TBMM (AA) - TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Cihan Pektaş, "Almanya'nın çevre alanındaki deneyimini biliyoruz. Türkiye'nin çevre mevzuatının AB müktesebatı ile uyumlaştırılması konusunda ülkemize önemli katkılarda bulunacağını inanıyoruz." dedi.

Pektaş, Almanya Federal Cumhuriyeti Çevre, Doğa Koruma, İmar ve Reaktör Güvenliği Bakanlığı Müsteşarı Jochen Flasbarth ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Pektaş görüşmede, Türkiye'nin Almanya ile tarihi derinliklere dayanan askeri, ekonomik ve sosyal boyutlarda ilişkilerin bulunduğuna işaret etti.

Almanya'da 2.8 milyon Türk vatanadaşının yaşadığını, bu sayede iki ülke kültürünün iç içe geçmiş durumda olduğunu anlatan Pektaş, "Almanya Türkiye'den en fazla ihracat yapan, aynı zamanda en fazla ithalatı da yapan ülke konumundadır. Yaklaşık 37 milyar Avro ticaret hacmine sahip." diye konuştu.

Pektaş, çevre alanında 1992 yılında imzalanan ve 1993 yılında yürürlüğe giren iş birliği protokolünün iki ülke arasındaki faaliyetlerin çerçevesini oluşturduğunu ifade etti.

Özellikle doğa koruma, atıkların yönetimi ve hava kirliliğinin giderilmesi konusunda Almanya ile çok sayıda danışmanlık projesinin bulunduğuna değinen Pektaş, "Türkiye, AB'ye tam üyelik perspektifi çerçevesinde çevre alanındaki ulusal mevzuatı AB müktesebatı ile uyumlaştırma çalışmalarına devam etmektedir. Almanya'nın çevre alanındaki deneyimini biliyoruz. Türkiye'nin çevre mevzuatının AB müktesebatı ile uyumlaştırılması konusunda ülkemize önemli katkılarda bulunacağını inanıyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin çevre konusunda dünya ülkeleri ile ortak hareket ettiğini belirten Pektaş, firmalar için çevre ile ilgili yatırımların artık sıradan hale geldiğini vurguladı.

- "Ülkelerin üzerinde durduğu nokta temiz su temini..."

Almanya Çevre, Doğa Koruma, İmar ve Reaktör Güvenliği Bakanlığı Müsteşarı Flasbarth ise Almanya'daki Türk vatandaşlarının katkısının ilk dönemde sanayi alanına yönelik olduğunu, zaman içinde bu durumun değiştiğini ve orta ölçekli işletmeler ve daha değişik alanlarda faaliyet yürüten insanları gördüklerini bildirdi.

Entegrasyon çerçevesinde belli aşamalar kaydedildiğini ancak gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamen hatasız olduğunu söylemenin doğru olamayacağını aktaran Flasbarth, yapılan hatalardan ders çıkarılarak belli bir niteliğe ulaşıldığını söylemenin ise daha doğru olacağını belirtti.

Flashbarth, "Sanıyorum bu konudaki çalışmalar ve başarıların da bazı dönemlerde özellikle, belki her zaman hemfikir olunmadığı dönemlerde muhakkak hatırlanması gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Flasbarth, günümüzde kavram olarak iklim korumasından bahsedildiğini ama temel olarak tüm şehirlerin, ülkelerin üzerinde durduğu noktanın temiz su temini, döngü ekonomisi, atıkların bertarafı ve sehirlerdeki temiz hava olduğunu kaydetti.

İklim koruması alanının yenilenebilir enerji konusunda öne çıktığını belirten Flasbarth, "2018 yılı itibarıyla iklim koruması girişimi dediğimiz bir çalışmada, finansmanı itibarıyla Türkiye'nin ağırlıklı bir ülke olarak karşımıza çıktığını, yapılacak çalışmalarda ön planda durduğunu ifade etmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

AA