Ziraatçılar şu tespiti yaparlar: Bir ağacın kökleri ne kadar derinlere inerse, ağacın gövdesi o kadar güçlü ve uzun olur. Yine bir ağacın kökleri ne kadar yüzeyde kalır ve yanlamasına dağılırsa, o ağacın gövdesi de yüzeysel ve yatay gelişir.

Bir başka tespit ise şöyledir: Yay ne kadar çok geriye doğru gerilirse, ok o kadar ileriye fırlar.

Toplumsal gelişmeler de böyledir. Kur’ân, tevhidi bir ağaca benzetir. Hem de kökü yerin derinliklerinde, gövdesi ise göğün derinliklerine uzanan, Rabbinin izniyle her zaman, her şartta meyveye duran bir ağaca benzetir.

Onun için diyoruz ki köklerimiz çok önemlidir, köklerimizi bilmek, köklerimizle irtibatlı olmak, var olmak, diri kalmak için olmazsa olmazdır. Var olmanın, diri ve iri olmanın yolu buradan geçer. Kökleriyle irtibatı kesilmiş olan her şey çürümeye ve yok olup gitmeye mahkûmdur. Onun için bizler, kökü mazinin derinliklerinde bir istikbale talibiz. Bu hiçbir zaman şanlı tarihimizle övünmek ve tarihteki başarılarımızla avunmak için olmamalıdır. Biz biliyoruz ki tarih yalnızca bilgilenmek için değil, ders ve ibret almak için okunmalıdır. Aksi takdirde, ibret almayanlar için tarih tekerrür etmeye devam edecektir.

Bu yıl (2016) 840. yılını idrak edeceğimiz Miryekefalon Zaferi de unuttuğumuz yahut unutturulduğumuz, önemini kavrayamadığımız tarihî zaferlerimizden biridir. Bu zafer Malazgirt Zaferi kadar önemli zaferlerimizdendir. Zira Alparslan’ın 1071 Malazgirt Zaferi, Anadolu’nun kapısının Müslüman Türklere açılış zaferi ise, II. Kılıçarslan’ın 17 Eylül 1176 Miryekefalon Zaferi ise Anadolu’nun tapusunun İslam’a tescil edilme zaferinin adıdır.

Zaferin ismi yabancı tarihçilerce konulmuş, milyon kesik baş demekmiş. Savaşta çokça kellenin uçurulduğu isme yansımış. Kim bilir ismi koyan, kesilen bu başların intikamını alma bilincini, kendi nesillerine aşılamak için bu ismi koydu!

Tarihçilerin son tespitlerine göre Miryekefalon Zaferi Konya yakınlarındaki Bağırsak Boğazında gerçekleşen, Selçuklu Ordusu ile Anadolu’dan Müslümanların kökünü kazımak için yola çıkan Bizans imparatoru Manuel Kommenos’un yüz bin kişilik donanımlı ordusuna karşı kazanılmış bir zaferdir.

Bu yıl Miryekefalon Zaferi’nin yıldönümünde Konya’mızda çeşitli etkinlikler yapılacaktır. İl Müftülüğümüz olarak biz de zaferin 840. yılında, zaferin şehit ve gazilerinin ruhlarına bağışlamak için 840 hatm-i şerifi okutmuş bulunuyoruz. 16 Eylül Cuma günü Alaaddin camiinde kılınacak Cuma namazından sonra, cami haziresinde yatan Selçuklu Sultanlarının mezarı başında bu hatimlerin duasını hep birlikte yapacağız.

Bu vesileyle Anadolu topraklarının İslamlaşmasına ve Müslümanlara ana yurt olarak kazandırılmasına katkıda bulunan tüm şüheda ve gazilerimize rahmetler diliyoruz. Makamları cennet, rütbeleri âli olsun, diyoruz.