AB savunmaya odaklanıyor

AB savunmaya odaklanıyor

Avrupa Politikalar Merkezi uzmanı Frontini:- "Savunma ve güvenlik, AB'nin iç dayanışmasının ekonomik durum ve göç gibi faktörler sonucu yıprandığı günlerde, Avrupalılar arasında birlik mesajı vermek ve siyasi görünürlük kazanmak için bir fırsat penceresi

BRÜKSEL (AA) - ŞERİFE ÇETİN - Avrupa Birliği'nin (AB) yakın zamanda karşılaştığı ekonomik kriz, mülteci krizi, İngiltere'nin birlikten ayrılışı, ABD'deki yönetim değişiminin neden olduğu sınamalar karşısında son dönemde dış politikasında giderek ağırlıklı olarak savunma ve güvenlik odaklı bir tutum takındığı görülüyor.

Geçen hafta AB Komisyonu'nun yayımladığı "Avrupa'nın Savunma Geleceği Yansıma Belgesi", belgedeki Avrupa Savunma Fonu kurulması önerisi ve bu çerçevede 2020 yılına kadar savunma için 600 milyon avro ayırma planı ile askeri yönetim merkezinin kurulmasının onaylanması, yakın zamanda AB ortak savunma alanında atılan hızlı ve önemli adımlar olarak ön plana çıkıyor.

Diğer yandan 22-23 Haziran'da AB'nin 28 üyesini bir araya getirecek AB Liderler Zirvesi'nde ana gündem maddesinin savunma olacağına yönelik işaretler belirmeye başladı.

- "Savunma AB için fırsat penceresi"

AB'nin savunma alanına odaklanmasının nedenlerini bazı faktörlerle açıklamak mümkün.

Bir görüşe göre AB'nin yakın zamanda tecrübe ettiği ekonomik kriz, İngiltere'nin AB'den ayrılışı ve mülteci krizi gibi sınamalar karşısında üye ülkelerde birliğin geleceğine ilişkin soru işaretleri oluştuğunu savunuyor. Bu çerçevede AB yetkililerinin savunma gibi önemli bir alanda iş birliğini arttırarak üye ülkelere "hala işe yarar" olduğunu kanıtlamaya çalıştığı iddia ediliyor.

AA muhabirine konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Avrupa Politikalar Merkezi (EPC) adlı düşünce kuruluşunun uzmanı Andrea Frontini bu görüşe destek verenlerden. Frontini, "Savunma ve güvenlik, AB'nin iç dayanışmasının ekonomik durum ve göç gibi faktörler sonucu yıprandığı günlerde, Avrupalılar arasında birlik mesajı vermek ve siyasi görünürlük kazanmak için bir fırsat penceresi oldu." açıklamasında bulundu.

Frontini, AB yetkililerinin askeri yönetim merkezi gibi kurumların inşasıyla ortak savunma ve güvenlik politikasında kaydettiği ilerlemelerle "AB hala somut katkılar sağlayabiliyor" mesajını verdiğini belirtti.

- "Trump Avrupa'da dinamikleri değiştirdi"

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyası döneminde ve başkanlık koltuğuna oturmasının ardından ısrarlı bir şekilde Avrupalı müttefiklerine "yük paylaşımı"na daha fazla katkıda bulunması çağrısının AB'yi savunma ve güvenlik alanlarına odaklanmaya iten diğer bir faktör olduğu düşünülüyor. Diğer yandan Trump'ın Brüksel'deki NATO Zirvesi ve Sicilya'daki G-7 Zirvesi'nde Avrupa güvenliğine ilişkin sergilediği "mesafeli tutum", AB liderlerini, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de önerdiği gibi "kendi kaderlerini kendi ellerine" almaya ittiği dile getiriliyor.

Konuya ilişkin AA muhabirine konuşan Brüksel'deki Bruegel düşünce kuruluşunun Direktörü Guntram B. Wolff, "ABD Başkanı Trump'ın göreve gelmesi Avrupa'daki siyasi dinamikleri değiştirdi. Trump'ın ticaret, özgürlükler ve güvenlik hakkındaki açıklamaları Avrupa'da yetkilileri de halkı da şoke etti. Trump'ın NATO'nun 5. maddesine daha önceki ABD başkanları gibi açıkça destek verdiğini belirtmemesi, Avrupa tarafında şüphe yarattı." dedi.

Wolff, AB'nin kuruluşundan itibaren ABD'nin kıtaya aktif olarak dahil olduğunu böylelikle Trump'ın bu tutumdan uzaklaştığına işaret eden "endişe verici açıklamaları"nın AB liderlerini "kendi kaderlerini kendi ellerine almaya ve güvenlik boyutunu ön planda tutmaya" ittiğini belirtti.

Frontini de ABD'nin AB'ye karşı değişen tutumunun AB liderlerinin savunma ve güvenlik alanında daha yakın ve etkili bir iş birliği çağrısını güçlendirdiğini kaydetti.

- Avrupa terörü kendi evinde tecrübe etti

Kuruluşundan itibaren ağırlıklı olarak bir "barış projesi" olan AB için geçmişte terör bir nevi yakın coğrafyasında gerçekleşen "trajik" olaylardı. Ancak Paris'te 2015'te DEAŞ terör örgütünün Charlie Hebdo saldırısının ardından diğer Avrupa başkentlerinde gerçekleşen terör saldırılarının AB'nin terör gerçeğiyle yüzleşmesine ve böylelikle savunma ve güvenlik konularına verdiği önemi arttırmasına neden olduğu söylenebilir.

EPC Uzmanı Frontini, "DEAŞ'ın üstlendiği yerel ve bölgesel terör tehdidi, AB liderlerinin güvenlik ve savunma alanında iş birliğini geliştirmesi için güçlü bir gerekçe oldu." şeklinde konuştu. Frontini, AB'yi derinden sarsan terör saldırılarının "AB'nin iç kırılganlığını gözler önüne serdiğini" belirtti.

Brüksel'deki Avrupa Politikaları Çalışmaları Merkezinin (CEPS) AB Dış Politika Direktörü Steven Blockmans da AA muhabirine yaptığı değerlendirmede yabancı savaşçıların yaptığı terör saldırılarının AB'de savunma ve güvenlik alanında iş birliği ve bütünleşme alanında attığı adımları açıklayan faktörler arasında yer aldığını ifade etti.

- ABD, Rusya ve Çin rekabeti

AB'nin savunma alanına odaklanmasının bir diğer nedeni de Avrupa genelinde 2015 yılına kadar savunma harcamalarındaki azalma olarak değerlendirilebilir.

EPC Uzmanı Frontini, Rusya, Çin ve Hindistan gibi "Batılı olmayan" ülkelerin savunma harcamalarını arttırmasının, AB'yi savunmasını güçlendirmeye ittiğini değerlendirdi.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SİPRİ) 2016 verilerine göre, en fazla savunma harcaması yapan ülkeler listesinde ABD, Çin, Suudi Arabistan, Rusya, İngiltere ve Hindistan başı çekiyor. AB üye ülkelerinde savunma harcamalarında son iki yıldır artış kaydedilse de, ABD'nin toplam savunma bütçesinin Çin, Suudi Arabistan, Rusya, İngiltere, Hindistan, Fransa ve Japonya gibi ülkelerin toplam savunma harcamasından daha fazla olması dikkati çekiyor.

CEPS Uzmanı Blockmans, "Son yıllarda Avrupa genelinde koordinesiz bir şekilde savunma bütçelerinin azaltılması, üye ülkelerin kabiliyetlerine ciddi bir şekilde zarar verdi." ifadesini kullandı.

AB'nin en güçlü ordularından birine sahip İngiltere'nin birlikten ayrılma kararının da AB yetkililerini savunma alanında adım atmaya ittiği düşünülüyor. İngiltere'de yapılan Brexit oylamasından bir kaç gün sonra AB Komisyonu'nda savunma ve güvenlik alanında güçlü iş birliği çağrısı yapan "AB Küresel Stratejisi"nin sunulması bu görüşü destekler nitelikte.

Wolff, Brexit'in AB ülkelerinin savunma alanında hareket etmesine ivme kazandırdığını belirterek "Brexit geri kalan 27 AB üyesinde bir nevi birlikte hareket etme isteği doğurdu. AB halkı Brexit sonrasında siyasi karmaşanın ortaya çıktığını gördü ve bunun çok tercih edilir bir durum olmadığını fark etti." dedi.

AB'nin genel anlamda savunma konusunda iş birliğini gündemde tuttuğunu belirten Wolff, henüz uygulama anlamında çok fazla somut adım olmadığını, sürecin uzun vadeye yayılacağını ve gelecek dönemde konuyla ilgili tartışmaların daha somut adımlar ve daha "gerçekçi yaklaşımlarla" sonuçlanacağını düşündüğünü kaydetti

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :