AK Parti Siyaset Akademisi Açılışı

AK Parti Siyaset Akademisi Açılışı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (4)- "Bugün Afrin'deyiz, yarın Münbiç'te olacağız. Ertesi gün Fırat'ın doğusunun Irak sınırına kadar teröristlerden temizlenmesini sağlayacağız"- "Siz bakmayın kimi kredi derecelendirme kuruluşlarının Ali C

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün Afrin'deyiz, yarın Münbiç'te olacağız. Ertesi gün Fırat'ın doğusunun Irak sınırına kadar teröristlerden temizlenmesini sağlayacağız." dedi.

Erdoğan, partisinin genel merkezinde, "AK Parti 18. Dönem Siyaset Akademisi"nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Suriye topraklarında kesinlikle "işgal" için bulunmadığını belirterek, şunları ifade etti:

"Biz sadece, bu toprakları işgal etmek isteyenlerden, terör örgütlerinden temizleyerek bu toprakları gerçek sahiplerine inşallah teslim edeceğiz. Yapacağımız iş bu. Tabii bunu yaparken de hem kendi güvenliğimizi sağlamak hem de komşularımızın, dostlarımızın dertlerine derman olmak, öyle oturduğumuz yerden mümkün olmayacaktı, bu adımı attık. Bunun için her alanda mücadele etmek gerekiyor. Son 7 yılda yaşadıklarımız bize, sahada yoksak bu mücadelelerden istediğimiz neticeyi elde edemeyeceğimizi de gösterdi."

Türkiye'nin yıllardır sabırla güney sınırlarında güvenliğe, onların ötesinde yaşayanların da huzura kavuşacağı günleri beklediğini aktaran Erdoğan, bu konuda uluslararası platformlarda gereken tüm girişimlerde bulunduklarını söyledi.

Irak ve Suriye'den Türkiye'ye gelen 4 milyona yakın sığınmacıya dünyadan doğru dürüst bir destek olmadan ev sahipliği yapıldığını ve hala da bunun devam ettirildiğini dile getiren Erdoğan, "Ama o beklediğimiz günler bir türlü gelmedi. Sahadaki bir terör örgütünün yerine bir başkası ikame edilerek zulüm ve kan üzerine kurulu düzen hep devam etti. Onların barış ödülleri, onların olsun. İhtiyacımız yok. Bize Rabb'imizin rızası yeter." diye konuştu.

- "Burayı emin bir belde haline yeniden getirme mücadelesini veriyoruz"

Türkiye'nin ilk olarak Fırat Kalkanı Harekatı ile bu sahaya girdiğine, benzer şekilde Irak'ta oynanmaya çalışılan oyunları kararlı duruşuyla bozduğuna vurgu yapan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

"Karşımızda kurulan terör ittifaklarına, kendimizin ihtiyaçlarına ve bölgenin gerçeklerine uygun yeni iş birlikleriyle cevap verdik. Şu anda Suriye'nin Afrin bölgesini teröristlerden temizlemeye yönelik olarak bugün 49. gününe giren Zeytin Dalı Harekatı'nı yürütüyoruz. Burası biliyorsunuz emin bir belde. İnşallah burayı emin bir belde haline yeniden getirme mücadelesini veriyoruz, vereceğiz. Şu ana kadar (etkisiz hale getirilen terörist sayısı) 3171. Bu arada 815 kilometre karelik alanın üzerindeki bölgeyi güvenli bölge haline getirdik. Bölgenin tamamı 2 bin kilometrekare. Aynen Cerablus, 2 bin kilometrekare kontrolümüz altında. Şimdi burada da ilk etapta 2 bin kilometrekarelik alanı kontrolümüz altına alacak, orada güvenliği sağlayacak ve Afrinli kardeşlerimizi kendi evlerine, kendi topraklarına geri göndereceğiz."

- "Cinderes'e de girildi, orası bitti"

Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında terör örgütünün Türkiye'nin sınırlarıyla irtibatını tamamen kestiklerini aktararak, "Afrin şehir merkezinin kuşatılmasının önündeki son engelleri de kaldırıyoruz. Herhalde şu anda 6 kilometre falan bir mesafe Cinderes'ten kalmıştır, o kadar yaklaştık. Allah'ın izniyle iyi gidiyor. Dün güvenlik birimlerimiz ve Özgür Suriye Ordusu Cinderes'e de girdi biliyorsunuz, orası bitti. Evler tek tek elden geçiriliyor." açıklamasında bulundu.

Terör örgütünün sivil halkı nasıl canlı kalkan olarak kullandığını herkesin gördüğünü dile getiren Erdoğan, bölge halkının teröristlerden kaçmak istediğini, ancak bölücü örgütün yola tuzakladığı patlayıcılarla insanları kalleşçe katlettiğini belirtti.

Bölücü terör örgütünün çocukları, kızları, daha bıyıkları terlememiş körpe delikanlıları anne babalarının gözleri önünde vahşice öldürdüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu görüntüler, gün gibi ortadayken kimi kuruluşlar bizi sivillere zarar vermekle itham edebiliyor. Ülkemizden birileri de hala çıkıp, 'Bizim Afrin'de ne işimiz var?' diyebiliyor. Bunları anlamak mümkün değil. Üstelik bunlar da Türkiye'de siyaset yapıyor. Eğer biz teröristleri Afrin'de imha etmezsek, onların gelip eylem yapacağı tek yer Türkiye'dir. Bu açık gerçeği hala anlamayan kimse ya gafildir ya da bilerek böyle davrandığı için haindir. Kimse kendini kandırmasın. Başkalarını kandırmaya da çalışmasın."

- "Bugün Afrin'deyiz, yarın Münbiç'te olacağız"

Suriye'de yaşananların, herhangi bir kesimin kendi hakkını, hukukunu koruma, kendine bir gelecek inşa etme çabası olmadığının altını çizen Erdoğan, "Eğer niyet öyle olsaydı ele geçirilen yerlerde ilk iş bölgenin demografisini değiştirmek, insanların asırlardır oturdukları evlerine, yurtlarına hatta çocuklarına el koymak veya gözleri önünde onları yakıp yıkmak olmazdı." dedi.

Burada amacın bölgenin bağrına asırlar boyunca istenildiği gibi kanatılacak, istenildiği gibi oynanılacak bir hançer saplamak olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hançeri tutan el de ondan fayda sağlayacak olanlar da şu anda bellidir. Bunları gayet iyi biliyoruz. Kimse bizden göz göre göre hem kendi bağrımıza hem de kardeşlerimizin sinesine böyle bir hançerin saplanmasına rıza göstermemizi, tepkisiz kalmamızı beklemesin. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için her şeyi göze aldık. Bugün Afrin'deyiz, yarın Münbiç'te olacağız. Ertesi gün Fırat'ın doğusunu Irak sınırına kadar inşallah teröristlerden temizlenmesini sağlayacağız."

Türkiye'nin, başka hiçbir ülkede görülemeyecek çok önemli özelliklerinden birinin de farklı alanlarda yürüttüğü mücadeleleri, birbirinden etkilenmeden sürdürebilme kabiliyeti olduğunu vurgulayan Erdoğan, sınırların ötesinde bu operasyonları yürütürken 81 vilayetiyle Türkiye'nin tamamını kalkındırmanın, 81 milyonun tümünün refahını yükseltmenin de mücadelesini verdiklerini söyledi.

"Hamdolsun bugün geçmişle mukayese edilemeyecek kadar güçlü, müreffeh ve özgür ülke var." diyen Erdoğan, bugün, geleceğine umutla bakan, vatandaşlarına öz güven aşılayan mazlum ve mağdurlara sığınak olan güçlü bir Türkiye'nin bulunduğunu belirtti.

30 milyar doları aşkın bir harcamayı sadece Suriyeli mültecilere yaptıklarını anlatan Erdoğan, bunda STK'ların, belediyelerin de yardımlarının bulunduğunu söyledi.

- "Siz bakmayın, kimi kredi derecelendirme kuruluşlarının Ali Cengiz oyunlarına"

Cumhurbaşkanı erdoğan, bugün, bağımsız dış politikasıyla itibarlı pasaportuyla yükselen ekonomisiyle bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir Türkiye bulunduğunu bildirerek, gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500'leri bulduğu, dövizin bir gecede fırladığı, birkaç milyar dolar ile ülke ekonomisinin çökertildiği o ülkenin geride kaldığını, öyle bir ülkenin artık olmadığını vurguladı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Siz bakmayın, kimi kredi derecelendirme kuruluşlarının Ali Cengiz oyunlarına. Onların tek derdi Türkiye'yi köşeye sıkıştırarak, bundan nemalanacak olanlara yol açmaktır. Artık bu kredi notu oyunlarına kendi piyasalarımız ne de uluslararası piyasalar itibar etmiyor. Geçin bu işleri, geçin. Sizin kredi derecelendirme kuruluşları olarak verdiğiniz notlar, bizim karne notu değildir. Bizim karne notu halkımızın notudur, biz buna bakarız. Senin ölçün ne ya? Önce ölçünü ortaya koy. Yanımızda komşu, batmış, bitmiş, tükenmiş. Bir anda dört kademe yükseltiyorsun. Bunu neye göre yapıyorsun? Şu anda pik yapan Türkiye ekonomisiyle ilgili de utanmadan, sıkılmadan kalkıp yok durağanmış, yok bir derece indiriyormuş filan. Ya biz zaten bu işlere alıştık. Sizi de çok iyi tanıyoruz. Biz evelallah bu yolda nasıl basamakları çıktığımızı dünya gayet iyi biliyor."

Türkiye'nin, savunma sanayinde, ihracatta, üretimde kendisiyle yarıştığını, büyüme oranlarında dünyada rekor kırdığını dile getiren Erdoğan, "Sen büyüme oranına mı, ihracatına mı, ülkedeki kişi başına düşen milli gelire mi bakıyorsun? Neye bakıyorsun? Bunlarda ölçü siyaset. Türkiye'nin siyaseti emir alma siyaseti midir yoksa emir verme siyaseti midir? Evet, biz artık bunlardan emir almıyoruz." diye konuştu.

- "Kusura bakma, Türkiye'nin Başbakanı benim"

Son gittiği Davos Zirvesinde, IMF ile yaşadığı olayı hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunların meşhur başı vardı, Strauss-Kahn diye. Fransa'da bazı hülle işlerine filan karıştı. Seçime girecekken seçime de giremedi. Bunlar o zaman bizim IMF'de para pul işlerini değil, siyaseten de bizi yönetiyorlardı. Biz dedik ki 'Paranı, alacağını gel tahsil et de ama bizde siyaset yapma. Eğer bizim ülkemizi siyaseten de yönetmeye kalkarsan, kusura bakma Türkiye'nin Başbakanı benim. Ben yöneteceğim. Sen de paranı al.' Sonra ne oldu? 2008 bu görüşmemiz. 2013'te bu iş bitti, ödedik. Ama 2013'te de bu defa geldiler, bizden 5 milyar avro borç istediler. Arkadaşlar 'Verelim mi?', 'Verin' dedik. 'Veren el, alan elden hayırlıdır, üstündür.' dedik. Sonra baktılar ki Türkiye hakikaten ciddi. Vazgeçtiler, istemediler. Bakın o günden bugüne bizim artık IMF ile işimiz yok, bitti."

O zaman Merkez Bankasının rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, bugün rakamları almadığını ama şu andaki döviz rezervinin 120 milyar dolardan aşağı olmadığını söyledi.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :