AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (1)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (1)

"Bazı çevreler, sanki ortada terör örgütünün bir vahşeti yokmuş gibi, hükümet kendi kendisine bir çatışma ortamı başlatmış gibi bir dil kullanıyorlar. Bu bir çatışma ortamı değildir, Türkiye'nin meşru haklarını, meşru toplumsal zeminini, meşru anayasal dü

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bazı çevreler, sanki ortada terör örgütünün bir vahşeti yokmuş gibi, hükümet kendi kendisine bir çatışma ortamı başlatmış gibi bir dil kullanıyorlar. Bu bir çatışma ortamı değildir, Türkiye'nin meşru haklarını, meşru toplumsal zeminini, meşru anayasal düzenini korumak için başlattığı meşru bir mücadeledir. Bu mücadele demokrasimizi koruyor, bu mücadele hukuk devletini koruyor, bu mücadele toplumsal barışımızı koruyor, bu mücadele sokaktaki vatandaşımızı koruyor." dedi.

Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, toplantıyı Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında gerçekleştirdiklerini söyledi.

Davutoğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde gerçekleşecek Kut'ül Amare etkinlikleri için İstanbul'a gittiğini bildiren Çelik, Kut'ül Amare etkinliklerinin tarih ve bugün açısından çok kıymetli olduğunun toplantıda da değerlendirildiğini kaydetti.

Kut'ül Amare'nin Osmanlı'nın son büyük zaferi olduğuna işaret eden Çelik, zaferin uzun zamandır hafızalardan silindiğini ancak son zamanlarda tarih ile ilgili yapılan çalışmalarla bu zaferin öneminin bir kez daha anlaşıldığını söyledi.

Kut'ül Amare etkinlikleri gündeme gelince Çanakkale Zaferi ile bu zafer arasında rekabet varmış gibi tartışmaların ortaya çıktığını ifade eden Çelik, "Birileri tutup, Kut'ül Amare'nin gündeme getirilmesinin Çanakkale'yi ve Mustafa Kemal Atatürk'ü unutturmak şeklinde bir çabanın ürünü olduğunu bile söylemeye kalktılar. Kuşkusuz bu iddiaları gündeme getirenler literatürdeki adıyla söyleyeyim, yaralı bilince sahip insanlar. Tarihlerini ve toplumlarını sadece tek bir gözle ele alan, tek bir bakış açısından ele alan yaralanmış bilinçler bunlar. Halbuki gerçek bir idrak ve bilinçle bakıldığı zaman biz hem Çanakkaleyiz, hem Kut'ül Amareyiz" diye konuştu.

Ömer Çelik, anılması gereken diğer bir önemli cephenin de Galiçya Cephesi olduğunu ve ileriki günlerde de bununla ilgili etkinlikler yapılacağını söyledi.

- Terörle mücadele

Çelik, toplantıda ele alınan konulardan birinin de terörle mücadele olduğunu ve bu konuda İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın görsellerle ayrıntılı sunum yaptığını bildirdi.

"Görüyoruz ki Türkiye'nin terörle mücadelesi ne kadar zaruri, ne kadar zorunlu ve bundan sonrası da ne kadar aynı kararlılıkla sürdürülmesi mecburi olan bir mücadeledir" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazı çevreler, sanki ortada terör örgütünün bir vahşeti yokmuş gibi, hükümet kendi kendisine bir çatışma ortamı başlatmış gibi bir dil kullanıyorlar. Bu bir çatışma ortamı değildir, Türkiye'nin meşru haklarını, meşru toplumsal zeminini, meşru anayasal düzenini korumak için başlattığı meşru bir mücadeledir. Bu mücadele demokrasimizi koruyor, bu mücadele hukuk devletini koruyor, bu mücadele toplumsal barışımızı koruyor, bu mücadele sokaktaki vatandaşımızı koruyor. Bu terör örgütünün hangi yöntemlerle çalıştığını, nerelere, nasıl barikatlarla, hendeklerle ve ne tür tuzaklarla çaydanlıklara kadar bomba yerleştirircesine vahşete imza attığını ve imza atmaya gayret ettiğini görüyoruz."

Parti Sözcüsü Çelik, terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin başarılarını, fedakarlıklarını, şehitlerin fedakarlıklarını her zaman andıklarını, gazilere de minnet duygularını ilettiklerini kaydetti.

Terörle mücadele konusunda kararlılıkta asla taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizen Çelik, şunları söyledi:

"Bazen demokrasiden bahsederek, bazen hukuktan bahsederek, bazen Türkiye'nin demokratik süreçlerinden bahsedilerek sanki terörle mücadele etmek demokratikleşme ve demokrasi bilincinden geri adım atmak anlamına geliyormuş gibi birtakım yorumlara rastlıyoruz. Tam tersi arkadaşlar, eğer terörle bu mücadele verilmezse Türkiye'nin demokrasisini koruyamayız, Türkiye'nin hukuk devleti olmasını koruyamayız, anayasamızı, anayasal düzenimizi koruyamayız ve Türkiye'deki toplumsal barışı koruyamayız. Dolayısıyla gerçekten demokrasiye inanan, gerçekten demokrasiyi savunan birileri varsa bunların bu şekilde demokrasi ve terörle mücadele arasında zıtlık kurmak yerine, demokrasiyi sabote etmeye çalışan bu terör örgütünün faaliyetlerine karşı verilen bu meşru mücadelenin aynı zamanda demokrasimizi koruma mücadelesi olduğunun da farkında olması gerekir, diye düşünüyoruz. Bazen bazı uyarılar yapılıyor, 'Türkiye'de iç savaş var, iç savaş ortamı sona ersin' gibi, maalesef bazıları bunu Mecliste bile telaffuz edebiliyor. Türkiye'de bir iç savaş yok arkadaşlar, Türkiye'de iki eşit tarafın bir çatışması da yok. Türkiye'de meşru güçlerin, milletten yetki almış hükümetten aldığı emirle güvenlik güçlerinin yürüttüğü ve terör örgütüne karşı, gayrimeşru bir yapıya karşı gayriahlaki, gayriinsani şekilde davranan bir yapıya karşı meşru mücadelesi vardır ve bu mücadele hem bir güvenlik mücadelesidir, hem bir demokrasi mücadelesidir, hem bir hukuk mücadelesidir, hem de toplumsal değerlerimizi ve bir arada yaşama irademizi muhafaza etme mücadelesidir. Bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bu bakımdan da bu kararlılık, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında hiç kimsenin meşru güvenlik güçleri dışında bu şekilde silahlı yapılanmaya gitmesi şeklindeki duruma göz yumulmaması, bunlara izin verilmemesi şeklinde bu mücadele sonuçlandırılıncaya kadar sürecektir."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :