AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Davutoğlu: (5)- "Bugün bazı çevreler Türkiye'yi terör örgütleriyle irtibatlandırmaya çalışıp sonra da bu çatı altında konuşmaya kalkışanlar bilsinler ki AK Parti'nin iktidar olduğu hiçbir dönemde hiçbir yılda, ayda, günde, saatte,

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün bazı çevreler Türkiye'yi terör örgütleriyle irtibatlandırmaya çalışıp sonra da bu çatı altında konuşmaya kalkışanlar bilsinler ki AK Parti'nin iktidar olduğu hiçbir dönemde hiçbir yılda, ayda, günde, saatte, dakikada, saniyede terörle, şiddetle, zulümle işbirliği olmamıştır, olmayacaktır" dedi.

Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 7 Haziran seçimlerine değinerek, "(Seçimlerde şöyle değil de böyle bir netice çıkarsa Türkiye kan gölüne gider) deyip halkı tehdit edenler var ya, 2008'de partimize, iktidarda bulunan bir partiye ve arkasında başarı hikayeler dolu bir partiye yasaklama kararı için başvurulduğunda, kapatılma için dava açıldığında bu Meclis'ten, bu kürsüden yine dirayetli bir sesle Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan meşruiyet sınırları içinde kalınacağını ilan etti" ifadelerini kullandı.

Sabırla ve kararlılıkla memleketin hiçbir meselesini ertelemediklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kapatılma davasının açıldığı andan Anayasa Mahkemesi'nin kararına kadar 5, 6 aylık sürede  memleketin hiçbir meselesini 'acaba yarın bu koltuklarda oturacak mıyız?' düşüncesiyle ertelemedik. Bugün de birilerinin yeni hükümet kurulana kadar bu bizim hükümetimizi geçici ilan edip, 'bazı kararları alamaz' diye ifadeleri var. Hayır, biz bu emaneti omuzlarımızda taşırken ülkemizin çıkarı neyi gerektiriyorsa bir saniye dahi ömrümüz kalsa, o bir saniyeyi değerlendirir, en doğru kararı alır ve uygularız. Aynen kapatılma davası döneminde hiçbir meseleyi aksatmadığımız gibi. Dünya küresel ekonomik krize gidiyordu, ekonomik krizin içindeydi o günlerde ama ülkede bir hükümet boşluğu hissedilmediği gibi bir gelecek kaygısı da hiçbir zaman gündeme getirilmedi."

Erdemli davranışın ne olduğuna değinen Davutoğlu, kendilerinin şahsi çıkarlarını parti ideallerinin, parti çıkarlarını da ülke çıkarlarının ve millet ideallerinin önüne getirmeyeceklerini vurguladı.

Milletin davasının partilerinin çıkarlarından ve geleceğinden  her zaman daha önce ve öncelikli olacağını dile getiren Davutoğlu, erdemli davranışın her şeyden önce egoyu, nefsi,  beni bir kenara bırakıp birlikte mahfiyet içinde geleceğe yürüme davranışı olduğunu söyledi.

Erdemli davranışın en zor şartlarda dahi meşruiyetten ayrılmama, en zor dönemlerde dahi kararlılık gösterirken şiddet ve öfke dili kullanmama davranışı olduğunun altını çizen Davutoğlu, erdemli davranışın kutuplaşmayı değil, kucaklaşmayı, öfkeyi değil, muhabbeti egemen kılmaya çalıştığını belirtti. Davutoğlu, "Biz hep bunu yaptık, bunu yapmaya devam edeceğiz" dedi.

2011 seçimlerine de yine kritik bir ortamda girdiklerini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bir taraftan küresel ekonomik kriz bütün dünyayı yakıp, büyük sıkıntılara yol açarken ve Avrupa ülkelerinin bu kriz dolayısıyla  birer birer demokrasileri sarsılırken diğer taraftan Arap baharının sancılarıyla bütün Ortadoğu tam bir devinim içinde, uçurumun kenarında olduğunu veya demokrasiye doğru yürüyecekti ya da anarşiye teröre, otoriterliğe doğru. Türkiye o zaman yine bu kürsüden 30 Haziran'da ilk grup toplantısı yaptığında Genel Başkanımız aynı kararlılığı bir kez daha vurguladı. Hiç tereddüt etmeden o günden bugüne bu zor şartlarda ülkemizin küresel ekonomik krizi hissetmemesi için gereken tedbirleri aldık."

Ortadoğu'da ortaya çıkan daha sonra Ukrayna'ya ve dünyanın değişik yerlerine doğru yayılan yangın konusunda da hep iki esası öne çıkardıklarının altını çizen Davutoğlu, bunları insani diplomasi ile Türkiye'nin stratejik çıkarları ve bölgesel barış olarak sıraladı.

- "Anadolu barış diyarıdır"

BM Mülteciler Yüksek Komiseri'nin geçen hafta Türkiye'ye geldiğinde Dünya Mülteciler Günü'nü Türkiye'de anmaya karar verdiklerini söylediğini anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsani anlayışı bugün dünyanın her yerinde temsil eden Türkiye Cumhuriyeti devleti gururla ifade ediyorum -keşke hiç olmasaydı keşke hiçbir mülteci bizim kapımıza gelmeseydi, keşke kimse evinden, yurdundan ayrılmasaydı- BM Mülteciler Yüksek Komiseri geçen hafta buraya geldiğinde 'Dünya Mülteciler Günü'nü Türkiye'de anmaya karar verdik. Çünkü dünyada en çok mazlum, en çok mülteci, en çok yetim barındıran ülke Türkiye'dir' dedi. İşte biz bu insani çizgimizi sürdüreceğiz.

Etrafımızda bir ateş çemberi var. O ateş çemberinin içinde ülkemizi bir gül bahçesi gibi tutmaya kararlıyız ve bu gül bahçesinin kokularından  istifade etmek isteyen, bu çınar ağacının altında barış içinde gölgelenmek isteyen kardeşlerimiz söz konusu olduğunda onların etnik, mezhebi, dini kimliğine bakmaksızın 'gelin Anadolu barış diyarıdır, Anadolu kutsal bir çınar ağacının gölgeliğinde insanların huzur bildiği bir diyardır' diyerek onlara sahip çıkacağız. Bu insani sınavı geçtik. Asırlarca bu sınav bir destan gibi anlatılacak. Suriye'deki her evde, Ortadoğu'daki her sokakta Türkiye'nin bu kritik 4 yıl içinde gösterdiği insanlık destanı anılacak.

Biz şunu bir kez daha milletimize söylüyoruz; bu makamlarda bulunurken aynen Sayın Özal'ın Cezayir'e gidip özür dilemesi gibi birgün bizden sonra gelecek bir başbakanın herhangi bir ülkeden herhangi bir halktan insanlıktan özür dilemesini gerektiren hiçbir davranışa izin vermeyeceğiz. İşte erdemli davranış budur. Erdemli davranış mazluma kapıyı kapatarak değildir, erdemli davranış herkese gönlünü açmaktır. Erdemli davranış zalim, güçlü diye onun karşısında susmak değildir. Erdemli davranış kim haksızlık yapıyorsa, kim adaletsizliğe alet oluyorsa onun karşısında adaletin, insanlığın sesi olmaktır. 2001'den bu yana attığımız her adımda erdem ve hikmet vardı. Erdem ve hikmet olmaya devam edecek. İşte bugün bazı çevreler Türkiye'yi terör örgütleriyle irtibatlandırmaya çalışıp sonra da bu çatı altında konuşmaya kalkışanlar bilsinler ki AK Parti'nin iktidar olduğu hiçbir dönemde hiçbir yılda, ayda, günde, saatte, dakikada, saniyede terörle, şiddetle, zulümle işbirliği olmamıştır, olmayacaktır."

-"Her zaman tarihin öznesi olduk, olmaya devam edeceğiz"

Davutoğlu, seçimlerden AK Parti'nin Türkiye'nin en büyük partisi ve en yakın rakibine yüzde 16 fark atmış lider parti olarak çıktığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Şimdi burada da sınavlarla karşı karşıyayız. Sınamalar siyasetin doğasıdır. Sınama beklemeyen, sıkıntı, zorluk görmek istemeyen siyasete girmeyecek. Siyaset zor dönemde zor kararları alma cesareti gösterenlerin işidir, kolay dönemlerde nutuk atanların işi değil. Siyaset gerektiğinde risk alabilecek iradeyi gösterenlerin işidir. Siyaset, tarih nehri akarken o nehre bakanların değil, tarih içinde birlikte akan ve o tarihe yön verenlerin işidir. AK Parti gerek Türkiye içinde gerek Türkiye dışında hiçbir tarihi olayı, serüveni, akışı izlemekle yetinmedi ve hepsine müdahil oldu, hepsine erdemli davranışımızın ve ilkelerimizin yansımalarını gösterdik. Durmadık, beklemedik ve 'olaylar aksın sonra biz tavır sergileyelim' demedik. 'Tarih aksın, akarken bir yerlerde tarihe tutunmaya çalışırız' demedik. 'Tarih akacaksa tarihin öznesi olan bu millet o akışı şekillendirmek için çaba sarf edecek' dedik. Bazen başarılı olduk, bazen istediğimiz ölçüde başarı sağlamamış olabiliriz ama bir şeyden erdemli bir hareketin bugünkü Genel Başkanı olarak söylüyorum; bizim dönemimizde bu millet hiçbir zaman tarihin nesnesi olmadı, olmayacak. Her zaman tarihin öznesi olduk, olmaya devam edeceğiz."

-"Ne kadar erdemli, dürüst, özgür düşünen, vizyonla bakan bir grubumuz var"

Seçimlerin ardından balkon konuşmasında ilk intibaları milletle paylaştıklarını anımsatan Davutoğlu, bir gün dahi tatile ve izne çıkılmasına izin vermeden MYK veya Bakanlar Kurulu üyelerini topladıklarını ve iç muhasebe yaptıklarını söyledi.

"Biz olaylar karşısında nasıl seyirci kalmazsak olaylar şekillenirken de kendimize karşı da seyirci kalmayız" diyen Davutoğlu, " Tabloyu masaya koyarız. Açık yüreklilikle konuşuruz, tartışırız, istişare mekanizmalarını işletir ve en doğru kararı alırız. Seçim neticesi ne olursa olsun bunu yapacaktık. Bizim oy verenlerin gücünü tahkim etmek kadar oy vermeyenlerin niye oy vermediğini hesap, kitap ve muhasebe edip onların da gönlüne girme çabamız vardır" değerlendirmesinde bulundu.

Partilerinin il başkanları, kadın kolları ve gençlik kolları başkanlarını çağırdıklarını anımsatan Davutoğlu, bizzat kendisinin saatlerce oturup sohbet ettiğini ve tabloyu anlamaya çalıştıklarını kaydetti.

Önce resmin çıkarılması, tablonun açık ve dürüst bir şekilde görülmesi ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, araştırma şirketlerine görevler verdiklerini ve "Tabloyu bize çizin, gereken neyse onları yapalım" dediklerini ve bu muhasebeyi devam ettireceklerini söyledi.

258 milletvekiliyle 5 grup halinde biraraya geldiklerini anlatan Davutoğlu, milletvekillerine toplantılarda özgürce fikirlerini ifade ettikleri, bölgelerindeki intibaları  ve ülkeyle ilgili kanaatlerini aktardıkları için teşekkür etti. Davutoğlu, toplantıların sonunda Allah'a şükrettiğini belirterek, "(Elhamdülillah ne kadar erdemli, dürüst, özgür düşünen, vizyonla bakan bir grubumuz var) dedim" şeklinde konuştu.

AK Parti'nin dinamik bir hareket olduğunu belirten Davutoğlu, "Değerleri sabittir. Siyaseti dinamik ve o dinamizme uyacak şekilde hareketlidir. Yerimizde durmayız ama gönlümüzdeki değerler her zaman yerinde durmaya devam edecek" dedi.

- "Millet amirdir, biz memuruz" 

Milletin 7 Haziran'dan bu yana AK Parti'nin ve diğer partilerin tavırlarını muhasebe etmesini ve karşılaştırmasını rica eden Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"AK Parti ilk andan itibaren 'biz milli iradeye saygılıyız' dedi. Millet ne demişse onun gereğini yaparız. Millete dönüp 'neden bu kararı verdin' diye sormayız. Çünkü millet amirdir, biz memuruz. Biz millete hükmetmek için değil, milletin dediğini yapmak için bu kürsülerdeyiz, bu salonlardayız, bu Meclis'teyiz. Hiçbir partilimizin herhangi bir şekilde milli iradeyi eleştirmesine izin vermedik. Hiçbir dava arkadaşımız da bunu yapmadı. 'Nedir bu tablo, millet ne istedi ona bakalım ve ona göre karar verelim' dedik. İlk andan itibaren de şunu söyledik, biz Türkiye'yi bir gün dahi hükümetsiz bırakacak bir sorumsuzluk göstermeyiz. Türkiye'de madem ki millet 'koalisyon' demiştir, kimseye kapımızı kapatmayız. Milli iradenin tecelli ettiği bu tablo karşısında koalisyon görüşmelerinde en iyi niyetli tavrı sürdürürüz, her türlü müzakereyi yaparız ama ilkelerimizden taviz vermeyiz, dayatmalara izin vermeyiz. Bütün bu çabalar inşallah iyi bir netice verir ama netice vermezse yine milletimizin huzuruna gider, onun kararı neyse o kararın gereğini yaparız.

O günden bu yana işte milletimiz şahit, sizler şahitsiniz. Başta ben olmak üzere hiçbir parti yetkilimizin ağzından herhangi bir başka partiye, onun liderine ve onlara oy veren seçmenlere dönük olarak rencide edici tek bir söz çıkmadı. Kutuplaştırıcı ve 'şucular bucular, şöyle düşünenler böyle düşünenler' diye bir tasnif olmadı. Tek bir gün dahi bize oy vermeyen seçmenlerimizi rencide edecek bir söylem kullanmadık, tek bir an dahi pazarlıklara, etik dışı davranışlara yönelmedik. Ahlaklı, erdemli tutumumuzu sergiledik, sergilemeye devam edeceğiz. Ama diğer partilerin tutumlarına bakalım. Buna bakarken o partileri eleştirmek kastıyla sadece söylemiyorum milletimize, milletimizi şahit kılmak ve o partileri bir iç muhasebeye davet etmek için söylüyorum."

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı