BOLU (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, emniyetteki "paralel yapı" operasyonuna ilişkin, "Önemli olan soruşturmanın usule hakim olan kurallar çerçevesinde yürümesi, bilgilerin sağlıklı şekilde toplanması, adli gerçeğin ortaya çıkarılması ve suçla ilgili faillerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılması konusunda savcılığın usül çerçevesinde hareket etmesidir. Bizim bütün dileğimiz budur" dedi.

Bolu Valiliğini ziyaret eden Bozdağ, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 

Bir gazetecinin, emniyette "paralel yapı" operasyonu kapsamında adliyeye sevk edilen 14 kişiden 8'inin tutuklanmasıyla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Bozdağ, bir suç isnadı üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütlen soruşturma kapsamında bazı kamu görevlilerinin gözaltına alındığını ve soruşturmanın yürüdüğünü bildiklerini söyledi. 

Bunların tamamının adli süreç olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Adli süreçlerin hukuk içerisinde yürümesi son derece önemlidir. Şu anda soruşturmalarla ilgili inceleme yapanlar elbette kendilerince bir bakış açısı ortaya koyuyorlar. Doğru olan, dosyanın içerisindeki delil ve isnadları, dosyanın muhteviyatını bilerek değerlendirme yapmaktır" diye konuştu. 

Şu anda dosyanın detaylarına kimsenin vakıf olmadığını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:

"Çünkü soruşturma gizli. Hep beraber soruşturmanın yürütülmesini takip ediyoruz. Soruşturmanın yürütülme usullüleri, bizim usul kanunumuzda detaylı şekilde açıklanıyor, kuralları konuyor. Önemli olan soruşturmanın usule hakim olan kurallar çerçevesinde yürümesi, bilgilerin sağlıklı şekilde toplanması, adli gerçeğin ortaya çıkarılması ve suçla ilgili faillerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılması konusunda savcılığın usül çerçevesinde hareket etmesidir. Bizim bütün dileğimiz budur. Hukukun işlemesi ve hukuka uygun işletilmesidir."

- "Türkiye'de algı operasyonu yapanlar var"

Bozdağ, paralel yapı soruşturmasıyla 17 Aralık operasyonundan intikam alındığı şeklinde yorumlar olduğunun hatırlatılması üzerine, bunların algı operasyonları olduğunu vurguladı. 

Türkiye'de devam eden soruşturmalara ilişkin algı operasyonları yapıldığına dikkati çeken Bozdağ, "Bu, yargı ve Türk devletine olan güveni zedeliyor. Bir suç isnadı varsa cumhuriyet savcıları bunu görmezden gelemez. 'Bu falancadır, filancadır' diyemez. Onlarla ilgili olarak elbette soruşturma başlatır. Hukuk çerçevesinde yapılması gereken neyse onu yapar" diedi. 

Bozdağ, 17-25 Aralık operasyonlarıyla ilgili soruşturmaların devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhuriyet savcılığı tarafından usul ve hukuk çerçevesinde yürütülüyor. Onlara ilişkin kararlar da yine adli kararlar olarak ortaya çıkacaktır. Sanki kamuoyunda bu soruşturmalar örtülmüş, kapatılmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Halbuki bir konuda soruşturma başladığı zaman adli bir kararla son bulana ve bu karar kesinleşene kadar soruşturma devam eder. Şu anda o konularla ilgili soruşturmalar devam ediyor. Tabi bu ayrı bir konu, 17 Aralık'la ilgili değil. Tartışmalara baktığınız zaman bazı vatandaşlarımızın uzunca bir süre hukuka aykırı şekilde dinlenildiği iddiası var. Bu, ciddi bir iddiadır. Bu soruşturmayla ilgili neler olacak, neler çıkacak, hep beraber bunu görmemiz lazım ama bunu bir 'intikam soruşturması' olarak birileri lanse etmek isterse hem bu soruşturmayı yürüten savcılara hem bu soruşturma sonucunda dava açılacak olursa bu davayı görecek mahkemeye bana göre gölge düşürür. Onların verecekleri kararları halkın gözünde şaibeli hale getirir, bunu bilerek yaptıklarını düşünüyorum.

Şunu da demeleri lazım. Ülkenin başbakanını dinleme ve hak selahiyetini kim kendinde buluyor? Hukuka aykırı şekilde bunu yapanları niye bulmuyorsunuz, kim bunlar, niye ortaya çıkarmıyor sunuz? Başbakanı dinleyenler, çalışma ofisi ve ikametine bunu koyanlar, vatandaşı da dinlemiş olabilirler. O zaman özel hayatın gizliliği, kişi onur ve haysiyeti ayaklar altına alınıyor. Esasında bu eleştirileri yapanlar, hükümeti burdan da eleştirmeleri lazım. 'Siz neden bu hukuksuzluğu yapanları ortaya çıkaramadınız?' diye eleştirmeleri gerekiyor."

Bozdağ, ülkenin başbakanını dinleyenler, ofisine böcek koyanlar haklı, onları araştıranlar haksızmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığına işaret ederek, bunun fevkalade yanlış olduğunu söyledi.

- HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un açıklamaları 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un açıklamalarıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine Bozdağ, "Bizim gerekçemiz kararı beğenmeme değil, ikna edecek nitelikte olmalıdır. Yapacağımız açıklamalar gerekçeyi düzeltmez. Kararımız yanlışsa yapacağımız değerlendirmeler, kararı doğru hale getirmez. Benim gördüğüm yargı görevi yapanların medyada veya başka platformlarda açıklama yaparak yaptıklarını anlatmaları, yaptıklarının haklılığını ve doğruluğunu ortaya koymak için birtakım çaba içerisine girmeleri, yargıya olan güveni artırmıyor, aksine olumsuz anlamda etkilemektedir" ifadelerini kullandı. 

Bozdağ, HSYK Başkanı olarak bu tür açıklamalara üzüldüğünü vurgulayarak, yargının memnuniyeti artıracak işleri yapması gerektiğini dile getirdi. 

HSYK'nın basın açıklaması yapma yetkisinin kurul başkanına ait olduğunu aktaran Bozdağ, "HSYK, her basında çıkan olaya partiler gibi cevap yetiştirmeye kalkarsa o zaman HSYK saygınlığını, güvenilirliğini yitirir. Ama çok büyük yanlışlık, iftira varsa yanlışlığı ortadan kaldırma adına elbette bir açıklama yapılabilir. O açıklamayı da kurul başkanı olarak HSYK başkanının yapması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu. 

Bozdağ, HSYK'nın bazı üyelerinin son zamanlarda kendi başlarına açıklama yaptığına dikkati çekerek, "Sayın İbrahim Okur'un yaptığı açıklamaların tabi yargı görevi yapanları etkileyici sonuçlar doğurduğunu düşünüyorum ve bunu doğru bulmuyorum. Herkes basına manşet manşet, program program açıklama yaparsa o zaman orada büyük kargaşa olur" şeklinde konuştu.