AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu: (3)- "1940'lardan, 30'lardan bugünlere, 1950'lerden itibaren demokrasi tarihi bir sarkacı, bir iki uç arasında gidiş gelişi temsil eder ve iki ucun birbirlerini desteklemek suretiyle çıkardıkları krizlerle uğraşma

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk demokrasi tarihinin, bir sarkacı, iki uç arasında gidiş gelişi temsil ettiğini, iki ucun çıkardıkları krizlerle uğraşmak zorunda kaldığını belirterek, "Bütün bu sarkacı bitiren, AK Partinin 13 yıllık istikrarlı, özgürlük ve güvenlik temeline dayalı dönemidir. AK Parti döneminde hem kamu düzeni ve istikrar sağlanmış hem de özgürlük alanları genişletilmiştir" dedi.

Davutoğlu, genel merkezde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, partisinin köklü geleneklere, çok sağlam değerlere sahip olduklarını söyledi. 

Bunlardan en önemlisinin istişare geleneği olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Bu çerçevede de belki başka daha hiçbir siyasi partide görülmeyecek ölçüde haklı istişare platformunda buluşmuş ve bu platformda kritik dönemlerde istişarelerde ortak aklın ortak vicdanın ortak ruhun oluşmasına büyük özen gösterilmiştir. Bir kez daha kurucu Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı bütün bu gelenekleri başlatması dolayısıyla saygıyla anıyorum" diye konuştu.

Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı ile sadece 81 ilin il başkanları, belediye başkanları, il ve belediye meclis başkanlarının değil illerin havasının ve atmosferinin de Ankara'ya taşıdığını dile getiren Davutoğlu, AK Parti dışında hiçbir partinin 81 ili kucaklayacak kapsamlı bir teşkilat yapısına ve ortak dava arkadaşlığı temeline sahip olmadığını belirtti. 

Teşkilat üyeleriyle gurur duyduklarını söyleyen Davutoğlu, "Teşkilatımızın her bir ferdi bu anlamda bizim Ankara’nın hem oradaki gözü, kulağı, aklı, vicdanıdır hem de oralardan Ankara’ya esen birlik kardeşlik rüzgarlarının temsilcileridir. Her birinizin geldiğiniz illerden, bize selamlar ve oradaki kardeşlerimizin talepleriyle birlikte beklentilerini ve gelecek perspektiflerini getiriyorsunuz" ifadesini kullandı. 

Çok kritik dönemde, çok tarihi günlerde bir araya gelmenin sorumluğunu taşıdıklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Neden kritik günler. Bunun arka planını vermek ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Türk demokrasi tarihi, 1940'lardan, 30'lardan bugünlere, 1950'lerden itibaren demokrasi tarihi bir sarkacı, bir iki uç arasında gidiş gelişi temsil eder ve iki ucun birbirlerini desteklemek suretiyle çıkardıkları krizlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. 1940'ların otoriter rejimi, 1950’lerde demokratikleşme, rahmetli Menderes öncülüğünde demokratikleşmeyle sonlandırıldı ancak 1950'lilerin sonlarına doğru, düzeni ve devlet hiyerarşisini yok sayan, kamu düzenini ve devlet hiyerarşisini yok sayan bir cuntalaşma bir kaosa yol açtı. Otoriterleşme, özgürlükler, kaos, tekrar otoriterleşme sarkacı, o günden bugüne devam eder.

 27 Mayıs ihtilali otoriter bir dönemi başlattı. Halkın seçtikleri, seçtiği temsilcileri Yassıada'da yargılandı ama bu otoriterlik arkasından 1960'ların sonlarına doğru bir kaosu, 1970'lerin başında 12 Mart muhtırasının getirdiği, 12 Mart otoriterizmini gündeme getirdi. Bizim çoğumuzun gençlik yıllarında, 12 Mart hemen sonrasında yeniden bir kaos sarkacına girdiğini gördük. 70'li yılların sonları kamu düzeninin kalmadığı kaos dönemi olarak hep hatırlanır. Kurtarılmış bölgeler, şimdi PKK terör örgütünün de çıkmasını sağlayan şartlar işte bu otoriterleşmeyle kaoslaşmayla diyelim, arasında gidiş gelişin günleridir. Bu kaos başka bir otoriter rejimle 12 Eylül otoriterliğiyle sona erdirilmeye çalışıldı. Ama 12 Eylül’ün hukuk tanımaz despot yaklaşımı, başka bir kaosu beraberinde getirdi."

-"Otoriterleşme ve kaos arasındaki sarkacına biz son verdik"

 Davutoğlu, 90'lı yıllarda bir taraftan koalisyonların getirdiği istikrarsızlıkların bir taraftan terörün getirdiği çatışmaların, diğer taraftan da bu kaoslardan beslenenlerin ve bu kaosları daha da tırmandıranların otoriterleşme eğilimlerinin görüldüğünü belirterek, "28 Şubat, böyle bir kaosun sonrasında kendisince düzen kurmak için geldi ama zulümlerin en büyüğünü halkın üzerinde kurmaya çalıştı. Daha sonra tekrar otoriterleşme temayül etti" değerlendirmesinde bulundu. 

Bütün bu sarkacı bitirenin, AK Partinin 13 yıllık istikrarlı, özgürlük ve güvenlik temeline dayalı dönemi olduğunu dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"AK Parti döneminde hem kamu düzeni ve istikrar sağlanmış hem de özgürlük alanları genişletilmiştir. 12 yıl içinde, 13 yıl içinde özgürlük alanları, demokratikleşme yolunda olağanüstü hamlelere öncülük ettik. Olağanüstü hali kaldırmanın birçok yasaklara son vermenin yanında Türkiye gerçek anlamda vesayetlerin kalktığı demokratik bir siyasi iradenin ortaya çıktığı çok istikrarlı bir dönem yaşadık. Demokrasi tarihimizin otoriterleşme ve kaos arasındaki sarkacına biz son verdik. Bir daha gelmemek üzere bütün vesayet rejimlerine vesayet anlayışlarına karşı kararlı bir mücadele sergiledik."

-"İlkeli, erdemli, ahlaklı bir tavrı ortaya koyduk"

Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin ortaya koyduğu tabloyu benimseyip, kabullendiklerini ve buna saygı duyduklarına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Sizlerle son olarak 11 Haziran'da bir araya gelmiştik. Seçimlerin hemen sonrasıydı. Bu kürsüden sizlere hitap ettim ve şunu söyledim; 'AK Parti milli irade partisidir ve milli iradenin tecelli etiği dönemde seçimler sonrasında hiçbir zaman bu iradeyi tartışmamıştır, bu iradenin gereğini yapmıştık ve yine gereğini yapacağız' demiştim. AK Parti karşısında, o günlerde oluşturmaya çalışılan blokun anlamsızlığını ifade ettim. Gerilimler siyasetine son verelim, blok siyasetine karşı milli irade siyasetini gündeme getirelim, dedim. O günleri hatırlayacaksınız, bugün terör sözcülüğünü yapan bazı siyasiler o günlerde sevinç ve zafer çığlıkları içinde Diyarbakır sokaklarında birçok şehrimizde kaleşnikoflarla kutlamalar düzenleme cüreti göstermişlerdi. O günleri hatırlarsanız, bazı partiler bloklardan bahsetmişlerdi."

AK Partinin seçimi kaybettiği iddiasıyla Türkiye’de yeni bir dönemle birlikte siyasi bloklaşma olacağı iddiasının gündeme geldiğini anımsatan Davutoğlu, "Biz sabırla hem bize halkımızın verdiği mesajı okumaya anlamaya ve gereğini yapmaya çalıştık hem Türkiye'de meşruiyet çizgisini rayına oturttuk hem de her şeyin sadece ve sadece Türkiye için olduğunu, şahsi çıkarlarımızın ya da parti çıkarlarımızın ülke çıkarlarımızın önüne geçmeyeceğini gösteren ilkeli, erdemli, ahlaklı bir tavrı ortaya koyduk" dedi.

Seçim sonrası her şeyin milletin önünde cereyan ettiğini söyleyen Davutoğlu, "Herkes kimlerin hangi siyasi oyunlar içine girdiğini, buna karşı da AK Partinin meşruiyet çizgisini hiçbir zaman terk etmediğini görüyor" ifadesini kullandı.  

- AK Partinin 4 maddelik yol haritası

Davutoğlu, AK Parti olarak istişare mekanizmalarını harekete geçirerek, yeni bir yol haritası belirlediklerinin altını çizerek, önce parti teşkilatları içinde istişarelerini tamamladıklarını, milletvekilleriyle tek tek görüştüklerini anlattı.

Sorumluluk anlayışıyla 4 maddelik bir yol haritası belirlediklerini ve bunu adım adım uyguladıklarını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"MKYK, MYK toplantılarında ve Bakanlar Kurulu toplantılarında birkaç hususun hep altını çizdik; bir AK Parti Meclis'in en büyük partisi olarak, 258 dava adamının partisi olarak Türkiye'yi kaosa götürecek hükümetsizlik dönemine izin vermeyecektir. İki, 7 Haziran seçimlerini gerektirdiği siyasi tavrı gösterecektir. Türkiye'de kaosa veya otoriterleşmeye yönelebilecek her türlü eğilimin karışsında açık bir tavır sergileyecektir. Üç, Türkiye'nin uluslararası itibarını ve 13 yıllık kazanımlarımızı tehlikeye atacak hiçbir adıma da izin vermeyecektir. Dört, gerilim politikalarına karşı uzlaşma ve birlik politikaları öne çıkaracaktır."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı