Ali Bulaç: FETÖ beni kullanışlı aptal yerine mi koydu?

Ali Bulaç: FETÖ beni kullanışlı aptal yerine mi koydu?

Ali Bulaç: "Darbe tehdidi söylentileri dolaşırken ve FETÖ canibinden ses çıkmazken ben neden 'darbecilik alçaklıktır' diye yazı yazayım. Örgüt beni 'kullanışlı aptal' yerine mi koydu?"

 Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) yayın organı olduğu gerekçesiyle kayyuma devredilen daha sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarına yönelik yürütülen soruşturma sonunda Mümtazer Türköne ve Şahin Alpay'ın da aralarında bulunduğu 22’i tutuklu 30 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savunmalarıyla sürüyor.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki salonda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ali Bulaç, iddianamede kendisi için 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini belirterek, idam cezası olması halinde şu anda idamla yargılanıyor olacağını söyledi.

Yazdığı 6 yazıyla yapılan atıfla bir yazar için istenen ceza ile 15 Temmuz'u planlayan ve o gece 250 insanı şehit edenler için aynı cezanın istendiğini savunan Bulaç, 14 aydır tutuklu olduğunu ifade etti.

Bulaç, cebir, şiddet, kin, nefret, ve tehdit kullanmadan terör örgütü üyeliği olunmayacağının hukukun evrensel kuralı olduğunu belirterek, "Soruyorum ben hangi silahlı, bombalı eyleme katıldım, nereye molotofkokteyli attım, hangi silahlı çatışmaya girdim. Kimi tehdit ettim? Hiçbirini…" diye konuştu.

Hayatı boyunca askeri vesayete ve darbelere karşı durduğunu, çok önceden bu yapının bazı zaaflarını teşhis edebildiğini dile getiren Bulaç, "Ama her ne olursa olsun bir darbeye kalkışabilecekleri aklımdan geçmedi. Kimseden darbe teşebbüsünde bulunacaklarına dair duyum almadım. İma yollu dahi kimse böyle bir şeyi telaffuz etmedi." dedi.

Hiçbir yazısında hüküm cümlesi kurarak 17-25 Aralık operasyonlarının bir "rüşvet ve yolsuzluk" olduğunu yazmadığını öne süren Bulaç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve AK Parti’yi hedef alan, onu yolsuzluk yapmakla itham eden tek bir yazısının da bulunmadığını savundu.

Bulaç, 2007 yılındaki e-muhtıra sırasında ve 2008'de parti kapatılmak istenirken AK Parti’nin yanında durduğunu, Gezi Parkı eylemlerini eleştirdiğini belirterek, kendince doğru bulduğu şeyleri desteklediğini bazı yazılarında da eleştirilerini dile getirdiğini anlattı.

Zaman gazetesi ve buna bağlı grupla temel ayrılıklarının "İslamcılık" ve "Milli görüş siyaset çizgisi"yle ilgili olduğunu dile getiren Bulaç, "Gülen grubu hiçbir zaman İslamcılığı kabul etmedi. Özenle ve ısrarla kendilerini İslamcılıktan ayırdılar hatta karşı çıktılar. Ben ise Türkiye'de ve dünyada İslamcı olarak bilinirim. Gazete köşelerinde Zaman'da ve başka yayın organlarında açılan İslamcılık tartışmalarında ben Türkiye ve İslam dünyası için özgürlükçü demokratik meşruiyetçi İslamcılığı savundum." diye konuştu.

- "Dışı hayli süslü cemaat vazosu”

Bulaç, 15 Temmuz darbe girişiminin, 40 yıllık bir yapının illet ve ayıplarını ortaya çıkardığını belirterek, "Dışı hayli süslü cemaat vazosu, 15 Temmuz’da bir darbe ile yere düştü, paramparça oldu. İçinden yüz kızartıcı ayıplar, kusurlar, illet ve cürümler orta yere saçıldı." ifadelerini kullandı.

Medya sektöründeki FETÖ içinde önemli sayılacak birçok kişinin aylar öncesinden pılını pırtını toplayıp yurt dışına çıktığını anlatan Bulaç, geriye amele hükmünde kullanılan, her şeyden habersiz kimselerin kaldığını öne sürdü.

Bulaç, FETÖ üyesi olmadığını belirterek, savunmasında şu ifadeleri kullandı:

"Darbe tehdidi söylentileri dolaşırken ve FETÖ canibinden ses çıkmazken ben neden 'darbecilik alçaklıktır' diye yazı yazayım. Örgüt üyesi olsaydım, bütün diğerleri gibi beni de aylar öncesinden haberdar edip yurt dışına çıkmamı sağlaması gerekmez miydi? Örgüt beni 'kullanışlı aptal' yerine mi koydu?"

Tutuklu sanık Ali Bulaç hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek tahliyesini talep etti.

- İddianameden 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan iddianamede, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut ve Zafer Özsoy tutuklu sanık, Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Süleyman Sargın, Osman Nuri Arslan, Osman Nuri Öztürk, Lalezer Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz ise tutuksuz sanık olarak yer alıyor. 

İddianamede, sanıklar hakkında "anayasal düzeni, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. 

- 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde Zaman gazetesi 

İddianamede, 2013 yılı Nisan ortalarından itibaren FETÖ/PDY'nin medyada görevli üyelerinin bilinçli ve sistemli şekilde 17-25 Aralık 2013'te sözde "yolsuzluk" adı altında gündeme getirilecek iddiaların bir kısmını sosyal medyada şifreli ve imalı bir biçimde işlemeye başladığı, Mehmet Baransu, Emre Uslu, "Şefkat Tepe" adlı dizi, Abdülhamit Bilici, Bülent Korucu, Zaman Gazetesi Washington Temsilcisi AliAslan'dan verilen örneklerle anlatılıyor. 

Zaman gazetesinde köşe ve haber yazarlarının da 17-25 Aralık sürecinde olaya müdahil olarak algı mühendisliğine katkıda bulunduğu da iddianamede yer alıyor. 

- FETÖ, görüşlerine karşı olduğu gazetelerle dirsek temasında bulundu 

Örgüt medyasının, yıllardır sözde yayın politikalarına, ideoloji ve görüşlerine karşı olduğu Cumhuriyet, Radikal ve Aydınlık gazeteleri dahil olmak üzere diğer medya kuruluşlarıyla dirsek temasına geçtiğinin anlaşıldığı belirtilen iddianamede, 7 Aralık 2013'te gerçekleştirilecek kumpas ve komplolarla başlatılacak operasyonlara dair sinyallerin Can Dündar’ın 3 Aralık 2013'te Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde sarf ettiği sözlerin dirsek temasını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kanıtladığı vurgulanıyor.

İddianamede, "FETÖ/PDY'nin bundan sonra gerçekleştireceği yasa dışı operasyonlar dikkate alındığında, bu ifadelerin tahmin ya da öngörü şeklinde kabul edilmesinin imkansız olduğunu normal zekaya sahip bir insan rahatlıkla değerlendirebilir." ifadelerine yer veriliyor. 

FETÖ/PDY üyelerinin, sözde Selam Tevhid-Kudüs Ordusu soruşturmaları kapsamında yaptığı usulsüzlüklerin basın tarafından gündeme getirilmesi üzerine Zaman gazetesinin harekete geçtiği belirtilen iddianamede, 25 Şubat 2014'te "Bu andıcın hesabı sorulsun", "Hoca Efendinin Avukatı Albayrak: Bunlar kara propaganda metodu", "Suçlanan Savcı Çimen, bu şerefsizliktir" başlıklı haberlerin içeriklerinde, örgüt liderinin söylemlerini sütunlarına taşıdığı, kamuoyunda Gülen ve örgütü aleyhine ortaya çıkan tepkileri hafifletmeyi amaçladığı ve iddiaları savunan bir müdafi rolü oynadığı anlatılıyor.

Kapatılan Zaman gazetesinin eski yöneticilerinden Adil Gülçek ise yakalandıktan sonra sevk edildiği hakimlikçe tutuklanmış, Gülçek hakkındaki dosya bu davayla birleştirilmişti. 

 

Etiketler :