TBMM (AA) - HATİCE ÖZDEMİR - AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya ilişkin, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Namusunla, şerefinle, onurunla hayır oyunu kullan' diyerek, 'evet' oyu verecek insanları itham ediyor. CHP'nin bu kışkırtıcı dilini kabul etmek mümkün değildir." dedi.

Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kutuplaştıran bir konuşma yaptığını belirterek, Türkiye'nin önemli bir referanduma gittiğini ve bu süreçte başta siyasi liderler olmak üzere, herkesin toplumu ayrıştıran söylemlerden uzak durması gerektiğini ifade etti.

Turan, "Referandumda kullanılacak 'evet' oyu da 'hayır' oyu da demokratik bir seçim niteliği taşıyor. Hiç kimse demokrasinin kendisine vermiş olduğu bir hakkı kullanmaktan dolayı suçlanamaz. Çünkü Türkiye demokratik bir rejime sahip. Ancak ne yazık ki kimi siyasetçiler referandumda kullanılacak oy üzerinden milletimizi ayrıştırıyorlar. Bunun bir örneğine bugün CHP'nin grup toplantısında rastladık. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Namusunla, şerefinle, onurunla hayır oyunu kullan' diyerek, 'evet' oyu verecek insanları itham ediyor. CHP'nin bu kışkırtıcı dilini kabul etmek mümkün değildir. Hele ki sürekli bir şekilde kutuplaşmadan şikayet eden CHP'nin bunu yapması oldukça ironik bir durum." diye konuştu.

"Demokrasi bir çoğulculuk rejimidir." diyen Turan, farklı fikirlerin olması ve bu fikirlerin rekabet etmesinin demokrasinin güvencesi olduğunu kaydetti.

Vatandaşın verdiği oy üzerinden ayrıştıran bir siyasi anlayışı kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Turan, şunları söyledi:

"İnsanları tercihleri dolayısıyla itham etmek, hakarete varan ifadelerde bulunmak siyasi kültürümüzü zehirler. Ana muhalefet partisi milletimizden özür dilemelidir. 'İç savaş arifesindeyiz', 'Başkanlık kan dökülmeden gelmez' diyen siyasi partinin kendine çekidüzen vermesi gerekiyor. Fakat anlıyoruz ki kaset operasyonuyla gelenlerin edebi de bu kadar oluyormuş."

AA