AK Parti'ye tokat bekliyordum ama bukadar ağır değil

Milletvekili adayları belli olduktan sonra ‘bu köşeden seçim bitene kadar siyaset yazmayacağım.’ Demiştim...  Birilerinden korktuğum ve çekindiğimden falan sanmayın. Böylesi süreçler hassas olur meramını tam olarak aktaramazsın… Mesela AK Partinin oylarının düşeceğini adım  gibi    biliyordum ama yazmadım zira öncelikle etrafımdaki insanlar bile beni anlamaz ve bugün yaşanan gerçeği polemiğe dönüştürürler yeni, düşmanlıklar peydah ederlerdi…

Neyse uzatmayalım HDP barajı aştı, AK Parti iktidar olacak mebus sayısına ulaşamadı.

Bunun lamı cimi yok, biz şu kadar oy aldık,   hala   birinci partiyiz  gibi söylemlere  söyleyenlerin bile   inandığını zannetmiyorum..

 Halkı  suçlamak şu kadar yatırım yaptık,  şuraya  şunu , buraya bunu yaptık   bizi anlamadılar gibi   bir söyleme   giren  yanılır…  Bu halk seni %49 ile iktidar  yaptığında   doğru yapıyor  idiyse  şimdi % 41  indirdiğinde  yanlış yapmaz  o zaman  yanlış yapan sensin…

12 yıldan beri tek başına iktidarda olan  Ak parti   tek başına  iktidar olma  vasfını kaybetmiştir   bu seçimlerle  Türkiye 2002  öncesine tekrar geri dönmüş oldu..    

 Birkaç  gün  birileri  kazanmanın   heyecanını  yaşarken   Aylar  sürecek  görüşmeler, koalisyon tartışmaları dinleyeceğiz.  Tabi  bu arada    piyasalarda  harman kaldıracak rantçılar dövizin yükselmesin  borsanın düşmesinden   kendi çaplarında  milyon dolarları iç edecekler..

 Ak partinin hemen şimdi, acilen yenilgiden ders çıkartmalı,  şimdiye kadar yerelde ve genelde yapmadığı yapıcı eleştirilere kulak vermeli dikkate almalıdır…

AK Parti Özellikle hakkı ve adaleti savunan Türkiye birikimi olan kendi tabanı  olarak tarif edeceğimiz entelektüel birikimi olan aydınları kesinlikle dinlemeli... Şimdiye kadar iktidarlara sığınarak o nimetten faydalanmak isteyen cemaat sığınmacılığını ve türbecilik anlayışını kesinlikle bırakmalı.

 Ak partinin ilk kurulduğu günleri düşünün, o zamanki teşkilatları ile şimdiki teşkilatları belediye başkanlarını,  partinin önde gidenlerini bir bakın sanırım ne demek istediğimi anlarsınız…

Sen ilk önce teşkilatım dediğin tabanıyın sesini bir dinleyeceksin…  tabanının  sesini   dinlemesen  taban   sana  er yada  geç sesini dinletir..   

 Milletvekillerine çok fazla yetki verilmesi sonucu 2009   yılında Seydişehir’de   yaşananları    bir hatırlayın …Ayak oyunları ile sırf kuru inat  uğruna ve egolardan dolayı kaybedilen seçim…. Sen   kendi kafana göre  belediye başkanı   seçimi   yap, ilçe teşkilatı dizayn et   milletvekili   belirle    sonrada  ben ceketi mi diksem seçim kazarım  de  ….  

Evet bir defaya mahsus çeketin içinin boş olmadığı anlaşılabilir ama bunu ikinci  kez yapamasın, yaparsan da  uzun vadede kaybedenlerden olursun..

 Türk halkı duygusal  bir millet  olduğu  için büyük projeler, büyük yapısal değişikler yapmak yetmiyor…  Bunun yanında seni ayakta tutan omurgayı kenara iter, seninle beraber yola çıkan yol arkadaşlarını şu veya bu sebeple kenara itip sadece sana itaat edecek temsil yetkisi  ve  kabiliyeti olmayan insanlarla ancak  bu kadar olur...   

 Ganimet paylaşımında ön saflarda fotoğraf çektirenleri hep birlikte göreceksiniz gemiyi ilk terk edecek onlar olacak…  Birde bunun yanında AK Partili belediyelerin yanlış yönetilmesi, hasbel   kader başkanların etrafına  yerleşmiş grup tarafında etrafındaki  her gördüğü  kişiyi  kendinden  zannederek ,  kendi  mantıgında  kendi çapında o  gücü  kullanarak  teşkilatı ,şehri,  belediyeleri ve bürokrasiyi yeniden dizayn etmeye kalkmalarını eklersek bu sonuç kaçınılmaz…

….

Ak partinin ikinci oy kaybının nedeni kürt meselesinde deneme yanılma yöntemi ile olayı çözmeye çalışması kendisine çok pahalıya mal oldu. Son denemesinde şimdiye kadar yeşerttiği o kitleden en büyük darbeyi yedi diyebiliriz.  Güneydoğuda illerin hemen hemen hepsini  HDP teslim etmiş   olduğunu   bu seçim sonuçları çok iyi  gösterdi.

Seçim sonuçlarının ülke geneline hükmeden analizlerini ulusal bazda yayın yapan organlarda yapa dursunlar… Yerel pencereden baktığımız zaman Seydişehir siyasetini dizayn etme derdinde olanların bugünkü mağlubiyetin mimarları ve müsebbipleri olduklarını kabul etsinler…

2009 yılı yerel seçimlerini kaybettiren mebus destekli kibir kitlesi ve ülke sathındaki benzeri oluşumlar bugünkü sonuçlarında müsebbibidir… Sorumluluk duyar mı bilmiyorum ama yaşatılan haksızlıkların, adaletsizliklerin, manüpilasyonların mahşerde hesap sorucusu olacağım…

AK Partili seçmene kimi milletvekili görmek istersiniz diye soracaksınız sonrada onların görüşlerini dikkate almayacaksınız ve sonrada onları mağlubiyetin suçlusu ilan edeceksiniz…

Sözün özü; İnandığım değerlerin savunucusu olduğuna inandığım AK Partili feraset sahibi yöneticiler içten dışarıya doğru bir sorgulama yapmaları gerekir…

Suriye’ye, Mısır’a, Irak’a, Yemen’e bir kısacası Müslüman coğrafyasında zulüm görenlerde zulmedenlerde Müslümanların ta kendisidir… Türkiye’de de durum bundan farklı değildir…

Üstat Necip Fazıl ne demiş?

“Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; Hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.”

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum