Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma etkinlikleri kapsamında Konya’ya gelen ünlü Amerikalı yazar, ressam, fotoğraf sanatçısı, tasarımcı, film yapımcısı ve öğretim görevlisi Shems Friedlander, katıldığı Türbeönü Buluşmaları programında, “Hafıza Kaybı Çağında Mevlana Celalettin Rumi” konulu söyleşi gerçekleştirdi.

Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce, Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Türbeönü Buluşmaları” alanında uzman birçok yerli ve yabancı konuşmacıyı ağırlıyor. Hz. Mevlana’yı anma etkinlikleri kapsamında, Konya’ya gelen ünlü Amerikalı yazar, ressam, fotoğraf sanatçısı, tasarımcı, film yapımcısı ve öğretim görevlisi Shems Friedlander, katıldığı Türbeönü Buluşmaları programında, “Hafıza Kaybı Çağında Mevlana Celalettin Rumi” konulu söyleşi gerçekleştirdi. Tasavvuf ile tanışıktan sonra Müslüman olan, on kitabın yazarı ve Kraliyet İslami Araştırmalar Stratejik Çalışma Merkezi tarafından dünyanın en etkili 500 Müslüman’dan biri olarak sanat ve kültür dalında birkaç defa seçilen Friedlander, tercüman aracılığı ile gerçekleştirdiği sohbetine ‘Besmele’ ile başladı.

‘SOSYAL MEDYA, İNSANLIĞIMIZDA EROZYONA YOL AÇTI’

Kitaplardan önce ilmin bilenden bilmeyene aktarıldığı sözlü gelenek vardı diye konuşmasına başlayan Friedlander, sınırlı yaşantımızda, internet, sosyal medya ve akıllı telefonların insaniyet ve insanlığımızda yavaş ama kalıcı erozyona yol açtığını söyledi. Kendimizi ve çocuklarımızı cep telefonlarından mümkün olduğu kadar uzak tutalım. Böylelikle anlamsız sohbetler, zoraki beğenmeler ve övgülerden kaçınmış, ailemizle arkadaşlarımızla iletişimi koparmamış, kendimizi hayatın zenginliğine bırakabilmiş, daha iyi bir dünyayı hedefleyip bu gezegende yaşayanları da daha iyi anlayabiliriz.” dedi.

‘HAFIZA KAYBININ İLACI MESNEVİ’

Hafıza kaybının ilacının Mesnevi olduğunu söyleyen Friedlander, Konuşmasını şöyle sürdü: “Mesnevi’de öğrendiklerimizi günlük hayatımıza entegre edip, uygulamaya geçmek gerekir. Yozlaşmış modern çağdaki hayatımızda İslamiyet’i çok daha iyi anlamak hepimizin ihtiyacı. Günümüzde insanlar fikir tablosundan birkaç kırıntıya değiniyor ve onu bir öğretiye çeviriyor. Kor yalnızlıkta yaşıyoruz. Nefsimizin son noktasına varmak için yarış halindeyiz. Kirlettiğimiz yerler hariç, Allah’ın bu dünyada yarattığı her şey kutsaldır. Allah bizi yaratırken içimize kutsal bir mekan koydu. Bu mekanın merkezi kalptir. Kur’an-ı Kerim’in ses ve titreşimi olan ezan mübarektir ve sözlü bir sanattır. Onu dikkatlice ve sessizce dinleyiniz. Ezanın sırrı hıfzen seslendirilenin titreşiminde gizlidir. Allah’la olan irtibatımızı kaybettik. Hz. Mevlana’nın Allah’a olan aşkından haberdar değiliz. Günümüzde Apple’a daha çok ihtimas veriyoruz. Allah’ın isimlerini tekrarlamak, hatırlamak onunla aramızda bir köprü kurmak için, Allah’ın ismini pişirmekte olduğunuz çorbaya, pirince, bulgura, ete, yazsanız o size manevi gıda olur. Size huzur verir. İşte bu, Hz. Mevlana’nın aşçısı Ateşbazı Veli’nin bir sırrıydı.” dedi.

‘ALLAH’IN EN BÜYÜK HEDİYESİ İMANDIR’

İnsanın kendi yaşantısında, hayatının anlamını aradığını söyleyen Friedlander, oysa hayatın anlamının kendi içinde olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: “Ruh bedendir. Allah her yaratığına bir koruyucu vermiştir. Kirpiye okları, Kokarcaya kokuyu, kuşa pençe ve kanatlarını, aslana gücünü, akrep ve yılana zehrini ve insana da Zikrullah’ı vermiştir. Hz Mevlana, 700 yıl önceden konuşuyor ve biz bugün hala onu dinliyoruz. Allah’ın insanlara en büyük hediyesi imandır. İman daima sahibinden daha geniş bir elbisedir. Bir elbise hiçbir zaman küçülmez, ancak o elbiseyi giyinen büyüyüp olgunlaşıp ona sığabilir. İman elbisesine tam olarak sığmanın yolu hayattan geçer.” diye konuştu. Söyleşinin ardından soru, cevap şeklinde devam eden çadır sohbetlerinin sonunda Friedlander’e plaket ve Şeb-i Arus yazılı şal takdim edildi.