"7. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu"

"7. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu"

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Gelişim Bölüm Başkanı Birinci Müsteşarı Angel Gutierrez Hidalgo de Quintana:- "Avrupa Birliği 2030'a kadar, yüzde 40 oranında karbondioksit emisyonlarını düşürmeyi, 2050 yılında da 0 karbona geçmeyi he

İSTANBUL (AA) - Herkes için daha yaşanabilir şehirler yaratmak için WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler tarafından düzenlenen 7. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu İstanbul'da "Düşük Karbon Yetmez, Artık Sıfır Karbon Zamanı" temasıyla gerçekleştirildi.

Şehirlerde düşük karbona yatırımla 2050'de kentlerdeki global emisyonun yüzde 90'a düşürülebilmesi amacıyla Elite World İstanbul Otel'de gerçekleşen sempozyumun açılışına Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Gelişim Bölüm Başkanı Birinci Müsteşarı Angel Gutierrez Hidalgo de Quintana, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Barth van Bolhuis, Danimarka İstanbul Başkonsolosu Anette Galskjot, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir, WRI Londra Ofisi Başkanı & Strateji ve Ortaklık Direktörü Leo Horn-Phathanothai ile WRI Ross Center for Sustainable Cities Kentsel Hareketlilik Direktörü Sergio Avelleda ve WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş Cansız katıldı.

Sempozyumda konuşan Angel Gutierrez Hidalgo de Quintana, iklim değişikliğiyle mücadelenin herkesi ilgilendiren, yaşam kalitelerini ve standartlarını önemli ölçüde artıracak bir konu olduğunu söyledi. Quintana, şehirlerde düşük karbonlu ulaşım tekniklerinin de önemini anlatarak, raylı sistemlerin teşvik edileceğini ve yeni döngüsel ekonominin de yeni istihdam alanları yaratacağını vurguladı. Angel Gutierrez Hidalgo de Quintana, Avrupa'da şehirlerde düşük karbona yatırım yaparak kentlerdeki emisyon oranının düşürülmesinin hedeflendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği 2030'a kadar, yüzde 40 oranında karbondioksit emisyonlarını düşürmeyi, 2050 yılında da 0 karbona geçmeyi hedefliyor. AB bunları yaparken önemli bir finansman kaynağı da beraberinde getiriyor. Finansmanın önemli bir bölümü iklim değişikliği konusu olacak. Finansman kaynağının iklim değişikliği, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji gibi konulara odaklanılacak. Bütün emisyonların ulaşım bağlamında yüzde 70'i kentlerden gelmektedir. Kentleşme konusunda da dünyada genel bir eğilim var. Avrupa'da yüzde 70'i kentlerde yaşarken Türkiye'de de yüzde 75 oranında insanların kentlerde yaşadığı görülüyor. İstanbul gibi bir kentte de ulaşım ve ulaştırma konuları önem teşkil ediyor. Danimarka Kopenhag da önemli bir kent. 2025 yılında da 0 karbon bölgesi olacağı belirtiliyor."

WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş Cansız da, küresel bir iklim kriziyle karşı karşıya kalındığını belirterek, "Tartışmalar küresel ısınmayı 1,5 ile 2 derece arasında sınırlamaya odaklanmıştı. Ancak 1,5 derece sınırında kalmak istiyorsak, 2050'den önce küresel CO2 emisyonumuzu azaltmak için net sıfır karbon seviyesine gelmeliyiz. BM İklim Zirvesi'nden önce 66 ülke 2050'ye dek sera gazı emisyonunu sıfırlamayı taahhüt etti. Akabinde 10 bölge, 102 kent ve 93 şirketten de aynı taahhüt geldi. Biz de bu yılki sempozyumun temasını 'Düşük Karbon Yetmez, Artık Sıfır Karbon Zamanı' olarak belirledik."

Türkiye’nin Sıfır Karbon Şehirler Taahhüdü’ oturumunda söz alan WRI Londra Ofisi Başkanı ve WRI Ross Center for Sustainable Cities Strateji ve Ortaklık Direktörü Horn-Phathanothai ise şöyle konuştu:

"Tüm dünyanın üzerinde anlaştığı iklim ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusundaki değişikliklerin çoğu hem şehirlerde meydana gelecek hem de şehirler bu değişikliklerin yapılmasına ön ayak olacak. Hatta dünyadaki pek çok şehir kaliteli toplu taşıma, enerji verimli ve dirençli binalar, yeşil kamusal alanlar ve temiz enerji ile kentlerin nasıl dönüşebileceğini göstermeye başladı bile. Düşük karbonlu bir gelecek için ulusal hükümetlerin güçlü önderliği ve desteği şart."

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir de Türkiye'nin ve Avrupa'nın en yüksek nüfuslu kenti olan ve ulusal ölçekte sera gazı emisyonlarında en büyük payı bulunan İstanbul'a ve dolayısıyla belediyeye düşen sorumluluğun bilinciyle planlamalarına başladıklarını anlattı.

Demir, şu açıklamalarda bulundu:

"İstanbul 16 milyonluk şehir ve Türkiye'nin emisyonlarının yüzde 10'unu üretiyor. İstanbul'da alınacak önlemler 2 açıdan önemli, birincisi toplam emisyonu azaltacak ve burada alınacak önlemler diğer şehirlere örnek olacak. İstanbul'da yaklaşık her gün 20 bin ton atık üretiliyor. Seragazı üretimimiz dünya gazı üretiminin üzerinde değil ama tehlikeli olan artış hızımız yüksek. Bu artış hızını düşürmek için önlemlerimiz olacak. Global ısınma nedeniyle İstanbul'da deniz seviyelerinin yükselmesi söz konusu. Araştırmalarda, Avrupa'da 19 kent içerisinde deniz seviyesinden en fazla etkilenecek kentler, sıralamasında İstanbul bir numara olarak önde gidiyor. Geçtiğimiz ay Kopenhag'da düzenlenen C40 Belediye Başkanları Zirvesi'ne katılım sağladık ve C40 Deadline 2020 Programı’nı imzalayarak 2050’de sıfır karbon bir kent olmayı taahhüt ettik. Biliyoruz ki, iklim değişikliği ile mücadele konusunda atılacak adımlar, belediyelerin bir kere planlayıp uygulayacağı bir yapıda değildir." şeklinde konuştu.

Açılışın ardından başlayan oturumlarda, "0 karbon şehirler", "Akıllının yeni adı: Sürdürülebilir", "Aktif ve Sağlıklı Şehirler" başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.

Sempozyum WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler tarafından Danimarka İstanbul Başkonsolosluğu, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu, İstanbul Teknik Üniversitesi Istanbul-ON Urban Mobility Lab, Marmara Belediyeler Birliği, UNSDSN Türkiye (Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı) ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi'nin stratejik ortaklığında hayata geçirildi.

Sempozyum daha yaşanabilir kentler için O karbon ekonomisine geçişi hedefliyor.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :