ANALİZ - Burundi uluslararası arenada güç kaybediyor

ANALİZ - Burundi uluslararası arenada güç kaybediyor

Şiddet olaylarının ve siyasi krizin yaşandığı Burundi'de, çözülemeyen sorunlar beraberinde uluslararası toplumdan uzaklaşmayı da getiriyor- Devlet Başkanı Nkurunziza'nın sorunların giderilmesi için muhalefetle anlaşmaya yanaşmadığını savunan uluslararası

KINŞASA (AA) - Burundi'de yıllardır süren iç çatışmalar ve 1 yıldır devam eden siyasi kriz, ülkenin uluslararası toplumdaki imajını olumsuz etkiliyor.

Şiddet olaylarının ve siyasi krizin yaşandığı Burundi'de, çözülemeyen sorunlar beraberinde uluslararası toplumdan uzaklaşmayı da getiriyor.

Burundi'de 10 yıldır iktidarda bulunan Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza'nın, ülkedeki sorunların giderilmesi amacıyla muhalefetle anlaşmaya varmak istemediğini savunan uluslararası toplum, Burundi'ye çeşitli yaptırımlar uygularken, uluslararası gözlemciler de tüm bu gelişmelerin ardından Burundi'deki krizin ve şiddetin daha da artabileceği uyarısında bulunuyor.

- Siyasi kriz olayları başlattı

Nkurunziza, hükümetle silahlı gruplar arasında Ağustos 2000'de imzalanan Aruşa Anlaşması'nda yer alan "devlet başkanının yalnızca iki kez seçilebileceğine" ilişkin maddeye rağmen Nisan 2015'te üçüncü kez devlet başkanlığına adaylığını açıklamış, Anayasa Mahkemesi de adaylığın önünde yasal bir engel bulunmadığı yönünde karar almıştı.

Bunun üzerine muhalefet ve sivil toplum kuruluşları, kararı protesto etmek için sokaklara dökülmüş, çıkan olaylarda çok sayıda kişi ölmüştü.

BM verilerine göre, olaylar nedeniyle 700'den fazla kişi hayatını kaybetti, 300 binden fazla kişi güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı.

Şiddet olayları ve muhalefetin baskılarına rağmen ülkede 21 Temmuz 2015'te düzenlenen devlet başkanı seçiminde oyların yüzde 69'unu alan Nkurunziza, 20 Ağustos'ta yemin ederek göreve başlamıştı.

- Uluslararası toplumla hükümet arasında artan gerilim

Öte yandan geçen kasımda, ABD Başkanı Barack Obama'nın onayıyla Burundi Kamu Güvenliği Bakanı Alain Guillaume Bunyoni, Ulusal Polis Teşkilatı Genel Müdür Yardımcısı Godefroid Bizimana, istihbarat teşkilatının eski başkanı General Godefroid Niyombare ve eski Savunma Bakanı Cyrille Ndayirukiye hakkında yaptırım kararı alınmıştı.

Washington yönetimi, söz konusu kişilerin ABD'deki mal varlıklarının dondurulacağını, ABD vatandaşları ile iş yapmalarının yasaklanacağını ve bu kişilere vize kısıtlamaları getirileceğini bildirmişti.

ABD'yi Avrupa Birliği (AB) takip etti ve AB martta, siyasi krizin çözümü için gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle Burundi hükümetine doğrudan verdiği finansal desteği askıya aldığını duyurmuş, Uluslararası Fransızca Konuşan Ülkeler Örgütü (OIF) de nisanda, Burundi ile işbirliğini askıya aldığını bildirmişti. Kuruluşlar, söz konusu yaptırımların, hükümetin muhalefetle uzlaşma yoluna girmesi için yapıldığını belirtmişti.

- Burundi'nin UCM'den çekilme kararı

Tüm bu açıklamaların ardından hükümet ise ılımlı olarak değerlendirdiği muhalefetle görüşmeyi kabul etse de darbe girişimini desteklediğini ileri sürdüğü muhalefetten Aruşa Anlaşması'na ve Hukuk Devleti Burundi'ye Saygı Ulusal Konseyi'yle (CNARED) diyalog sürecine girmek istememişti.

Hükümet Burundi'deki şiddet olaylarının açıklığa kavuşturulması için nisanda ön soruşturma başlatan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) geri çekilmek istediğini duyurmuş ve bununla ilgili yasa tasarısı meclis tarafından onaylanmıştı.

Diğer yandan hükümet Sözcüsü Philippe Nzobonariba ise geçen hafta, Burundi'deki siyasi rejimin "insan haklarını ihlal etmekle suçlandığı" yönünde bir rapor hazırlayan BM uzmanlarını desteklediği için BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (BMİHYK) ile ilişkilerin askıya aldıklarını açıklamıştı.

- "Ülkeyi zor günler bekliyor"

Tanzanya'da Burundi dosyasıyla ilgilenen resmi kaynaklar, "Ülkedeki sorunların çözümü her zaman Nkurunziza'nın elinde oldu ve muhalefetle bir diyalog süreci başlatması için iktidarı ikna etme yolunda çok vakit kaybettik." ifadelerini kullanıyor.

Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Tunuslu jeopolitika uzmanı ve gazeteci Hichem Ben Yaiche, Burundi'nin UCM'den çekilmek istemesine değinerek "Nkurunziza yönetimi gibi köşeye sıkışan biri için böyle bir karar almak şaşırtıcı değil. Çatışmacı bir zihniyete sahip ve sorunlara karşı benimsediği yaklaşım biçimini değiştirmeyi istemiyor. Bu yüzden radikal bir tutum sergiliyor." dedi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki (DKC) Kisangani Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Profesörü Patrick Bahala, baskılara rağmen iktidarını koruyan Burundi hükümetinin, UCM'den ayrılma ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği kararıyla elindeki son kozları da kullandığını savundu.

Bahala, "Burundi'nin güçlü bir diplomasisi bulunmamasına karşın uluslararası topluma kafa tutmaya çalışması çelişkili bir davranış." dedi.

Nkurunziza'nın bazen DKC Devlet Başkanı Joseph Kabila'ya benzetildiğine değinen Bahala, DKC'nin zengin doğal kaynakları ve bu kaynakları kullanmak isteyen uluslararası güçlerin fazlalığı nedeniyle uluslararası diplomasinin de daha güçlü olduğuna işaret etti. Bahala, bu açıdan iki ülkenin kıyaslanmasının gerçekçi olmayacağını vurguladı.

Öte yandan Bahala, ülkedeki güvenlik krizinin birkaç ay önceye göre durulduğunu ancak Nkurunziza'nın muhalefete karşı zaman kazanmaya çalıştığını, rejimin er ya da geç bütçe sorunlarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi.

Bahala, "Yıllar süren iç çatışmaların ardından 2005'te iktidara gelen Nkurunziza bugün de devletin kontrolüne tamamen hakim. Dünyanın en yoksul ülkelerden birisi olarak uluslararası toplumun desteğiyle ayakta duran Burundi'yi zor günler bekliyor." diye konuştu.



















AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :