Akıncı Üssü davası

Akıncı Üssü davası

FETÖ'nün darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 sanığın yargılandığı davaya, müşteki avukatlarının, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı beyanlarıyla devam edildi

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 sanıklı davaya müşteki avukatlarının, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı beyanlarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Avukatı İskender Minar, FETÖ'nün hain saldırılarının bir işgal hareketi olduğunu söyledi.

Devleti ele geçirme planının çok daha önceden yapıldığının açık olduğunu belirten Minar, bu plan neticesinde örgütün TSK, mülki idare birimleri, yargı teşkilatı, emniyet ve eğitim kurumları gibi yerlerde kadrolaştığını kaydetti.

Minar, örgütün eğitim ve din alanındaki faaliyetleriyle toplumda meşruiyet kazanmaya çalıştığını da ifade etti.

Yaşanan sürecin, örgütün pek çok yüzü olduğunu gösterdiğini dile getiren Minar, FETÖ'nün mahrem yapılanması incelendiğinde bir istihbarat örgütü şeklinde kurgulandığının da anlaşıldığını dile getirdi.

- "Ederi bir dolar olan kişiler"

Minar, "15 Temmuz gecesi yaşanan ihaneti gerçekleştirilenlerin, sivil örgüt yöneticilerinin emriyle devletine, milletine saldıranların TSK ruhunu taşımadıkları, küresel aklın taşeronluğu uğruna bütün milli, manevi değerlerini örgüt aidiyeti karşılığında terk eden, ederi bir dolar olan kişiler olduğu görülmüştür." dedi.

Davada yargılanan, özellikle sivil yöneticilerin savunmalarında darbe girişiminin yaşandığı gün "tarla, arsa bakma; hayvan belgeseli çekme veya okul tanıtımı" için Akıncı Üssü ya da yakın çevrede olduklarını iddia ettiklerini aktaran Minar, sanıkların bu yöndeki savunmaları ile inandırıcılık gibi bir çaba gütmediklerinin görüldüğünü bildirdi.

Minar, onları takip eden örgüt üyesi askeri personelin de sınırsız inkar ve algı oluşturulması tarzında ifadeler verdiğine değinerek, sanıkların ortak strateji üzerine savunma yaptıklarını, farklı darbe davalarında da aynı stratejinin uygulandığını aktardı.

Sanıkların, vakanın bütününden ısrarla kaçtığını dile getiren Minar, iddianame ve yargılama aşamasında ayrıntıları ortaya çıkan eylemler nedeniyle, iddianameye bağlı kalınarak sevk maddeleri uyarınca sanıkların en ağır ceza ile mahkumiyetlerine karar verilmesini talep etti.

Bir kısım müştekiler vekili avukat Fatih Atalay da sanıkların yargılama sürecinde gerek ifade bütünlüklerini bozmama adına gösterdiği gayret, gerekse duruşma salonunda yaşananlara zaman zaman verdikleri ortak tepkilerle hala organize şekilde, örgüt talimatıyla hareket ettiklerini açıkça ortaya koyduklarını vurguladı.

Atalay, "Örgütten alınan talimat doğrultusunda, inkar politikası kapsamında vermiş oldukları gerçek dışı ifadelere itibar edilmemesi gerekmektedir. Baştan sona, tepeden tırnağa, tamamı planlı ve organize olan bu darbe girişiminden sanıklar haberdar olup her biri kendine verilen görev kapsamında bilinçli faaliyette bulunmuştur." dedi.

Sanıkların tamamının organize şekilde hareket ettiğini belirterek, eylemlerin tamamından her birinin ayrı ayrı ve üst hadden cezalandırılmalarını isteyen Atalay, cezalarda herhangi bir indirim uygulanmamasını talep etti.

- "Gözümüzün gördüğü, kulaklarımızın duyduğu inkar edildi"

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı Avukatı Uğur Kızılca da 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında şehit edilen polislerin fotoğraflarının yer aldığı sunu ile beyanda bulundu.

Şehitlerin kim olduğunu tek tek anlatan Kızılca, "Maalesef gözümüzün gördüğü, kulaklarımızın duyduğu, o gece yaşadığımız her şey inkar edildi." dedi.

TBMM'nin bombalanmasıyla ilgili sanıkların, "Meclis içeriden bombalandı." şeklinde bir inkarda bulunduğunu söylediklerine dikkati çeken Kızılca, sanıkların savunmalarında öz geçmişlerine ve konuyla ilgili olmayan pek çok şeye değindiğini, ayrıca usüle yönelik serzenişte bulunduğunu aktardı.

Kızılca, darbe girişimiyle ülkenin, milletin zarar gördüğünü ifade ederek, bu sanıklar nereye başvuru yaparsa yapsın, belgelerle, delillerle karşılarında duracaklarını kaydetti.

Uğur Kızılca, suçun işleniş şekli ve verdiği zarar da dikkate alınarak, sanıklara üst sınırdan ceza verilmesini istedi.

Duruşmaya, müşteki avukatlarının dinlenilmesinin ardından pazartesi günü devam edilmek üzere ara verildi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :