Akıp Giden Zamanın İçinden

Ramazan bitti, Bayram geçti, Dünya kupası başladı ve yarın ülkemizde önemli bir seçim var. Bu arada bir de babalar günü girdi araya. Zaman bir sel gibi önüne ne çıkarsa alıp götürüyor. Dini günler, milli günler ve modernitenin dayattığı ritüeller derken yıllar devrilip gidiyor. Murat Menteş fantastik romanı Ruhi Mücerret'te: "Bazen kötüler, nadiren de iyiler kazanır. Çoğunlukla herkes kaybeder" diyor. Bu sözü zaman eksenli düşündüğümüzde daha bir anlamlı, daha bir acı geliyor kulağa.  Çağın hızlı temposu, bu tip düşüncelere vakit bırakmıyor çok zaman. Tuhaf bir takvimiz var bugün. Belli gün ve haftalarla parsellenmiş, fatura ve taksitlerle daraltılmışız. Dünyada oluşumuzu sorgulamaya, hayatımızda olup bitenlerin muhasebesini yapmaya fırsat verilmiyor.  

 

Oysa birçok şiirde şairlerimiz, zaman konusunda titizleniyorlar. Cemal süreya: 

 

Bir gün aklına gelecek olursam 

Bana şiir ısmarla 

Eylülü konuşalım 

 

Evet önemlidir bu Eylül konusu. Eylül bir yılın son durağıdır. Ağaçların hesap günü, dalların veda vakti, yaprakların özgürlüğe ve ölüme kopuş zamanı... Oysa şairin söylemek istediği tam da budur işte, yalnız takvimin Eylülüne değil, ömrün Eylülünedir vurgusu. Ve korkusu yaşamak arzusunu yitirmeden kavuşamamaktır. İlhan Berk ise İsteğin bulanık sularını anlatır: 

 

Sevgilim, işte eylül 
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün. 

Zaman ki sonsuzdur 
Bitmemiş şiirler gibidir. 

Bazı hüzünleri 
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir. 

Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık 
(İsteğin bulanık kıyısında). 

Bundan değil midir bizim aşkımızda 
Sürekli bir akşam hüznü vardır. 

 

Şair yüreği, bir şehrin havası gibi değişken olsa da her mevsimi yaşar. Bir mevsimi yaşarken, gelmekte olanı da hisseder. Baharda yazı, yazda sonbaharı hep duyar içinde. Bazen acele eder hayatı ıskalamamak adına, bazen de özümsemek için yavaştan alır. Bu zaman yolculuğumuzda, şairler sokağına giriverdik ama daha fazla durmayalım, zira yolculuğumuzun amacı tam olarak bu değil. Amacımız içinde bulunduğumuz çağın bizi böyle ince şeylerden uzak tutma planını görmek, göstermektir. Her mevsimin kendine özgü bir dili vardır. Bunu anlayabilmek ise insana yüklenen en önemli sorumluluktur. Bu da, o ilk emirde yer alan OKU bahsine girer. Mevsimlerin dili bize ömrün manasını fısıldar. Mevsimler nasıl geçip gidiyorsa, ömür de gelip geçecektir. Öyleyse ilkbahar çiçeklerin mevsimi olduğu kadar yağışların da mevsimi olmalıdır. Zira tarlaya atılan tohum su ister. Bu çocukluğumuzun taze duygularının yanında almamız gereken hayat bilgisini almamızı ve gençliğimizde edineceğimiz meslek hakkında çalışmamızı işaret eder. Yaz olgunlaşma mevsimidir. Sıcak güneş daldaki meyveyi, tarladaki başağı kıvama getirir. Gençlikten çıkıp orta yaşa yol alan insan da kendine verilen bilgiyi evladına aktararak onun kıvama gelmesine, olgunlaşmasına sebep olmalıdır. Ki hayat zinciri sağlam idame edebilsin.  

 

Zaman insanoğluna verilmiş en önemli sermayedir. Tıpkı bir dükkanın içini doldurur gibi doldurmalıyız içini. Hangi mal kar getirecekse onu temin etmeli, zarara yol açacak çürük veya tapon malları o dükkana sokmamalıyız. Ömrümüzü erdemle, imanla, hoşgörüyle, sağduyuyla ve iyi olanla doldurmalıyız. Kötüyü, çirkini, sufli olanı hayatımızdan uzak tutmalıyız.  

 

Yolumuz uzun gibi görünse de, zamanımız bol gibi olsa da bir de bakmışız gibi bitiverir. İşte o yüzden donanımlı olmalı, bizi neyin zenginleştirdiğini, neyin oyaladığını iyi bilmeliyiz. Evet fetihler gençlik enerjisiyle yapılır ama deneyim de az şey değildir. Onun için hiçbir zaman geç değildir yeniden başlamaya, yeter ki yaşıyor olsun insan. Zararın neresinden dönersek kardır. 

 

Yazımızın sonunda şairler sokağına bir daha girelim. Bakalım ne diyorlar? Oruç Aruoba:  

Her şeyi yazarım da 
zamanı yazamam  
o yazar çünkü beni. 

Evet zamanın yazdığı değil, zamana yazanlardan olmak dileğiyle son söz Necip Fazıl Kısakürek'in olsun: 

Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir! 

Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir! 

Sevgiyle kalın 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.