8. Boğaziçi Zirvesi

8. Boğaziçi Zirvesi

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya:- "Bugün Türkiye'de okula gidemeyen Suriyeli çocuk varsa bu, dünyanın sorunudur. Burada Avrupa Birliği bize taahhüt ettiği sözleri, 3+3 milyar avro olan sözünü tamamıyla yerine getirmelidir ki burada biz de bu çocukl

İSTANBUL (AA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, "Bugün Türkiye'de okula gidemeyen Suriyeli çocuk varsa bu, dünyanın sorunudur. Burada Avrupa Birliği bize taahhüt ettiği sözleri, 3+3 milyar avro olan sözünü tamamıyla yerine getirmelidir ki burada biz de bu çocuklara okuyabilecekleri okul ortamını sağlayabilelim." dedi.

Bakan Kaya, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Uluslararası İş Birliği Platformunun (UİP) düzenlediği ve bu yıl "Geleceğin Tasarımı: Küreselleşmenin Yeni Sınavı" temasıyla düzenlenen 8. Boğaziçi Zirvesi'nin "Mülteciler: İnsani Zorlukları Aşmak" başlıklı oturumunda, bugünün dünyasının yeni sınavının insanı ve insani değerleri yaşatmak üzerine olduğunu anlattı.

İnsan varlığını, insani değerleri tehdit eden gelişmelerin sadece mülteciler açısından değil, tüm insanlığın geleceği açısından değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Kaya, son 50 yılda yaşananların, Filistin, Bosna Hersek, Afganistan, Irak, Sudan, Yemen, Suriye ve Myanmar'da milyonlarca insanı mülteci konumuna getirdiğini, ülkesini terk etmek zorunda kalan insanların sayısının Birleşmiş Milletler'in 2016 yılı verilerine göre 22,5 milyona ulaştığını kaydetti.

Ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların milliyetlerine göre yapılan sıralamada, Suriye, Afganistan ve Sudan'ın ilk sıralarda yer aldığını belirten Kaya, "Bu sadece mülteci olaylarının yoğun olarak yaşandığı bölgelerin değil, bu mülteci olaylarının yaşandığı ülkelerin komşularının sorunu değil, tüm dünyanın sorunudur." dedi.

Mülteci sorununun bugün artık küresel boyutta değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Kaya, tüm dünyanın çözümler üzerinde kafa yorması gereken, dünyanın en önemli sorunlarından biri olan mülteci meselesinin fazla kadınları ve korunmaya muhtaç çocukları etkilediğini dile getirdi.

Bu insanlık dramına son verilmesi için uluslararası toplum olarak herkesin üzerine farklı sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Kaya, "Türkiye tarihin hiçbir döneminde mazlumlara sırtını dönen bir ülke olmadı. Biz mağdurlara yardım elini uzatan bir ülke olduk. Hiçbir zaman mağdur olan bir insana elimizi uzatmaktan çekinmedik. Bizim inançlarımız, kültürümüz, değerlerimiz bizlere hiçbir ayrım yapmaksızın zulme uğrayana ve yardıma ihtiyacı olana el uzatmayı emreder. Bizim medeniyetimiz de iyilik medeniyetidir. Bu milletin her bir ferdinin en ulvi gayesi, aslında insanlığa hizmet etmektir." ifadelerini kullandı.

- "Ölümle pençeleşen insanlara kapılarımızı açtık"

Irak'ta olduğu gibi Suriye'de yaşanan insanlık dramına da sessiz kalmadıklarını hatırlatan Bakan Kaya, savaş durumunda kapılarını, bombaların altında ölümle pençeleşen insanlara açtıklarını söyledi.

Suriye'de 600 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 12 milyon insanın da evlerini terk etmek zorunda kaldığını dile getiren Kaya, şöyle konuştu:

"Bu insanların 5 milyonu da farklı ülkelere sığındı. Ülkemizde, başta Suriyeliler olmak üzere, savaş ve kaos bölgelerinden gelen 3,3 milyon misafire ev sahipliği yapıyoruz. Bunların yaklaşık şu anda 230 bini kamplarda yaşıyor. Onun dışındaki kişiler şehirlerimizde yaşıyor. Türkiye'de Kilis örnek gösterilecek bir şehir. Kilis'in kendi nüfusu kadar mülteci ağırladığını söyleyebiliriz. Burada sadece devlet olarak bizim kapılarımızı açmamız değil, aynı zamanda vatandaşlarımızın da gerçek manada gönüllerini açtığını söyleyebiliriz, aksi takdirde bu kadar barış ve huzur iklimi içinde 3,3 milyon mülteciyi ülkemizde barındıramazdık. Suriyeli mültecilerin yarısından çoğu, kadın ve çocuklar. Yüzde 71'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Bizler Suriyeli kardeşlerimize hiçbir zaman mülteci olarak görmedik, onları misafir olarak gördük. Onlara 'sığınmacı' demedik. Kardeşlerimize hizmet sunabilmek için ensar, muhacir bilinciyle hareket ettik ve hiçbir karşılık beklemeksizin onlara kapılarımızı, gönüllerimizi açtık."

- "Sosyal Uyum Yardımı miktarı artırıldı"

Bakan Fatma Betül Sayan Kaya, hükümet olarak sivil toplum kuruluşlarının da destekleriyle Suriyeliler için yapılan yardımların değerinin 30 milyar doları aşmış durumda olduğunu kaydetti.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak, AFAD, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Avrupa İnsani Yardım Fonu (ECHO), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Türk Kızılayı ile işbirliği içinde "Sosyal Uyum Yardımı Programı" yürüttüklerine değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İlk başta kişi başı 100 lira olarak başlattığımız yardım tutarını, haziran itibarıyla 120 liraya çıkardık. Bu Avrupa'dan gelen parayı, öncelikle ihtiyaç sahipleri olmak üzere, yaşlılar, engelliler, kadınlar ve çocuklar olmak üzere Kızılay Kart yardımıyla mültecilere veriyoruz. 1 milyon mülteciye eylül ayı itibarıyla ulaşmış durumdayız. Tamamı AB fonlarından olmak üzere, 632 milyon lira ödeme yaptık bu Kızılay Kart aracılığıyla. Kişi başı 120 lira olmak üzere, öncelikle ihtiyaç sahiplerinden, kadınlardan, yaşlılardan, çocuklardan, engellilerden başlamak üzere, 1 milyon sayısını eylül ayı itibarıyla aştık."

- Suriyeli çocukların eğitimi

Kaya, Suriyeli kadınlar, yaşlılar, engelliler ve çocukların sosyal hizmetlerden faydalanmalarını da sağladıklarını kaydederek, Suriyeli tüm mültecilerin hastanelerde, acil servislerde ücretsiz olarak sağlık hizmeti alabildiğini, bakanlık olarak dezavantajlı gruplara sosyal hizmet modelleri aracılığıyla hizmet ettiklerini bildirdi.

Kadınlar ve çocuklara yönelik psikososyal destek hizmeti de verdiklerini anlatan Kaya, "Bombaların altından kaçıp gelen, travmaya uğramış kadın ve çocuklar var burada. Onların o yaşadıklarının etkisinden kurtulmaları gerçekten çok uzun zaman alacak. Belki de hiçbir zaman tamamıyla rehabilite olmalarını sağlamak mümkün olmayacak." dedi.

Suriyeli 290 bin kadın ve çocuğa psikososyal destek hizmeti verdiklerini, bakanlıkça yürüttükleri Aile Eğitim Programı ile de Suriyeli 15 bin aileye eğitim verdiklerini belirten kaya, Türkiye'deki Suriyeli çocukların okul hayatından kopmamalarını istediklerini söyledi.

Kaya, şöyle devam etti:

"Ama maalesef bu sadece mülteci sorunu yaşayan ülkelerin, komşu ülkelerinin sorunu değil, bu tüm dünyanın sorunu. Eğer bugün Türkiye'de okula gidemeyen Suriyeli çocuk varsa bu, dünyanın sorunudur. Burada Avrupa Birliği bize taahhüt ettiği sözleri, 3+3 milyar avro olan sözünü tamamıyla yerine getirmelidir ki burada biz de bu çocuklara okuyabilecekleri okul ortamını sağlayabilelim. Biz yüzde 100'ü okulların içinde, eğitimin içinde yer alsın istiyoruz. Kendi gayretlerimizle çok büyük bir başarı sağladık. Çok yüksek oranda bugün Suriyeli çocuklar eğitim alıyor ama biz istiyoruz ki Suriyeli çocuklarımızın da aynen vatandaşlarımız gibi her biri okula gitsin."

Bakanlık olarak, Türk Kızılayı ve UNICEF işbirliğiyle dünyanın yabancılara yönelik en büyük eğitim desteğini de başlattıklarını anlatan Kaya, Eylül 2017 itibarıyla 136 bin Suriyeli çocuğa eğitim desteği verdiklerini bildirdi.

ECHO'nun AB finansmanıyla başlatılan Şartlı Eğitim Yardımı desteğini önemli bulduklarını ve devam etmesini temenni ettiklerini belirten Kaya, Suriyeli mağdur durumdaki 3 binden fazla çocuğa da sosyal ekonomik destek verdiklerini ifade etti.

Ailesini kaybetmiş, kimsesi olmayan çocuklara da bakanlık olarak sahip çıktıklarını belirten Kaya, şunları kaydetti:

"40 Suriyeli çocuğumuz olmak üzere, 87 mülteci çocuğa bakanlık olarak biz sahip çıktık, onlar bizim korumamız altında. Yine 166'sı Suriyeli olmak üzere, 595 yabancı uyruklu çocuğumuz da kuruluşlarımız hizmetinden yararlanmakta. Suriyeli çocukların topluma entegrasyonunu sağlamak için, bakanlığımızca illerde yürüttüğümüz çocuk hakları komitelerini aktif şekilde kullanıyoruz. Burada akran eğitimi yöntemiyle Suriyeli çocuklarımızın Türk çocuklarıyla kaynaşmasını sağlıyoruz. 30 bin Suriyeli çocuğa da bu çocuk hakları komitemiz aracılığıyla ulaşmış bulunmamın mutluluğunu yaşıyoruz. Bakanlık olarak Suriyeli çocukların yanında, kadınlara da hizmetler sunuyoruz. Bu kapsamda 2017 yılında tam 310 Suriyeli kadın ve beraberindeki 351 Suriyeli çocuğu kadın konuk evinin hizmetlerinden yararlandırdık. Şiddet mağduru Suriyeli kadınlara da bakanlığımızın tüm hizmetleri açık. Onları da hizmet alanımızda tutuyoruz."

- "AB'den verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz"

Türkiye olarak mültecilere eğitim, sağlık, barınma, çalışma hakkı sağlarken AB'den de verdiği sözleri yerine getirmesini beklediklerini ifade eden Kaya, yardım elini uzatırken hiçbir beklenti içinde olmadıklarının da altını çizdi.

İnsanı ve insani değerleri yaşatmak amacıyla yardım eli uzattıklarını belirten Kaya, şöyle devam etti:

"Suriyeli kardeşlerimize yönelik yardımları, insani bir görev olarak gördük. Bu görevi yerine getirirken de Suriye'de yok olan insanlığın dünyada yükselen vicdanı olduk aslında. Biz Anadolu'yu bir gönül yurdu olarak görüyoruz. Tarihin her döneminde olduğu gibi, insan ve insani değerlerin güvenli bir limanı olmaya Anadolu toprakları devam edecektir. Çünkü biz doğudan batıya bu coğrafyada aynı kaderi paylaşıyoruz. Mehmet Akif, Yahya Kemal bizim için ne anlam ifade ediyorsa, Muhammed İkbal de Şehriyar da Cengiz Aytmatov da aynı anlamı ifade ediyor."

Aytmatov'un, "Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur." sözünü de hatırlatan Kaya, "Ortak değerlerimizi kültürümüzü yaşatarak hem ruhumuzu hem de insanlığın kaybolmakla yüz yüze olan onurunu biz korumaya devam edeceğiz Türkiye olarak. Çünkü insanlık onurunu kaybederse kaybeden dünya olacak." dedi.

- "Kimsesizlere el uzatmaya devam edeceğiz"

Türkiye olarak nerede mağdur varsa ellerini uzattıklarını ifade eden Kaya, bunu yaparken sivil toplum kuruluşlarının da kendilerine destek olduğunun altını çizdi.

Myanmar'da da Bangladeş'e sığınan Rohingyalı Müslümanlara da ilk yardım elini Türkiye'nin uzattığını hatırlatan Kaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM nezdinde bu konuya dikkati çekmek için girişimlerde bulunduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Arakan halkının yaşadığı acıları yerinde gördüklerine değinen Kaya, "Bir kadın ve bir anne olarak orada yaşadığım anları sanırım hayatım boyunca unutmam mümkün değil." dedi.

Zulümden kaçan Arakanlı kadınların yaşadıkları tecavüzleri üçüncü kişiler aracılığıyla anlatmak zorunda kaldığına dikkati çeken Bakan Kaya, şunları kaydetti:

"Orada 10 gün boyunca hiç yemek yememiş çocuklar gördük. Gıdasızlıktan karnı şişmiş bebekler gördük. Orada aslında kaybolan insanlıktı ve tüm dünyanın oraya elini uzatması gerekirken, ilk giden gururla söylüyorum Türkiye'ydi. Maalesef hala yeterli yardımlar orada yapılmadı. Türkiye dışında bugün orada düzenli yardım sağlayan çok az kuruluş var, çok sınırlı miktarlarda yardım yapıldığını görüyoruz. Koca koca ülkelerin, 1 milyon dolar, 2 milyon dolar, 3 milyon dolar gibi rakamlarla yardım yaptıklarını gördük. Ne olursa olsun biz Türkiye olarak mazlumlara sahip çıkmaya, kimsesizlere el uzatmaya devam edeceğiz. Orada insani değerleri yaşatmaya, insan onuruna yakışır şekilde kadın ve çocukların yaşaması için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Bugün Kızılayımız, AFAD'ımız orada bir çadır kamp hazırlığı içindeler. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı olarak bundan gurur duyuyorum."

- "Türkiye yardımlarda dünyada ilk sırada"

Bangladeş'te çocukların salgın hastalıklarla karşı karşıya kaldığının altını çizen Kaya, oradaki çocukların sağlığına tüm dünyanın hassasiyet göstermesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye olarak dünyanın neresinde olduğuna bakmaksızın mazlumlara yardım elini uzattıklarını belirten Bakan Kaya, şöyle devam etti:

"Bugün Türkiye, gayri safi milli hasılasına oranla yaptığı insani yardımlarda dünyada ilk sırada. Biz dünyanın en zengin ülkesi değiliz ama şunu en rahat söyleyebiliriz ki biz dünyanın en cömert insanlarıyız, dünyanın en cömert ülkesiyiz. Bu sadece devlet olarak değil, bizim kendi insanımızın da cömertliğinden kaynaklanıyor. Bu zaten yüzyıllardır böyle olmuş. Türkiye kimsesizlere, muhtaçlara yüzyıllardır bu topraklar, Anadolu toprakları güvenli liman olmuş ve olmaya da devam edecek."

Rohingya Müslümanlarının evlerine dönüşleriyle ilgili Bangladeş ve Myanmar hükümeti arasında imzalanan anlaşmanın da sevindirici bir gelişme olduğunu vurgulayan Kaya, aynı şekilde Türkiye'nin Suriye'de oluşturduğu güvenli bölgelere Suriye halkının tekrar yerleşmeye başlamasının da sevindirici olduğunu kaydetti.

İdlib'de de benzer bir göç dalgasının engellendiğini ifade eden Bakan Kaya, "Biz istiyoruz ki oradaki savaş şartları bir an önce düzelsin ve Suriyeli kardeşlerimiz de evlerine, yurtlarına dönsün. Zaten hiç kimse kendi vatanından ayrı kalmak, uzakta yaşamak istemez ve istemiyor. İnşallah en kısa zamanda kalıcı olarak orada barış sağlanacak ve Suriyeli mülteci kardeşlerimiz de evlerine, yurtlarına dönecektir diye dua ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mülteci sorunlarıyla ilgili çağrılarını önemli bulduklarını vurgulayan Kaya, uluslararası kamuoyundan da bu çağrıya kulak vermesini istedi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :