ANALİZ - Trump’ın Devrim Muhafızları kararı ve muhtemel sonuçları

ANALİZ - Trump’ın Devrim Muhafızları kararı ve muhtemel sonuçları

Trump, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu terör örgütü ilan ederek onu zayıflatmayı amaçlamış, DMO üzerinden de İran’ı yalnızlaştırarak bölgedeki etkisini kırmayı hedeflemiştir- Yakın gelecekte terörle mücadele kapsamında DMO’ya karşı bir operasyon düzenle

İSTANBUL (AA) -SABİR ASKEROĞLU- ABD Başkanı Donald Trump 8 Nisan’da İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) terör örgütü olarak ilan etti. Trump’ın kararına cevaben İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi de ABD’nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nı (CENTCOM) terör örgütü ilan ettiğini duyurdu. 9 Nisan’da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da DMO Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’nin DEAŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi gibi terörist olduğunu iddia etti.[1]

İran’ın CENTCOM’u terör örgütü ilan etmesinden farklı olarak, ABD’nin İran’ın resmî bir kurumu olan DMO’yu terör örgütü ilan etmesinin siyasi ve ekonomik sonuçları olacak. CENTCOM ABD bürokrasisinin bir parçasıdır; kendisine ait bir ekonomik ayrıcalığı veya siyasi özerkliği yoktur. Bunun tersine DMO 1979 İran İslam Devrimi’nden beri İran rejiminin askerî-siyasi yapısının temelini oluşturmakla birlikte, rejimin koruyucusu niteliğindedir. Ülke içinde önemli ekonomik kaynakları elinde tutan DMO, 150 bine yakın askerden oluşmaktadır. Kendisine ait kara, hava, deniz, istihbarat kuvvetlerine ve özel kuvvetlere sahiptir; düzenli İran ordusundan bağımsız, paralel bir yapılanmadır. DMO’yu terör örgütü olarak ilan eden ABD bu kararıyla, DMO’ya yönelik ekonomik ve siyasi baskıyla beraber, kendi iç hukukuna göre operasyon yapmak için yasal bir dayanak da elde etmiş olacaktır.

Trump’ın İran’a yönelik öncelikli politikalarından biri, İran’ın bölgedeki yayılmacı siyasetinden vazgeçmesini sağlamaktır. DMO da İran’ın bölgedeki yayılmacı siyasetini şekillendiren, yön veren ve uygulayan öncelikli aktör konumundadır. İran’ın en seçkin askerî birliklerinden oluşan DMO Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan’da aktiftir ve kriz bölgelerinde yerel silahlı grupların oluşturulmasını destekleyerek silahlı çatışmalara girmelerinde önemli roller üstlenmektedir.

- Trump'ın kararının üç hedefi

Trump’ın DMO’yu terör örgütü ilan etmesi üç amaca hizmet etmektedir. Birincisi, başta Kasım Süleymani ve DMO’nun üst düzey yetkilileri olmak üzere, İran dış politika kararlarının alınmasında son merci olan Devrim Rehberi’ne yönelik psikolojik baskı uygulamaktır. ABD aynı zamanda, DMO’dan destek alan, onunla diyalog yürüten veya iş birliği yapan (başta devlet dışı aktörler olmak üzere) diğer devletlerin de bu karardan etkilenmesini beklemektedir. Uluslararası aktörler mecbur kalmadıkları takdirde ABD gibi küresel bir güç tarafından terör örgütü ilan edilmiş bir yapıyla ilişki kurmaktan kaçınacaktır. Bu da DMO’nun dış aktörlerle kurduğu ilişkilerin de hedef alındığı anlamına gelmektedir.

Trump’ın kararının ikinci hedefi DMO’nun ekonomik gücüne yöneliktir. ABD’nin Mayıs 2018’de nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İran’a karşı tekrar uyguladığı ağırlaştırılmış yaptırımlar İran ekonomisini önemli derecede olumsuz etkiledi ve bu halka da yansıdı. Fakat İran ekonomisi küçülürken DMO bölgedeki faaliyetlerini sürdürmeye devam etti. Bu kararla ABD, doğrudan DMO’nun ekonomik gücünü hedef alarak, onun kaynaklarını orta ve uzun vadede azaltmak istiyor. Elimizde kesin rakamlar olmamakla birlikte, DMO’nun İran ekonomisinin yüzde 30’unu taşeron şirketler üzerinden kontrol ettiği, ülke ekonomisinde ve ticaretinde geniş yetkilere sahip olduğu biliniyor. [2] DMO’nun terör örgütü olarak ilan edilmesi, ona bağlı şirketlerin yabancı ülkelerle ilişkilerinde sorun yaşaması anlamına geliyor. DMO’nun kontrolündeki şirketlerle yabancı şirketler arasındaki ilişkiler ve bundan sonraki olası iş birlikleri de engellenmeye çalışılıyor. Yabancı şirketler terör örgütü ilan edilmiş DMO’nun denetimindeki şirketlerden uzak durmaya çalışacaktır. Bu karara rağmen DMO’nun kontrolündeki şirketlerle ilişki yürüten gerçek ve tüzel kişiler büyük bir ihtimalle Amerikan yaptırımlarına maruz kalacaktır. DMO’nun ekonomik olarak zayıflatılması onun bölgede yürüttüğü ve ağır maliyetli faaliyetlerini sürdürmesini zorlaştıracak ve bu faaliyetlerini kısıtlamak zorunda bırakacaktır.

Trump’ın DMO’ya yönelik kararının üçüncü amacıysa siyasidir. DMO terör örgütü olarak ilan edildiğinden, başta ABD olmak üzere bu kararı destekleyen İsrail ve bölgedeki diğer Amerikan müttefikleri, terörle mücadele kapsamında DMO’ya müdahale edebilecektir. Tahran’ın resmî açıklamalarına göre İran ne Suriye’de ne Irak’ta ne de Yemen’de silahlı kuvvet bulundurmaktadır. İran söz konusu ülkelerde sadece askerî danışmanlarının olduğunu söylüyor. Ancak özellikle Suriye’de DMO’ya bağlı Pakistan ve Afganistanlılardan oluşan “Fatımiyyun” ve “Zeynebiyyun” tugayları olduğu gibi, DMO’nun yurt dışı operasyonlarını yürüten Kudüs Tugayı da faaliyet göstermektedir. [3] Böylelikle İran’ın yurt dışındaki birlikleri bundan sonra ABD’nin merceği altına alınarak terör örgütü muamelesi görecektir.

- Kararın siyasi boyutları

Sonuç itibarıyla Trump, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu terör örgütü ilan ederek onu zayıflatmayı amaçlamış, DMO üzerinden de İran’ı yalnızlaştırarak bölgedeki etkisini kırmayı hedeflemiştir. Yakın gelecekte terörle mücadele kapsamında DMO’ya karşı bir operasyon düzenlemesi uzak bir ihtimal olarak görülse de, ABD bu hakkı kendisinde saklı tutarak DMO’ya psikolojik baskı yapmaya devam edecektir. Hem ABD askerinin hem de DMO’nun bulunduğu Suriye sahasında, ABD’nin Suriye’den çekilmek istemesi ve İran’ın Suriye’deki askerî varlığını saklı tutması nedeniyle taraflar arasında ciddi bir çatışmanın yaşanması yakın gelecekte düşük bir olasılık olarak görülmektedir.

Sınır yakınlarında İran milislerinden güvenlik tehdidi algıladığı gerekçesiyle DMO’ya karşı hava saldırıları yapan İsrail bundan sonra da bu politikasını sürdürecektir. Ancak Trump yönetiminin bu kararıyla güçlü bir argümana sahip olduğunu düşünen İsrail'in bu saldırılar konusunda daha cesur hareket edeceği öngörülebilir.

2011 yılında Suriye’de bir müttefiklik ilişkisiyle başlayan ve 2013 yılında DMO’nun, 2015 yılında Rusya’nın müdahalesiyle devam eden Rusya-İran iş birliği günümüze kadar aynı şekilde gelememiştir. Bu iki devletin Suriye’deki çıkarları bugün çatışmaktadır. Son zamanlarda İsrail’le daha yakın bir ilişki kurmanın yollarını arayan Rusya, Suriye’de DMO’dan uzak durmaya çalışmaktadır. Rusya her ne kadar Trump’ın DMO kararını kabul etmeyecek olsa da, DMO’yla ilişkilerinde daha temkinli davranacaktır.

Süleymani’yle ve DMO’yla yakın ilişki içinde bulunan Irak için de benzeri bir durum söz konusudur. Irak hükümeti ve DMO ile yakın ilişkide bulunan Irak’taki siyasi aktörler, ABD’yle DMO arasında bir tercih yapmak zorunda kalabilirler. Bu aynı zamanda, Irak’ın daha önce DMO ile ABD arasında izlediği denge politikasını artık yürütemeyeceği anlamına da gelmektedir.

[Avrasya, Orta Asya, Ortadoğu, Rus dış politikası ve güvenlik politikaları alanında çalışan Sabir Askeroğlu İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) dış politika koordinatörüdür]

[1] https://www.interfax.ru/world/657519

[2] https://ria.ru/20190408/1552492890.html

[3] https://aawsat.com/turkish/home/article/1501421/fayez-sara/iran’ın-suriye’deki-üsleri

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :