Akıncı Üssü davası

Akıncı Üssü davası

FETÖ'nün, darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümü, sanık eski Deniz Kurmay Yarbay Aydın Nevzat Özkan'ın savunmasıyla başladı. Yanlış zamanda, yanlış bir ortamda bulunmasının bedelini ödediğini savunan Özkan, tutuklandığı günden beri bu durumu anlatmaya çalıştığını söyledi.

Sanık eski Yarbay Özer Zeren'in kendisine, sanık eski Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'ın telefonla arayıp, İstanbul'dan Ankara'ya geleceğini, hafta sonu arabaya ihtiyacının olduğunu söylediğini aktaran Özkan, bunun üzerine Harmancık için bir araç kiraladığını ifade etti.

Harmancık ile emir komuta dışından bir tanışıklığının olmadığını savunan Özkan, Zeren'in ise yakın mesai arkadaşı olduğunu kaydetti.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da Harmancık'ın tarif ettiği Ankara Çukurambar'daki evine Zeren ile gittiklerini anlatan Özkan, "Ömer Faruk Harmancık, Zeren'e arabayı hafta sonu kullanmaktan vazgeçtiğini söylemiş. Akıncı'daki toplantıya gittikten sonra arabaya ihtiyacının kalmayacağını söyledi. Kendisini de Akıncı'ya bırakmamı istedi." dedi.

Zeren'in, Harmancık ile yaklaşık bir yıl birlikte çalıştığı için bu teklifi geri çeviremediğini iddia eden Özkan, kendisinin de eve gitmek için hazır olan araca bindiğini söyledi.

Zeren ve Harmancık'ın araçta samimi bir şekilde konuştuklarını bildiren Özkan, "Birbirlerine hal hatır sordular, işle ilgili devam eden projelerden konuştular. Ben de arka koltukta telefonla uğraşıyordum." diye konuştu.

Saat 20.00'de Akıncı Üssü'ne geldiklerini, nizamiyeden giriş yaptıkları sırada olağanüstü bir gelişmeye şahit olmadığını iddia eden Özkan, Harmancık'ı bıraktıktan sonra dönmek istediklerini ancak üsse giriş çıkışlar yasaklandığı için içeride kaldıklarını öne sürdü.

Zeren ile Harmancık'ın gösterdiği bir odaya geçtiklerini belirten Özkan, sonra Akıncı Üssü'nde hareketliliğin başladığını, bunun nedeni hakkında o an için bilgilerinin bulunmadığını savundu.

Harmancık'ın, ordunun yönetime el koyduğuna ilişkin bir açıklamada bulunup bulunmadığına ilişkin soruya, böyle bir beyanı hatırlamadığını öne süren Özkan, "Ben ve Özer Zeren, bize gösterilen odada sabaha kadar bekledik. Sabah henüz hava aydınlanmamışken üste büyük bir kargaşa yaşandı. Bu kargaşadan istifade ederek tel örgülerin bulunduğu kısımdan kaçtık. Bir süre yürüdükten sonra yolda gördüğümüz polis ekiplerine durumu anlatarak teslim olduk." savunmasını yaptı.

Özkan, birlikte hareket ettiği sanık Zeren'de örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'un bulunduğuna ilişkin tespiti iddianamede okuduğunu, bunun karşısında büyük bir şaşkınlık yaşadığını sözlerine ekledi.

Duruşmada, bazı sanık ve müdafileri, dosyaya yeni eklenen delilleri inceleme fırsatı bulamadıklarını belirterek, daha sonra savunma yapacaklarını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Bazı sanıkların, üzerine atılı suçlar nedeniyle zorunlu müdafiliği söz konusu, mazeretli olan avukat yerine birini bulsun. Duruşmaya katılmadıkları takdirde zorunlu müdafi yoluyla sanık savunmalarını almaya devam edeceğiz. Önceki duruşmalarda 'CD inceleyeceğiz' dediler vareste tutulmak istediler, izin verdik. Bu hakkı kötüye kullananlar var, biz de ona göre karar vereceğiz." diye konuştu.

Verilen kısa aranın ardından daha önceki celselerde bulunmayan, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimi davasından hüküm giyen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in bulunduğu sanıklar için Mahkeme Başkanı Giray iddianamenin özetini okudu.

Daha sonra sanık eski Pilot Kurmay Yarbay Hüseyin Yılmaz savunma yaptı.

Yılmaz, olay tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Şube Müdürlüğünde proje subayı olarak görev yaptığını, yıllarca terör operasyonlarının kayıtlarını tutuğunu, o gece de terörle mücadele harekatı kapsamında çağırıldığını düşündüğünü söyledi.

15 Temmuz günü rutin hayatına devam ettiğini öne süren Yılmaz, şunları kaydetti:

"O gün oğlumun doğum günüydü. Evimin bahçesinde misafirlerle sohbet ederken, telefonum çaldı. Arayan Ayhan Çattıkkaya'ydı en kısa zamanda 143. Filo Komutanlığına uçuş tulumuyla beklendiğimi söyledi. Ben de ona yurt dışında olduğumdan bir buçuk yıl uçuş görevi yapmadığımı söyledim. Ancak gitmem gerektiğini söyledi."

Bunun üzerine uzun yıllardır kullanmadığı uçuş tulumunu alarak, Akıncı Üssü'ne gittiğini ifade eden Yılmaz, nizamiye girişinde eli silahlı askerler gördüğünü, komutan emriyle geldiğini onlara anlattıktan sonra zor da olsa içeri girdiğini ileri sürdü.

Darbe girişimini ne zaman öğrendiği yönündeki soruya Yılmaz, şöyle yanıt verdi:

"Genelkurmaydan sıralı sicil amirlerimden biri tarafından aranıyorum, terörle mücadele olduğu söyleniyor. Bu durumda oraya gidene kadar hiç şüphelenmedim ancak telefonda yakınlarım arayınca bir sorun olduğunu düşündüm ama hiç ihtimal veremedim. Eskiden askerlerin beyanatları olurdu. 'Genç subaylar rahatsız' diye. Hükümet ile asker arasında bir gerginlik yok. Hiç kafamda oturtamadım, nasıl olur? Akıncı Üssü bu işin neresinde bunu anlamaya çalışıyordum. Orada olduğum süre boyunca kimse benden bir şey talep etmedi, etseydi de yapmazdım, kendi insanına silah çeken bir yapının ya da konseyin bir parçası olmayı kabul edemezdim."

Cumhurbaşkanı'na suikast davasında da yargılandığını ve o davadan beraat ettiğini belirten Yılmaz, darbe girişimini kınadığını, lanetlediğini ve tutuklu kaldığı sürenin de göz önünde bulundurularak tahliyesini talep etti.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :