Afganistan huzura muhtaç
HİSDER’de ‘Afgan Tarihi, Rusya ve ABD’nin Emelleri’ni dile getiren Afganlı Lütfullah Gaffurî, “Afganistan halkı inşallah bir gün huzura kavuşur” dedi.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, “Afgan Tarihi, Rusya ve ABD’nin Emelleri” gündeme geldi.
Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbet, İstiklâl Marşı’yla başladı. Nur Muhammed Nuri, Afganistan Dostluk ve Dayanışma Derneği’nin 2016 yılında “kamu yararına” çalışan bir dernek olarak kurulduğunu ve genel başkanının Yusuf Haşimî olduğunu belirterek derneğin görevi ve vizyonu hakkında bilgi verdi. Derneğin asıl amacının ise Afganistan’dan gelen kardeşlerine maddi ve manevi yardım etmek olduğunu söyledi.
Selçuk Üniversitesi’nde okuyan Afgan asıllı Lütfullah Gaffurî de, Afganistan tarihi ile Afganistan üzerine oynan büyük oyunlar ile Rusya ve ABD’nin Afganistan işgali hakkında bir konuşma yaptı. Orta Asya’da ve stratejik bir yerde bulunan Afganistan’da en kalabalık etnik olarak Peştular, Tacikler ve Türklerin geldiğini belirten Lütfullah Gaffurî, başkenti Kâbil olan Afganistan’ın resmi dilinin Afgan dili (Peştuca) ve Farsça olduğunu ve diğer etnik dillerin de konuşulduğunu ifade etti. 32 milyonun üzerinde nüfusa sahip olan Afganistan’da 5 milyon Özbek olduğunu, 3 milyon Türkmen bulunduğunu hatırlatan Gaffurî, stratejik konumundan dolayı sürekli dış güçlerin istilasına uğrayan Afganistan’ın, 1839’dan itibaren 1919’a kadar üç-dört defa İngilizlerin işgaline uğradığını ve bağımsızlığını kazandıktan sonra sırasıyla Emanullah, Muhammed Nadir Şah ve Muhammed Zahir’in iş başına geldiğini ve General Muhammed Davut Han’ın kansız bir darbeyle gelerek 1973’de Afganistan Cumhuriyeti’ni kurduğunu söyledi.
KIZIL ORDU AFGANİSTAN’DA
1979’da Hafizullah Amin’in başbakan olmasıyla birlikte Afganistan’ın SSCB’ye yanaşarak askeri antlaşmalar yaptığını ve 24 Aralık 1979’da Sovyet ordusunun Afganistan’a işgal etmeye başladığını ve Amin’in öldürülmesiyle başbakanlığa Babrak Karmal’ın getirildiğini kaydeden Gaffarî, Müslüman grupların 1984’de “Mücahid” olarak birleşerek 115 bin Rus askerini ülkeden kovmak için, ABD’nin Pakistan üzerinden yaptığı silah yardımıyla silahlı mücadelenin başlatıldığını dile getirdi. Sovyetler Birliği’nin çok kayıplar vermesiyle 1989’da Afganistan’dan çekildiğini dile getiren Gaffarî, “1992’de çeşitli İslamcı grupların oluşturduğu bir koalisyon iktidara geçti. Aralık ayında devlet başkanlığına Burhaneddin Rabbani seçildi. Gülbeddin Hikmetyar önderliğindeki Hizb-i İslami bunu kabul etmeyerek yönetime karşı silahlı mücadele başlattı. İslami gruplar kendi aralarında birlik kuramayınca Afganistan’da bir başıboşluk oldu. Bunu fırsat bilen Taliban örgütü, 1994’de Kâbil’i işgal ederek yönetimi ele geçiriyor. Taliban’ın Şeriat yasalarını uyguluyoruz adı altında Afgan halkına zulüm yapıyor. Bunu fırsat bilen Amerika, Taliban’ın da desteğiyle 2001’de ve beş gün içerisinde Afganistan’ın yüzde 90’ına (Kandahar hariç) yakınını işgal ediyor. Aradan 16 yıl geçmesine rağmen Kâbil, Mazarı Şerif, Kandahar gibi şehirler hâlâ Taliban’ın elinde.” dedi.