AK Parti 23. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

AK Parti 23. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (3)

AFYONKARAHİSAR (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yeni Anayasa yapma tartışmaları yürürken bu çabalar içindeyken kapatma davası açıldı. 'Kökünden kurutalım' dediler. Halbuki bre gafiller, kökü millet olanın kurutulması mümkün mü?" dedi.

Davutoğlu, Afyonkarahisar'da düzenlenen AK Parti 23. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda, geçmişteki bütün hareketlere bakıldığında, değerlerle siyaset ve toplumsal düzen arasında yeni bir denge kurduklarının görüleceğini belirtti. 

Davutoğlu, herbirinin öncesi ve sonrası olduğunu, ahlak ile siyaset arasında denge kurulduğunu ve o ahlaki değerlerin siyasetin doğasını değiştirdiğini söyledi.

Başbakan Davutoğlu, "AK Parti'nin getirdiği ahlaki değerler de yasaklara, yolsuzluklara karşı ortaya konan ahlaki değerler de Türkiye'de siyasetin doğasını değiştirmiştir" ifadesini kullandı.

AK Parti'nin türbülansa girmesinin beklendiğini kaydeden Davutoğlu, insan odaklı, milli ve evrensel değerlere dayalı, hem Türkiye'de hem de dünyada yeni bir inşa hareketinin öncüsü olarak AK Parti'nin herhangi bir parti olmadığını her aşamada gösterdiklerini kaydetti.

Geçmişte benzer şekilde başka partilere kurulan tuzakların hepsinin AK Parti'ye de kurulduğunu anımsatan Davutoğlu, AK Parti'nin değişim süreçlerinde türbülansa girmesinin, fertlerinin birbiriyle ihtilaf içinde siyasi ikbal peşinde koşmalarının beklendiğini ama bunun olmadığını vurguladı.

Davutoğlu, "Çünkü biz bütün diğer zikrettiğim hareketler gibi her birimizin şahsi hesaplarının ve hayat planlamalarının ötesinde, milletin ve insanlığın geleceğiyle ilgili planlamaların ve nihayetinde Allah'ın takdirinin egemen olduğu bir dünyaya inanıyoruz" diye konuştu.

Geçmişte Kurucu Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaseten yasaklandığını, genel başkanlık tartışması başlamasının beklendiğini, 2002 seçimlerinin bu anlamda bir ibret olduğunu, siyasi lideri yasaklı bir hareketin büyük bir başarı elde ettiğini anımsatan Davutoğlu, Erdoğan Başbakan olunca da eski Türkiye'nin alışkanlıklarının tekrar canlandırılmaya çalışıldığını, kendilerine "Haddinizi bilin, sakın ola ki halk size oy verdi diye Türkiye'nin geleceğiyle ilgili planlamaları yapacağınızı zannetmeyin" mesajı verildiğini, kendilerinden sadece baraj ve yol yapmasının beklendiğini ifade etti.

Yılmadıklarını, devam ettiklerini vurgulayan Davutoğlu, 2004 ve 2005'de adından başka hiç bir şekliyle cumhuriyeti andırmayan "cumhuriyet mitingleri" tertip edenlerin milli iradenin önüne set çekmeye çalıştığını, 2007'de e muhtıra verildiğini anımsattı.

Davutoğlu, "Ki muhtıraların sonuncusuydu. Bundan sonra da kimse bir daha muhtıra veremeyecek. Kimse millete muhtıra veremeyecek. Ama o muhtıra karşısında kaya gibi duran bir AK Parti grubu vardı, AK Parti teşkilatı vardı. Onun lideri ve onun kadroları vardı. Onlara rağmen bütün o çabalara rağmen AK Parti içinden bir cumhurbaşkanı, seçimler sonrasında  milli iradeyi temsilen TBMM tarafından seçildi ve onurla vazifesini yürüttü" şeklinde konuştu.

-"Bre gafiller, kökü millet olanın kurutulması mümkün mü?"

AK Parti hareketini durdurmanın mümkün olmadığını görenlerin başka girişimleri de olduğunu anımsatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanlığı makamı ki rahmetli Özal'ın istisnai tutumu dışında hep anayasal olarak 12 Eylül Anayasası'nın getirdiği prensiplerle milli iradeyi sınırlamak için, fren yapmak için bir takım yetkilerle donanmıştı, baktılar ki cumhurbaşkanlığı makamı bu kez aynı Özal çizgisinde kararlı bir şekilde milli iradeyi savunan AK Parti kadrolarının içinden biriyle temsil ediliyor bu sefer AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Yeni anayasa yapma tartışmaları yürürken bu çabalar içindeyken kapatma davası açıldı. 'Kökünden kurutalım' dediler. Halbuki bre gafiller kökü millet olanın kurutulması mümkün mü? Kökü millet olanın, kökü tarih olanın kurutulması mümkün mü? "Rahmetli Adnan Menderes'i astınız, durdurabildiniz mi? 12 Eylül'de şu veya bu taraftan gencecik insanları astınız, durdurabildiniz mi? 28 Şubat'ta milli iradeye bu sefer postmodern bir darbe vurmak istediniz, durdurabildiniz mi? Durduramazsınız çünkü bizim kökümüz, ateşe yürüyen bir peygambere inananlar. Ölüme giden Hz Hüseyin'e inananlar durdurulabilir mi? Hangi güç bizi korkutabilir?" 

Ehlibeytin, bu topraklara Horasan erenleri olarak gelenlerin, evladı fatihanların, müstevlilere karşı Afyon'dan İzmir'e doğru yürüyen istiklal ordularının yolundan ve izinden yürüdüklerini belirten Davutoğlu, "Bizi durdurmak mümkün mü?" dedi.

-"Adını doğru koymamız lazım"

Davutoğlu, AK Parti'nin kapatılamayınca bu kez uluslararası alanda büyük kampanyalar yürütüldüğünü, Davos'taki onurlu duruşu cezalandırmak için bütün uluslararası medyanın, çevrelerin tam bir kuşatma harekatına girdiklerini, "eksen kayıyor, Türkiye nereye gidiyor?" dediğini, her türlü iftirayla AK Parti hareketini karalama çalışmaları yürüttüklerini, son olarak da "uluslararası teröre destek veriyor iddiası"yla bu hareketin karalanmaya çalışıldığını kaydetti. 

Bu karalamaları yapanlarla ülke içinde işbirliği yapanlar, bozguncularla birlikte davrananlar çıktığına ancak bu hareketi  durduramadıklarına dikkat çeken Davutoğlu, "Baktılar ki bürokratik vesayetler üzerinden durdurulamıyor, baktılar ki bir şekilde Ankara merkezli oyunlarla durdurulamıyor bu kez 2013'te Gezi olaylarıyla sokağı şiddetle hareketlendirerek, bunun buradan altını çizmek istiyorum, fikir özgürlüğü, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü insanlık onurunun bir parçasıdır. Bize karşı olan, en karşı olan, en ağır eleştiri yapan kim varsa hangi kesim varsa onların toplantı ve gösteri yapma özgürlüğünün de savunucusu biziz, garantörü, hamisi biziz ama Gezi olayları bahane edilerek başlatılan o gösterilerde şiddetin her türlüsü uygulandı, toplumsal tahrikin her türlüsü yapıldı, uluslararası kampanyanın her türlüsü sergilendi. İstendi ki ve beklendi ki Türkiye, Mısır gibi Ukrayna gibi Suriye gibi toplumsal bir kaosun içine sokulabilsin ama yine hesap edemedikleri bir şey vardı; Toplumun her kesimini temsil eden, güçlü ve milli iradeye sahip AK Parti kadroları iktidardaydı" diye konuştu. 

Davutoğlu, bunu yapanların AK Parti'yi durdurmanın mümkün olmadığını gördüğünde ise dini görünümlü başka hareketler üzerinden 17-25 Aralıkla dolaylı bir darbe teşebbüsünün içine girdiklerine işaret etti. 

Bu sıralamayı, tarihi seyri takip edenlerin oyunun ne olduğunu göreceğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi: 

"Kongrede, devir teslimde ben de, Sayın Cumhurbaşkanımız da bahsettik; bizim ahlaki anlayışımız, ahlak-siyaset ilişkisi perspektifine bakışımız, yolsuzluklara karşı en kararlı mücadeleyi bir temel ilke olarak görür. Kardeşimiz olsa, milletin helal rızkından herhangi bir şey çalınmasına izin vermeyiz. Bunun için ne mücadele gerekiyorsa yaparız ama bunlar bahane edilerek eğer 30 Mart, Cumhurbaşkanlığı ve 2015 seçimleri seçim öncesi bir çok gayri ahlaki dinlemlerle insanların özel hayatlarına girerek bir bomba tesiri yapsın diye ve etrafa da 'bu hükümet 1 Ocak'ta artık bitecek' diye bir planlama içinde eğer birileri harekete geçmişse bunun adı yolsuzluklarla mücadele değildir. Bunun adı millet iradesiyle gelen bir iktidarın, dolaylı bir darbeyle indirilmesi teşebbüsüdür, adını doğru koymamız lazım."

Buna da direndiklerini, 30 Mart'ta milletin iradesini ortaya koyduğunu hatırlatan Davutoğlu, AK Parti kadrolarının bir kaç küçük fire dışında bütün bu süreçlerden tertemiz ve tek bir ekip olarak çıktıklarını vurguladı. 

-"Gerçek bir siyasi ahlak dersidir ve siyasi başarı destanıdır"

Başbakan Davutoğlu, bunu iftiharla, bu kadroya mensup olmanın onuruyla zikrettiğini, sürecin zor olduğunu, sürecin başka partilerde olsa büyük dalgalanmalar oluşturabileceğini söyledi. 

Ardından AK Parti içinde bir genel başkanlık, başbakanlık tartışmasının çıkmasının beklendiğini, daha parti içinde istişareler devam ederken gazetelerde, tv'lerde bir çok senaryo üretildiğine değinen Davutoğlu, bu senaryolarda 'acaba AK Parti'lilerin zihnine, gönlüne bir fitne sokabilir miyiz?' düşüncesinin var olduğunu ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkan olarak yaygın bir istişare, yoğun bir temas yürüttüğünü, sonunda bütün bu süreçte tamamıyla Türkiye'nin de istikrarına, AK Parti'nin de bu istikrar içindeki merkezi konumuna zarar vermeyen aksine tahkim eden neticeler elde ettiklerini söyledi. 

Davutoğlu, Olağanüstü Genel Kongre'ye giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istişareleri esnasında kendisine bu ağır sorumluluğu yüklemek konusunda güvenen tüm kardeşlerine teşekkür ettiğini belirtti. 

"Ayrıca bu yol, kutlu yürüyüş tek bir kişinin yürüyüşü olmadığı gibi tek bir kişinin beşeri zayıf omuzları üzerinde yükselecek yürüyüş de değil" ifadesini kullanan Davutoğlu, partililerden, bütün bu yürüyüşü, emaneti, bir başka kardeşine devredene kadar omuz omuza kendisiyle birlikte üstlenmeleri ve saflarını bir tarağın dişlisi gibi omuz omuza tutmalarını talep ettiğini dile getirdi. 

Sadece Türk siyasi tarihinde değil, dünya siyasi tarihinde de demokratik ülkelerde az görülen bir sürecin 2 ay içinde yaşandığına dikkat çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Özal sonrası ANAP'ın, Demirel sonrası Doğruyol'un geçirdiği türbülanslardan sonra AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanının çok onurlu bir göreve hep beraber uğurlanmasından sonra AK Parti'nin içinde sağlanan bu birlik, beraberlik gerçek bir siyasi ahlak dersidir ve siyasi başarı destanıdır. Hepinize teşekkürü bir borç biliyorum. Hem 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ile ilk defa halk oyuyla seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında herkesi onurlandıran, bütün dünyada takdirle takip edilen bir geçiş yaşandı hem de AK Parti içinde yine bayrak devir teslimi herhangi bir sancı olmadan aksine büyük bir emanetin bir şekilde devriyle sürekliliğini sağlamak yönünde ahlaki bir devir teslim yaşandı. Bununla ve buna katkı sağlayan herkesle gurur duyuyorum ve bunu diğer partilere de ders olmasını diliyorum çünkü bu geçiş sürecinde sağlanan başarı aslında bir siyasi ahlak örneğidir."

Hükümet programını sunmasının üzerinden yaklaşık 2 ay geçtiğini hatırlatan Başbakan Davutoğlu, bu süre içinde AK Parti kadrolarının ortak vicdanını, ortak aklını harekete geçirmek için 5 ayaklı istişare yürüttüklerini anlattı.

Davutoğlu, Bakanlar Kurulu'nda daha önce görev almış tüm arkadaşlarına gösterdikleri olgunluk ve yeni görev alanlara bayrağı devrederken gösterdikleri ahlaki tutum dolasıyla teşekkürü bir borç bildiğini sözlerine ekledi.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı