Aman Cumhurbaşkanım, O Hoca !

“Sen, Hocadan iyi mi bileceksin?” Morgda çekmecelerden birinden tak tak diye bir ses duyuldu. Görevlilerden biri korkuyla oraya doğru yaklaştı. Hafifçe kulpu tutup çekti. İçerdeki adam ‘Ben ölmedim , ben ölmedim’ diyordu. Görevli ‘Hadi oradan ! Sen, doktordan iyi mi bileceksin?’  diye çekmeceyi kapattı.

Son günlerdeki ‘güncelleme’ tartışmaları aklıma bu meşhur fıkrayı getirdi bir anda. Belki benzer bir anımı çağrıştırdığı için. On yıl kadar önce, bir vesile ev sohbetine davetliydim.Aslında altın günü gibi bir toplantıydı sohbet sonradan çıktı.

Ev sahibi hanımefendi gün yaklaşırken arayıp çok ünlü bir hocanımı da davet ettiğini , onu her zaman uygun bulmanın çok zor olduğunu , fazlası ile yoğun olduğunu falan söyledi.Onu epeyce övdü. Namaza soğuk olan onu dinleyince başlıyormuş, açık olanlar örtünüyormuş diye . İstifade edeceğini düşündüğünüz arkadaşlarınızı da getirin dedi.  Gerçekten insanlara faydalı olmak istiyordu.Benim ziyaret sebebim farklıydı, getireceğim kimse yok ama gelmişken dinlerim tabii ben istifade edeyim dedim.

PSohbet güzel başlamıştı ama hoc’anımın Konya’da çok rastladığımız benzerlerinden pek farkı yoktu.Elindeki deftere bağlı olduğu tarikatın ( önündeki sehpadaki dergilerden anlıyoruz ) sohbetinden aldığı notları bize okumaya çalışıyordu ki çoğu zaman onu da yapamıyordu.İlk Okulu bitirdiğinden bile emin olamadım. Ama beni asıl sarsan şey sona doğru geldi.Aklımda kaldığı kadar şöyle : “Bir kadın Hz.Peygambere (s.a.s) geldi ve dedi ki : Ya Resulallah , ben müslüman olmadan önce bir yemin etmiştim.Çocuğum olmuyordu.Evlat özlemi içimi o kadar yaktı ki Allah bana bir çocuk verirse yedi adamla zina edeceğim diye yemin ettim.Şimdi de İslamla müşerrefi oldum .Ama yeminimi de bozamam. Ne yapacağım ? Diye sordu. Peygamberimiz ona saçından yedi tel kopar yola at.Onu bir erkek görünce onula zina etmiş olacağından yeminin yerine gelmiş olur dedi

“ 

Hoca bunu anlattı ve salondaki örtülü kadınlar “Yaaa, ahhh, ahhh ne kadar günah işledik  kim bilir” diye hüzün moduna geçtiler .Başı açık birkaç hanım da vardı.Belli ki ‘istifade etsinler’ çağrılmışlardı. Emekli memur olduğunu söyleyen biri gözlerini yukarı dikmiş kakülündeki telleri sayıyordu sesli :” Bir, iki , üç …Ay sayamayacağım bir de yıl hesabı yapmak lazım şimdi kaç tel saç , kaç yılda kaç bin kişi olmuş benim.Ben bitmişim, bu saatten sonra ne yapsam fayda etmez”dedi Ama belli ki dalga geçiyordu.Çünkü sonra   “Saç dediğiniz nedir ki kıl neticede ve kıl pis bir şeydir.İnsanlar tiksinir.Bu kadar abartmayın.Bunu gerçekten peygamberimiz mi söylemiş inanamıyorum “ Diye sordu .Hoca önündeki yeşil kaplı bir alıp “Evet kitapta var ben kendi kafamdan söylemiyorum” derken duramadım . Ev sahibinin hocaya bir saygısızlık yapacağız diye korkusundan diken üstünde oturduğunu biliyordum.Tepkimin yüzde doksanını filtreleyerek en sakin cümlelerle:

“Sanırım bir nakil hatası var. Çünkü yemin konusunu Kuran’da Allahu Teala açıkça düzenlemiş okuyalım mı ?” Dedim .Tabii ki ev sahibi ve Hacı teyzelerin bin HAYIR ‘dan baskın bakışları ile karşılaştım.Hatta biri “Hoca konuşurken mi !”diye beni azarlardı . “Kuran’da Allah konuşuyor teyzeciğim”dedim. Yine de artık üstüme farz olduğuna inandığım. Mâide suresindeki:

 

        “Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren (lağv) yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz; fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle âzat etmektir. Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemininizi bozmak zorunda kaldığınızda  yeminlerinizin kefâreti işte budur”anlamındaki ayeti özetledim. Bu hüküm açıkken peygamberimizin başka bir şey önermesinin mümkün olmadığını söyledim.”Ayrıca saç telinin namahrem tarafından görülmesi zina ile eş değerse haşa Hz.Peygamber (s.a.s) zina yerine zina önermiş olur ki bu asla düşünülemez . Ona iftira atmış oluruz .”Diyebildim ama bunları ancak hızlı ve en kısa haliyle söylüyordum. Nihayetinde yeşil kaplı sohbet kitabını elinde tutan hocanın galip geleceğini biliyordum .Servis için yardıma gittiğimde, çok yakın tanışmasak da  benim bu konularda az çok mürekkep yalamışlığımı bilen ev sahibi  bile “Yanlış anlama Fatmacığım ama o hoca …” dedi. “Biliyorum , benim susmam gerekirdi “ dedim kinayeyle ama o düz anlamında algılayıp mutlu oldu.Artık sorun çıkarmayacaktım ne güzel…

 

Bizim toplumuzda İslamı gerçekten öğrenmek değil sohbetin insicamını bozmamak önemli her zaman.Bu daha büyük ölçekte olursa fitne çıkarmak olarak yaftalanır hemen.Bu yüzden Cumhurbaşkanı çok tartışılan açıklamaları yaparken “Aman Cumhurbaşkanım onlar hoca , sen hocadan iyi mi bileceksin ! “ Klişeleri geçti içimden… Ve açıklamaların gitgide yumuşadığını görüyoruz kaçınılmaz olarak.Artık, İslamda yeri olmayan nasıl bir ruhban sınıfı oluşturmuşuz bunun yüzleşmesi ile karşı karşıyayız.

Anlatılacak çok örnek tartışılacak çok şey var ama en acil ihtiyaç artık Türkiye’de Uluslarası İslam Üniversitesi açılması ve  dünya çapında tüm uzmanları, alimleri toplayacak kadar etkin , kaliteli ve cazip hale getirilmesidir.Diyanetin böyle bir açıklaması vardı geçen yıl devamı gelmedi.

   Gerçekten Kur'an referans alınarak dinin aslına dönüş için ciddi bir çalışma gerektiğini yüce dinimizin hurafe, bid'at ve İsrailiyattan arındırılmasının tüm müslümanların sorumlu olduğunu kimse inkar etmez herhalde. 

El Ezher, Medine, İslamabat, Malezya İslam Üniversitelerinin yeterli olmadığı gibi  bugün Müslümanların yaşadığı sorunların üstesinden gelecek bilgi üretemedikleri, buralardan çıkan alimlerin sorunları çözmek yerine pek çok yerde sorun olduğunu daha ne kadar görmezden geleceğiz?

Ezher’i 950 yılında Fatimiler kurdu devam ediyor.Selçuklular da 1065 de (arada yüz yıl yok) Nizamiye medreselerini kurdu çoğu da Konya’daydı.Biz niye devam etmeyelim.Eğer tarihi bir temel şartsa işte o temel Konya’da mevcut !

Umarım bu çağrı Sayın Cumhurbaşkanımıza ulaşır Sayın Valimiz ve Büyükşehir Başkanımız ve tüm etkili kurum ve kişiler sahip çıkar .

Dünyanın en büyük İslam Üniversitesi’nin kurulması  tarihi çığır açıcı bir adım olur ve şimdi tam zamanıdır. Zemini, tarihi ile Konya uygun ve hazırdır.

Konunun ayrıntıları için yazmaya devam edeceğim çünkü Türkiye’de kurulacak böyle bir üniversitenin  bütün İslam dünyası ve insanlık için önemli olduğunu düşünüyorum. 

Hayırlı Cumalar dilerim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum