AB’ye destek azalıyor...

Yapılan son anketlere göre, Türk halkının Avrupa Birliği’ne girme yönündeki temayülünde büyük bir düşüş olduğu gözleniyor.

Aralık 2004’te başlayan ve müzakerelere başlama için Ekim 2005’e verilen takvimin de kabul edilmesinden sonra, Türkiye’nin Avrupa Birliğine giriş sürecinde bir hayli iyimser hava oluşmuştu. Ancak son bir yıl içerisinde, başta bizim neredeyse Selçuklu ilçemiz kadar nüfusu bulunan Rum topluluğunun da olur olmaz her konuda Türkiye’ye yönelik tehditleri, bundan başka diğer ülkelerin hemen her fırsatta Türkiye’nin AB’ye girmesinin neredeyse mümkün görünmediği şeklindeki yorumları, halkımızın AB’ye bakışını büyük ölçüde etkilemiştir.

Türk halkının AB’ye bakışında meydana gelen olumsuz tavrın sorumlusu Avrupa Birliğidir. Küçücük bir Rum toplumunun sözlerinin ve tavırlarının karşılık bulması, bizi hep rahatsız etmiştir. Bundan başka Türkiye, başka ülkelerin iç politika malzemesi yapılmakta ve bu durum da halkımızı derinden yaralamaktadır. Geçtiğimiz yıl AB anayasasının Fransa’da yapılan referandumda reddedilmesinin en önemli sebebi olarak Türkiye’nin gösterilmesi, Fransa’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için Türkiye aleyhine politika izlenmesi örnek olarak verilebilir.

Hele hele bir konu daha vardır ki, Fransa’nın demokrasi konusundaki öncülüğünü gölgede bırakmıştır. Ekim 2006 ayında Fransa Ulusal Meclisi, sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan ve ceza öngören bir yasayı kabul etmiştir. Bu tavır, Türkiye’ye karşı alınmış ve hiçbir mesnetten yoksun tarihsel gerçeklere aykırı bir durumdur.

İşte bu ve buna benzer birçok konu, Türk halkının AB’ye bakışını değiştirmektedir. Çok değil geçen yıl yapılan kamuoyu anketlerinde, halkımızın yüzde 75’i AB’ye girmek istediğini beyan etmekte iken geçtiğimiz günlerde yapılan anketler, bu oranın yüzde 40’lara kadar gerilediğini tespit etmektedir.

Esasen Türkiye’nin AB’ye girme projesi kısa vadede beklenecek bir durum değildir. Bu bir süreçtir. Bu süreç içerisinde AB müktesebatına uyum çerçevesinde yapılacak yapısal düzenlemelerin yerine getirilmesi ve müzakerelerin sorunsuz olarak tamamlanması gerekmektedir. AB treninin yolda giderken bir kaza geçirip geçirmeyeceği, sadece Türkiye’ye bağlı değildir. Karşı tarafın da takınacağı tutum, bu süreçte son derece önemlidir.

Avrupa Birliği kriterleri demokrasi, insan hakları ve ekonomi konularında yerine getirilmesi gerek olan kriterlerdir. Bu konularda mesafe almak her şeyden önce insanımız için gerekli koşuldur. Ancak her ne şekilde olursa olsun, AB’ye girmek için ne gerekiyorsa onu yapalım şeklindeki yaklaşımlara da girmek doğru değildir.

Kamuoyunda AB’ye desteğinin azalmasını iyi gözlemlemek gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.