AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, Bitlis'te:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, Bitlis'te:

"Önümüzdeki süreçte güzel ve yapısal reformlarla Türkiye'yi ihya ve inşa edeceğiz. Kılıçdaroğlu'nu da değiştirmek zorunda kalacaklar"

BİTLİS (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Önümüzdeki süreçte güzel ve yapısal reformlarla Türkiye'yi ihya ve inşa edeceğiz. Kılıçdaroğlu'nu da değiştirmek zorunda kalacaklar" dedi.

Soylu, partisinin il başkanlığında düzenlenen "İl Danışma Meclisi Toplantısı"nda, ülkede huzurun ortadan kaldırılması ve yeni kaos tesisi için neler gerçekleştirildiğini Gezi olaylarında gördüklerini söyledi.

6-7 Ekim olaylarının, bu ülkenin, insanlarının ve geleceğinin başına çıkarılan Gezi olayların aynısı olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

"Cesede işkence olur mu ve bunun dinimizde yeri var mı? 6-7 Ekim'de arabayla insanların üzerinden geçmek, ölen insanın ve ölen çocuğun kafasını taşla ezebilmek, sanki bir hıncı, kini ve öfkeyi yansıtarak, bu ülkedeki insanların bugüne kadar iliştirdiği medeniyeti ortadan kaldırabilmek ve bu insanları birbirine düşürmek için ortaya konulan tezgahlar, hep gözümüzün önünde cereyan ediyor. Bir okulu 4 ve 5 kez yakmak neyin nesidir? Çocuklarımıza bir şekilde yatırım yapmaya çalışan AK Parti'nin siyasi mensuplarının tehdit edilmesi ve 'bu partide siyaset yapmayacaksın' demek neyin nesidir? Hani özgürlük, demokrasi ve hürriyet? Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık darbeleri ve 6-7 Ekim olaylarıyla, bu ülkeden ve milletten ne istiyorsunuz?"

- "Kobani'den gelenlere de aynısını yaptık"

Zulmü, etnik kökene, zalime, mezhebe ve siyasi düşünceye göre ayırmadıklarını vurgulayan Soylu, "Komşularımız geliyor. 'Size yardım etmiyoruz' mu demeliydik. Saddam'ın zulmünden kaçan ve tecavüz edilmek üzere olan kadınlar sınırlarımıza kadar gelmiş. O tel örgüleri açtık. Kobani'den (Ayn el Arap) gelenlere de aynısını yaptık. 'Din, mezhep ve etnik köken' demedik, demeyeceğiz de. Bu toprakları kendilerine yurt ve ocak ettiler. Bu topraklar herkese kucak açtı. Ekmeğimizi paylaştık" diye konuştu.

Mağdur ve mazlumlara, güçlerinin yettiği kadar aş ve iş olduklarını aktaran Soylu, onlara sırtlarını dönmediklerini ve bugüne kadar 1,5 milyon insanın Türkiye'ye geldiğini kaydetti.

Soylu, "Bunlar keyiflerinden Türkiye'ye turistik seyahate mi geldiler? Kılıçdaroğlu, 'Türkiye, onları aldığı için ihanet ediyor' diye anlayış ortaya koydu. Can havliyle gelmişler. Bir insanın en onurlu kavramı canının kurtarılması için bu topraklara adım atmışlar. Aşımızı, ekmeğimizi ve okulumuzu da paylaşırız. Kobani'den gelenlere de... Bu ülke, bir günde 130 bin kişiye kucak açtı. Hiç tereddüt etmedik ve herhangi bir hesap içinde olmadık" ifadesini kullandı.

- "Etrafımızdaki ülkelerde yangın ve huzursuzluk var"

"İnsanları etnik kökenleri üzerinden tahrik ederseniz, inançları, değerleri üzerinden sokağa dökmeye çalışırsanız, bu topraklar bunun acısını çok yaşar" diyen Soylu, olayların çözüm sürecinin istismar edilerek yapıldığını söyledi.

Çözüm sürecinden asla vazgeçmeyeceklerini anlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz ne yaptığımızı biliyoruz. 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir stratejisi, politikası ve aklı yokmuş' diyorlar. Evet, var. Bugün etrafımızdaki ülkelerde yangın ve huzursuzluk var. Türkiye, bu huzursuzluğu kendi ülkesindeki 77 milyon insanına yansıtmıyorsa, bir aklı ve stratejisi var. Bir millet ve devlet aklı var. Bunu yönetiyor. Bir taraftan dükkanları ateşe vereceksiniz, bir taraftan da okulları, kütüphaneleri tarumar edeceksiniz. Bir taraftan insanları ürkütüp korkutacaksınız. Bunu çözüm sürecini istismar ederek yapacaksınız. Selahattin Demirtaş, 'benim üzerime çok geliyorlar' diyor. Sen o twitleri atarken, sokakları yangın yerine çevirirken, hiçbir siyasi yetkilinin olmayacağı kadar sorumsuzluk ortaya koyarken, bugünkü laflarını ve düşüncelerini hiç aklına getirmedin mi? Şimdi çözüm sürecinin istismarı üzerinden dirilmesini istiyorlar. Çözüm süreci, sadece birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin adı değil, bu süreç istihdamın, işin, insanoğlunun, kalkınmanın, yeni hastanelerin ve yeni havalimanlarının adıdır."

Soylu, çözüm sürecinin insanların yarına umutla ve onurla yürüyüşlerinin adı olduğunu belirterek, "Bizi bundan vazgeçirebilmek için 'işte bunlar çözüm süreci yüzünden oldu ve siz bunları çok şımarttınız' diye kabahat bulanlara da sesleniyorum. Bu çözüm sürecinden vazgeçmeyeceğiz. Türkiye'de neler yapılmak istendiğini hepimiz iyi biliyoruz. Onlar Gezi, 6-7 Ekim ve Kobani olaylarını yapsınlar, biz daha büyük havaalanı yaparak, kendi uçağımızı imal edeceğiz. Onlar yakacaklar, yıkacaklar. Biz bunlara uymadan bu coğrafyayı dünyanın en güzel ülkesi haline getireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

- "Kılıçdaroğlu'nu da değiştirmek zorunda kalacaklar"

"Önümüzdeki süreçte güzel ve yapısal reformlarla Türkiye'yi ihya ve inşa edeceğiz. Kılıçdaroğlu'nu da değiştirmek zorunda kalacaklar" diyen Soylu,  sözlerini şöyle tamamladı:

"'29 Ekim'de, bir özgürlük bayramımızda, ülkemizin insanlarının bir araya geldiği ve duygusallığının en yüksek olduğu noktaya ulaştığı bir bayrama gidenlere kirlenmiş' demişti. Allah şifa versin, başka ne diyebilirim. Siyaset, devlet ve millet geleneği bunu söylemez. Bu, ayıptır ama bilmesini isterim ki zaman çabuk geçer. 2015'in 29 Ekim'inde nasıl olsa CHP'nin başında Kılıçdaroğlu olmayacağı için evindeki kanepesinden televizyonlarda cumhuriyet resepsiyonunun nasıl olduğunu, yeni genel başkanın resepsiyona gittiğini, nasıl siyaset ve devlet geleneklerine uyduğunu görecek. Kendisinin nasıl bir yanlış içinde olduğunu anlayacak. Çok az bir zaman dilimi kaldı. Kılıçdaroğlu'nu tenekeyle kovalayacaklar. Peşine teneke takacaklar. CHP'nin itibarı açısından en düşük genel başkan olarak bile anılmayacak.

Dün karşı olduklarıyla bugün beraberler. Paralelin kucağına oturmuş ve hala onlardan medet umuyor. Biz paraleli tasfiye ediyoruz, o paralelle kol kola iktidara meydan okumaya çalışıyor. Millet, bunlara itibar etmeyecek. Bunlar her seçimde muhalif oluyor ve her seçimde yeniliyor ancak ağzına bir sakız vermişler, boyna çiğneyip duruyor."

Kaynak:Haber Kaynağı