AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (2)

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden bir başka senaryoyu deniyorlar. Çatı aday diyorlar, ortak aday diyorlar. Kardeşim, bunların hepsi yalan. Gezi'de başaramadıklarını, 17 ve 25 Aralık'ta, 30 Mart'ta başaramadıklarını, şimdi 10 Ağustos'ta başarmaya çalışıyorlar. İsrail zulmüne ses çıkarmayacak, Gazze için sesini yükseltmeyecek, dengeleri gözetecek, sessiz, tepkisiz bir cumhurbaşkanı ile Türkiye'yi susturmak, sindirmek istiyorlar. Türkiye'nin de İsrail için nöbet tutmasını istiyorlar. Proje bu" dedi. 

Erdoğan,  CHP tabanında "ithal adaya, dayatma adaya" karşı çok ciddi bir tepki olduğunu öne sürerek, "CHP tabanı, kendisine aday dayatılmasına, ardından da genel müdürlerinin ifadesi ile 'tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' denilmesine karşı tavrını, tepkisini 10 Ağustos'ta inanıyorum ki sandıkta gösterecektir" ifadesini kullandı. 

"Ortak aday" Ek İhsanoğlu'nun, kendisini 9-10 partinin desteklediğini söylediğini aktaran Erdoğan, "Kendisini desteklediğini açıkladığı partilerin toplamının oy oranı yüzde 1'i bile bulmuyor" diye konuştu. İhsanoğlu'nun artık kendisini destekleyen partilerin adını bile saymadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Niye? Çünkü kendisine destek açıklamasında bulunan partiler, hem MHP tabanını, hem BBP tabanını, hem de diğer irili ufaklı partilerin tabanını rahatsız edecek nitelikte. Çatının altına kimlerin girdiğine dikkat edin. Çatının altında CHP ve MHP vardı, şimdi o çatının altında CHP ve MHP ile birlikte BBP var, Sosyalist İşçi Partisi, Devrimci Halk Partisi var. Devlet Bahçeli, dayatmalara boyun eğdi. Gitti, partisini Sosyalist İşçi Partisi ile, Devrimci Halk Partisi ile aynı çatının altına yerleştirdi. Sayın Devlet Bahçeli'ye yeni yol arkadaşları hayırlı olsun. Başta MHP ve BBP olmak üzere bu partilere gönül vermiş kardeşlerim, inanıyorum ki bu kirli ittifaka, bu kirli yol arkadaşlığına 10 Ağustos'ta gereken cevabı vereceklerdir. Şu anda zaten BBP'de itirazlar başladı. Partilerinin bu kirli koalisyon içinde yer almasından rahatsız olan omurgalı siyasetçiler, tepkilerini cesaretle ortaya koymaya başladılar. Karşımızda bir koalisyon var. Bu koalisyon, eski Türkiye koalisyonu. Bu koalisyonda sadece siyasi partiler yok. Bu koalisyonda o malum işveren çevreleri var, o malum medya var ve elbette Pensilvanya ihanet şebekesi var. Dikkat edin, kurumsal kimliklerini bir kenara bıraktılar, siyasetlerini, ilkelerini, fikirlerini, ideolojilerini bir kenara bıraktılar, adeta omurgalarından sıyrıldılar ve yeni Türkiye'nin karşısına dikildiler. Yeni Türkiye, Allah'ın izniyle bu koalisyonu aşıp geçecek, bu koalisyona çok güzel bir ders verecektir. Milletim, bu koalisyonu çok iyi biliyor, çok yakından tanıyor. İnanıyorum ki aziz millet, 10 Ağustos'ta bu eski Türkiye koalisyonunu dağıtacaktır. Sadece AK Parti'ye gönül vermiş kardeşlerimiz değil, CHP, MHP, HDP ve diğer bütün partilere gönül vermiş kardeşlerim, bu koalisyona tepkisini sandıkta koyacak, hep birlikte yeni Türkiye'nin inşaasına destek verecektir." 

 

-"Dünya, çocukların ölümünü sadece seyrediyor"

 

İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı operasyonun 15. gününe girdiğini ve Gazze'de 600'e yakın canın şehit olduğunu ifade eden Erdoğan, şehit olanların 100'den fazlasının çocuk olduğuna, şehitlerin arasında kadınların da bulunduğuna dikkati çekti. "İsrail, tarihte örneği görülmemiş bir şımarıklık içinde maalesef çok büyük rahatlık içinde tarihin asla unutmayacağı katliamlarından birini daha yapıyor" diyen Erdoğan, İsrail'in 1948'de Deir Yasin'de başlattığı katliamlara periyodik olarak sistemli şekilde devam ettiğini söyledi. 1982'de Sabra ve Şatilla'da, 1990 ve 1996'da Kudüs'te, 2002'de Cenin'de 2009'da Gazze'de pek çok katliam gerçekleştiren İsrail'in kana doymadığını dile getiren Erdoğan, 1948'de yapılan o ilk katliamın dünyadan ve İslam coğrafyasından gereken tepkiyi almayınca İsrail'in her yıl katliamlarına yenisini eklediğini vurguladı. Erdoğan, dünyanın sustuğunu, tepkisiz kaldığını, korktuğunu ve hatta kendisine  destek açıklamaları yaptığını gören İsrail'in Filistin'i adım adım işgal etmeyi ve Filistinlileri de tek tek öldürmeyi sürdürdüğünü anlattı. 

Şu anda şehit sayısının 600'e yaklaştığına işaret eden Erdoğan, buna rağmen BM'den, batılı ülkelerden ve İslam ülkelerinin çoğunluğundan İsrail'in şımarıklığına, hukuksuzluğuna ve vahşetine yönelik ciddi bir tepki olmadığını kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi:

"Dünya, çocukların ölümünü sadece seyrediyor. Dünya, kumsallarda oynayan çocukların ölümüne, hastanelere, ibadethanelere yapılan saldırılara sadece seyirci kalıyor. Devletler, bu insanlık dışı, bu barbarca katliama seyirci kalırken, Allah'a hamdolsun, halklar sokaklara çıkıyor. Devletlerinin engellemesine rağmen tepkilerini mertçe, yiğitçe ortaya koyuyorlar. Buradan, Gazze için eylem yapan Londra'yı, Paris'i, Brüksel'i, Belgrad'ı, Kopenhag'ı Berlin'i tebrik ediyor, insanlık için ayağa kalkanları selamlıyorum. Ürdün, Lübnan, Güney Afrika, Şili, Venezuela, Pakistan ve diğer tüm ülke halklarına, Gazze için yüreklerini ortaya koydukları için teşekkür ediyor, hepsini yürekten kutluyorum. İnşallah halkların, insanların bu hassasiyeti, bu yürekli duruşu devletlerini de dize getirecek, devletlerinin de insani, vicdani bir tutum sergilemesini sağlayacaktır."

 

-"Mursi'nin bu dik duruşu, birilerini rahatsız etti"

 

Bölgede, İsrail'in insanlık dışı, barbarca katliamlarına, cesaretle sesini çıkarabilen iki ülke bulunduğunu ve bunlardan birinin Mısır olduğunu belirten Erdoğan, Mısır'da halkın oyları ile işbaşına gelen Mursi'nin ilk icraatlarından birinin Gazze'ye insani yardım götürülmesi için hayati önemde olan Refah sınır kapısını açmak olduğunu anlattı. Mursi'nin 1 yıllık iktidarı boyunca Filistin davasının yanında durduğunu, İsrail'e karşı tek başına hakkı savunduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Muhammed Mursi'nin bu dik duruşu, bu onurlu duruşu, bu omurgalı duruşu, elbette birilerini rahatsız etti. Tahrir gösterileri dediler, özgürlük dediler, Mısır'da askeri darbe yaptılar, Mursi hükümetini devirdiler, binlerce masumu katlettiler, başta Mursi olmak üzere binlerce masumu hapse attılar ve bunlardan da ciddi bir kısmını idama mahkum ettiler. Dikkatinizi çekiyorum, darbecilerin ilk yaptığı iş, Gazze'ye giden Refah kapısını kapatmak oldu. Mısır'da demokrasiye yönelik darbe olduğu halde, binerce masum öldürüldüğü halde batı dünyasından kimse çıkıp da bu darbeye darbe diyemedi, bu darbeyi kınayamadı. Şu anda bütün bölge ülkeleri ile bütün batı devletleri ile birlikte işte Mısır da Gazze'deki çocuk katliamını sadece seyrediyor. Darbe yönetiminin çünkü karakteri budur."

 

-"Gezi'de, 17 ve 25 Aralık'ta, 30 Mart'ta başaramadıklarını..."

 

Bölgede, Mısır'la birlikte Filistin davasına sahip çıkan diğer ülke Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin Filistin davasının yanında durmasının, Türkiye'nin İsrail'e hukuku hatırlatmasının, Türkiye'nin zalimin değil mazlumun yanında dimdik, onurlu, şerefli, omurgalı durmasının, birilerini rahatsız ettiğini dile getirdi. Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Önce Gezi olayları dediler, sokak hareketleri üzerinden hükümeti devirmeyi hedeflediler ama başaramadılar. Mısır'da uyguladıkları senaryo, hamdolsun Türkiye'de tutmadı. Sokak eylemleri ile deviremedikleri hükümeti, maşaları olan Pensilvanya'yı kullanarak yargı darbesi ile devirmek istediler, bunu da başaramadılar. Türkiye'yi susturamadılar. Türkiye'yi sindiremediler ve sindirtemediler. Şu anda cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden bir başka senaryoyu deniyorlar. Çatı aday diyorlar, ortak aday diyorlar. Kardeşim, bunların hepsi yalan. Gezi'de başaramadıklarını, 17 ve 25 Aralık'ta, 30 Mart'ta başaramadıklarını, şimdi 10 Ağustos'ta başarmaya çalışıyorlar. İsrail zulmüne ses çıkarmayacak, Gazze için sesini yükseltmeyecek, dengeleri gözetecek, sessiz, tepkisiz bir cumhurbaşkanı ile Türkiye'yi susturmak, sindirmek istiyorlar. Türkiye'nin de İsrail için nöbet tutmasını istiyorlar. Proje bu. Türkiye'nin de İsrail için konforlu rakip olmasını istiyorlar. Ama bunların hesaba katmadıkları bir nokta var, Türkiye, o eski Türkiye değil. Türkiye'ye gündem dayatamazsınız, Türkiye'nin gündemini belirleyemezsiniz. Türkiye'ye artık zalimler için, zalim ve terörist devletler için nöbet tutturamazsınız. Türkiye'ye o eski günlerde olduğu gibi parmak sallayarak istikamet çizemezsiniz. Bu Türkiye, yeni Türkiye'dir, tam bağımsız Türkiye'dir. Ne içerideki işbirlikçilere ne dışarıdaki mütekebbirlere boyun eğecek bir Türkiye yok."

 

-"Türkiye sussun, Türkiye görmesin, duymasın, Türkiye hizada dursun istiyorlar"

 

İsrail'in Nisan 2002'de Cenin mülteci kampında 21. yüzyılın ilk toplu kıyımını gerçekleştirdiğine işaret eden Erdoğan, Cenin kentinin ablukaya alındığını, 14 bin insanın yoksulluk ve çaresizlik içinde yaşadığı Cenin'in günlerce İsrail'in füzelerinin hedefi olduğunu söyledi. Çocuk yaşlı, kadın demeden ve hedef gözetmeden Cenin'in tamamının yerle bir edildiğini, bin 500 Filistinli'nin yaralandığını, şehrin adeta haritadan silindiğini aktaran Erdoğan, içeriye günlerce gazeteci, insani yardım örgütü alınmadığını, İsrail askerlerinin Filistinlileri toplu mezarlara gömdüğünü ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:

"O günlerde Türkiye'de çok enteresan bir şey oldu. Merhum Bülent Ecevit, partisinin grup toplantısında bu insanlık dışı eyleme, bu vahşete, bu barbarlığa tepki koydu ve İsrail'in yaptığını soykırım olarak niteledi. Sonra ne oldu, biliyor musunuz? Başta İsrail olmak üzere tüm egemen güçler, içerideki işbirlikçileri ile birlikte merhum Bülent Ecevit'e karşı toplu halde saldırı başlattılar. 'Sen, nasıl soykırım dersin?' Öyle dediler. Maalesef merhum Bülent Ecevit, 15 günde tam 4 kez özür diledi, sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi. İşte böyle bir Türkiye istiyorlar, Türkiye sussun, Türkiye görmesin, duymasın, Türkiye hizada dursun istiyorlar. Kardeşlerim, biz bugün varız, yarın olmayacağız ama ben istiyorum ki biz olsak da olmasak da artık bu milletin iradesi, bu ülkenin istiklali, hiçkimsenin, hiçbir ülke ve odağın ipoteği altına alınmasın."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı