AK Parti MYK Toplantısı

AK Parti MYK Toplantısı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (3)- "İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır, billurlaşmamıştır onun için bizim açımızdan bu olağanüstü itiraz yoluna başvurulacaktır"- "Başvurduğumuz yollardan hiçbirisi bugün icat edilmiş yollar değildir. Bizim

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır, billurlaşmamıştır onun için bizim açımızdan bu olağanüstü itiraz yoluna başvurulacaktır." dedi.

Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sürerken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

İstanbul yerel seçim sonuçlarına değinen Çelik, aradaki farkın 29 binden 14 binlere kadar indiğini söyledi.

Binde ikilik bir farkın olduğu seçimde bu şekildeki bir durumun berraklaşması, billurlaşması gerektiğini kaydeden Çelik, YSK'nın AK Parti'nin İstanbul'da tüm ilçelerde tüm sandıkların sayılması talebini kabul etmediğini hatırlattı. İstanbul gibi dünyanın gözdesi olan bir metropolü yönetecek kişinin o koltuğa tartışmasız bir şekilde oturması gerektiğini ifade eden Çelik, vatandaşın iradesinin de net bir şekilde tecelli etmesi gerektiğini söyledi.

Kısa bir sayım neticesinde aradaki farkın 29 binden 14 binlere düştüğüne dikkati çeken Çelik, "Oyların tamamen sayılmasının vatandaşın iradesinin billurlaşması açısından son derece önemli olacağını gösteriyordu. Bunun reddedilmiş olması durumu berraklaştırmadı, insanların kafasındaki şüpheleri gidermedi, ortaya koyduğumuz belgeleri ortadan kaldırmadı, tam tersine daha kaotik bir durum ortaya çıktı." yorumunu yaptı.

İstanbul'da olağanüstü itiraz yoluna başvuracaklarını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

"Biz, bunları söylediğimiz zaman CHP sürekli olarak 'İstanbul seçim sonuçlarını kabul etmiyorsunuz, birtakım ekstra yollara başvuruyorsunuz' gibisinden bir açıklama yapıyor. Arzumuz, seçim sonuçlarının net bir şekilde billurlaşması ve sonuçların berrak bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Başvurduğumuz yollardan hiçbirisi, bugün icat edilmiş yollar değildir. Bizim kendi kendimize ürettiğimiz yollar değildir. Hukukun cevaz verdiği ve hukukun mümkün gördüğü yollardır. Peki şunu sormak gerekir, bütün bu meşru itiraz süreçlerini biz sürdürürken, sürekli olarak bize 'meşru haklarınızı kullanmayın, bu sayımlardan vazgeçin' denmesinin manası nedir? Kanun koyucu niçin bu mekanizmaları koymuştur? Kanun koyucu, bunu öngörmüştür. Seçim öncesi birtakım itirazlar yapılıyor. O itirazlar neticesinde birtakım değişiklikler yapılıyor. Ama bunun yetmediği yerde seçim sonucuna dönük olarak da bu itiraz müesseselerini koymuştur. Bu itiraz müesseseleri tamamen sonucun berraklaşması ve billurlaşması için ve yasal hakların kullanımı çerçevesinde gündeme gelmektedir. Eğer bunlara gerek olmasaydı, sistem bu emniyet suboplarıyla gerçek sonucu ortaya çıkaracağı birtakım durumlarla karşılaşacağını öngörmeseydi zaten bunları koymazdı."

Bir sayım sonucunda pek çok şüphe, belge ve bilginin Yüksek Seçim Kurulu'na aktarıldığını anlatan Çelik, "Bu çerçevede sayım neticesi hızla düşerken, seçim sonuçları berraklaşmış ve billurlaşmış olmuyor. Kanun koyucu bunları öngördüğü için seçim süreci sonrasında yapılacak itirazı seçim sürecinin bir parçası olarak değerlendirmiş ve bu mekanizmaları görmüştür. Dolayısıyla hiçbir seçim sonucunun oldu bittilerle, her hangi bir partinin sonucu ilan etmesiyle ya da herhangi bir yere kişinin sahip olmadığı bir unvanı yazmasıyla söz konusu olmayacağını öngördüğü için bunları kanun koyucu orada gerçekleştirmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ankara'da itirazlar bitti sonuç berraklaştı"

Ankara'da itirazlarını yaptıklarını, YSK'nin kararını verdiğini ve sonuç olarak ilgili adayın mazbatasını aldığını, tebrik edildiğini ve mazbatasını aldıktan sonra Anıtkabir'e gittiğini anlatan Çelik, "Mazbatasını almadan sahte bir unvan yazmak için Anıtkabir ziyaretini ve Anıtkabir defterini suistimal etmedi." diye konuştu.

Ankara'da itirazların bittiğini, sonucun berraklaştığını ve milli iradenin tecelli ettiğini dile getiren Çelik, bu sürecin aynı şekilde İstanbul'da da berraklaşması gerektiğini söyledi.

Muhalefetin, "YSK'yi tehdit ediyorsunuz, YSK üzerinde baskı yapıyorsunuz, oyları yeniden saydırmaya çalışıyorsunuz." söylemini eleştiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi utanmayacaklar mı? YSK başvurumuzu reddetti. YSK'ye baskı yapan, sonuçları etkilemeye çalışan kimmiş? Medya organlarının sahiplerinin ailelerini tehdit edenler, medyayı eleştirebilirsiniz, AA'yı eleştirebilirsiniz ama tutup da Anadolu Ajansı Genel Müdürünü tehdit ederseniz, ailesini tehdit ederseniz, ailesini işin içine karıştırmaya kalkarsanız, medya organlarını da eleştirebilirsiniz ama bu kişilerin soyadlarını vererek, şahısları hedef göstererek, AA Genel Müdürünün ailesini hedef göstererek, şahsını hedef göstererek, medya organlarının başındaki ailelerin soyadlarını vererek ailelerini izam ederek böyle bir iş yaparsanız, bu olsa olsa nefret suçuna girer. Yanlış bir iş yapıyorsunuz. İnsanları hedef gösteriyorsunuz, YSK'yi tehdit ediyorsunuz."

Anayasada açıkça yargıçlara talimat verilmeyeceğini, telkin ve tavsiyede bulunulmayacağının öngörüldüğünü anımsatan Çelik, "Biz, 'oylar tamamen sayılsın' dedik. Sonuçta bizim isteğimizin dışında bir karar verdi. Biz bu kararı beğenmeyebiliriz, karardan hoşnut olmayabiliriz, netice itibariyle de hoşnut değiliz tabii ki biz oyların sayımını istiyoruz. Ama sonuçta YSK'yi tehdit edecek, yıpratacak, YSK'ye karşı herhangi bir şekilde itibarsızlaştırma operasyonu içine girecek kimse yoktur bizim tarafımızda. Saygımız esastır, yargının verdiği karar başımızın üstündedir diyoruz." ifadelerini kullandı.

YSK'nin özgür şekilde hukuk sürecinin patronu olarak karar verdiğini belirten Çelik, sonuçta bir karar çıktığı zaman insanların kafasında şüphe kalmaması gerektiğini, kararın siyasal demokratik meşruiyetin tüm sütunlarına haiz olması gerektiğini söyledi.

- "İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır"

Hukuki ve sayısal meşruiyetin bir araya gelmesiyle siyasal demokratik meşruiyetin inşa edilmiş olacağını ve söz konusu kişinin resmen mazbatasını alarak göreve başlayacağını anlatan Çelik, bunun hukuk gözetiminde yapılmasının ve sayısal sonucun önemli olduğunu kaydetti.

Çelik, "İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır, billurlaşmamıştır onun için bizim açımızdan bu olağanüstü itiraz yoluna başvurulacaktır. Kendilerini, 'YSK'ye baskı yapılıyor' diyerek, AK Parti'ye attıkları bu iftira sebebiyle özür dilemeye davet ediyorum. YSK'ye dönük tehditleri sebebiyle Anayasa'nın 138. maddesini yeniden okuyama ve YSK'yi oluşturan saygıdeğer yüksek hakimlerden özür dilemeye davet ediyorum. AA Genel Müdürünün ailesini, medya patronlarının soyadını vererek bütün ailelerini tehdit eden CHP adayını, yaptığı bu tehditler, aileleri hedef göstermesinden dolayı özür dilemeye davet ediyoruz. Bunu kamuoyu açık şekilde beklemektedir." diye konuştu.

Usulsüzlükler açığa çıkana kadar süreci takip edeceklerini ifade eden Çelik, "Kazandık ya da kaybettik. Sonuçta nasıl kazandık, kaçla kazandık, kaçla kaybettik? Cumhurbaşkanımız 'tüm bunları masaya yatırın vatandaşın verdiği mesajı net olarak anlayın' dedi. Sonuç olarak vatandaşın iradesinin, milletimizin iradesinin temel şekilde tecelli etmesinden başka bir arayışımız yok." dedi.

- "Seçimlerden önce de itiraz ettik"

Neden seçimden önce itiraz etmedikleri yönündeki eleştirileri yanıtlayan Çelik, bunun doğru olmadığını, seçimlerden önce de itiraz ettiklerini, seçim kurullarının sürenin yettiği kadar bunları değerlendirdiğini söyledi. Çelik, kanun koyucunun bunun dışında gözden kaçan konular olursa diye seçim sonrasında bu itiraz müessesini öngördüğünü anlattı.

"Seçilene tabii ki mazbata verilecek. Bir mazbata fetişizmi içerisine girmeye gerek yok." diyen Çelik, itirazların Ankara'da da yapıldığını, mazbatanın rakip adaya verildiğini, sonuçta kimsenin buna karşı çıkmadığını söyledi. Çelik, "İstanbul'da da kimsenin mazbatası gasp ediliyor değildir. İtiraz süreci devam ederken asıl mazbata fetişizmi içerisine girmek, hukuki süreçte yapılacak itirazlara karşı ahlaki ve siyasi olmayan bir gasp arayışı içerisine girmektir." diye konuştu.

Herkesi millet iradesine saygı gereği hukuka saygıya davet ettiklerini belirten Çelik, "Sürece saygı duymayan sonuca saygı duymaz. Sonucu bir oldu bittiye getirmeye çalışıyordur. Sürece saygı duyacağız. Sonuçta lehimize de çıksa aleyhimize de çıksa, beğensek de beğenmesek de 'milletimizin talimatı budur, vatandaşımızın iradesi budur, başımızın üstünde yeri vardır' diyeceğiz ve bunu bir emanet gibi taşıyacağız. Dolayısıyla yasal ve meşru itiraz sürecimizden tabii ki vazgeçmeyeceğiz, milletimizin iradesi tam olarak tecelli etsin diye." ifadelerini kullandı.

- "Söylediğiniz cümleler orijinal değil"

Millet İttifakı'nın genel başkanlarının sürekli olarak tek bir meseleyle uğraştıklarını belirten Çelik, şunları söyledi:

"Sürekli olarak Cumhurbaşkanımıza dönük maalesef yurt dışındaki kara propaganda merkezlerinin kullandığı ifadeleri kullanmaya devam ediyorlar. Onlara söylüyorum, Türkiye'nin devlet başkanının, cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyetini tartışmak, onun demokratlığını tartışmak herhangi bir şekilde bu yaklaşımlar siyasi parti genel başkanlarının yapacağı işler değildir. Üstelik söylediğiniz cümleler orijinal cümleler de değil. Bunları sizden önce Avrupa'daki aşırı sağ çevreler Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye'ye karşı kullanıyorlardı. Basın toplantılarında kullandığınız cümlelerin aynısını Avrupa'daki aşırı sağcı gazetelerde Cumhurbaşkanımızla ilgili okuyoruz ya da Mısır'da Sisi'nin resmi yayın organı olan El Ahram gazetesindeki makaleleri buradaki siyasi parti genel başkanlarının konuşması olarak duymaktan üzüntü duyuyoruz. Dolayısıyla seçilmiş Cumhurbaşkanına, seçilmiş makamlara karşı söyleyeceğiniz bir eleştiri varsa Türkiye'nin demokrasisi, hukuk sistemi için bunları herkes dinliyor zaten. Ama bu eleştiriler yerine El Ahram gazetesinin ya da Avrupa'daki aşırı sağcıların tezlerini Türkiye'de orijinal bir fikirmiş gibi sunmak, bunları siyasi parti genel başkanlarından duyuyor olmak, doğrusu son derece ibretliktir ve son derece de üzüntü verici bir durumdur."

Sosyal medya üzerinden yurt dışında bazı karanlık tiplerin provokasyon çağrısı yaptığını aktaran Çelik, bu çevrelerin sürekli olarak Türkiye'yi hedef gösterdiğini söyledi. Bu tavrın boşa çıkacağını ifade eden Çelik, "En büyük gurur duyduğum şey şudur, bundan hepimiz gurur duymalıyız, bu provokatif karanlık tiplerin Türkiye'de bir kaos yaratmak, provokasyon ortamı oluşturmak için sosyal medyada yaptığı çağrıların altına vatandaşlarımız, gençler, farklı partilerden, farklı siyasi görüşlerden ve farklı hayat tarzlarından bütün vatandaşlarımız aynı tepkiyi göstermektedir ve bunlara 'bizim çok partili bir hayatımız var ama hepimiz tek bir Türkiye'yiz. İçişlerimize, demokrasimize karışmayın. Türkiye ile ilgili kaos planlarınızı elimizin tersiyle itiyoruz' demektedirler." ifadesini kullandı.

Çelik, vatandaşların son derece yüksek iradeyle ortaya koydukları bu tavrı büyük bir saygıyla karşıladıklarını söyledi.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :