin ortaya çıkacak olan toplum sözleşmesi niteliğindeki belgeyi benim anayasa duygusuyla sahiplenmesi ancak bu ortak sorumluluğun yerine getirilmesiyle mümkündür.

Ayrıca, anayasa yapımı sürecinde toplumsal ve siyasal aktörler arasında gerçekleşecek diyaloğun sağlıklı ve çarpıtılmamış iletişime dayanması, şiddet içermemek ve ötekinin varlığına kastetmemek kaydıyla her türlü görüş ve düşüncenin rahatlıkla savunulduğu serbest bir tartışma ortamının sağlanması gerekir. İkinci olarak yeni anayasanın bürokratik vesayetin tüm unsurlarını tasfiye ederek, demokratik siyasetin alanının genişleten, bunun yanında temel hak ve hürriyetleri tam güvenceye alan, hukuk devletini tüm kurum ve kurullarıyla tesis eden bir muhtevaya sahip olmalıdır." 

Anayasa yapım sürecinde, Türkiye'nin anayasal tecrübesinin olumlu ve olumsuz yönlerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini kaydeden Arslan, "Bu ülke yaklaşık 150 yıldır anayasasını arıyor. 1876 Anayasasının mimarı Midhat Paşa, 1878 yılında yazdığı bir makalede anayasayı 'hastalıklarımızın yegane ilacı, iç ve dış düşmanlara karşı mücadelenin bize avantaj sağlayan tek aracı' olarak görüyordu" diye konuştu. 

Arslan, Midhat Paşa'dan bu yana 5 anayasa yapıldığını, yeni anayasa yapım sürecinde bu devamlılıkların ve oluşan anayasa geleneğinin hesabı katılması gerektiğini de vurguladı. 

Yeni anayasanın içeriğinin ve bu anlamda kurumsal tercihleri belirlenirken mukayeseli anayasacılığın sunduğu tecrübeden de yararlanmak gerektiğini ifade eden Arslan, şunları kaydetti:

"Kopyala yapıştır yöntemiyle yeni anayasa yapılması ne kadar yanlışsa, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, insan hakları, çoğulculuk gibi demokratik anayasaların olmazsa olmaz unsurlarını dikkate almadan bir anayasa yapmaya çalışmak da o derece yanlış olur. Toplumsal bünyemizi ve siyasal kültürümüzü de dikkate alarak, güçler ayrılığına dayalı iyi ve etkin işleyen bir sistem kuran, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapılabilmesi mümkündür."

Hiçbir anayasanın tek başına sorun çözemeyeceğini dile getiren Arslan, "İçini nasıl doldurursak dolduralım, iyi bir anayasa kadar belki ondan daha önemlisi iyi anayasa yorumcuları ve uygulayıcıları gereklidir" şeklinde konuştu. 

Başkan Arslan, konuşmasının sonunda, emekli üyelere ve eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a teşekkür etti.

- Yüce Divan Salonu'nda yeni düzenleme 

Bu arada, Başkan Zühtü Arslan'ın talebi üzerine, Yüce Divan Salonu'ndaki üyelerin oturma yerinde değişiklik yapıldı. Başkan ve üyelerin oturduğu bölümün çok yüksek olduğu eleştirilerini değerlendiren Arslan, oturma düzeninde değişiklik yapılması talimatını verdi. 

Bir ay süren tadilat çalışmasının ardından, Yüce Divan Salonu'nda üyelerin oturduğu bölüm, raportörler için ayrılan bölümün seviyesine, raportörler için ayrılan bölüm ise stenograflar için ayrılan bölümün seviyesine indirildi. 

Anayasa Mahkemesi üyeleri ilk kez yeni üye Rıdvan Güleç'in yemin töreninde bu düzende oturdu. 

(Bitti) 

Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Kaynak:Haber Kaynağı