Ümit Savaş Taşkesen

Ümit Savaş Taşkesen

68 kuşağı ve Türköne

Geçtiğimiz hafta hanımın bir kitap siparişini almak için uğradığım zaman raflarda bir başka kitaba takıldı gözüm. Baktım. Şaşırdım. Kitap 2008 Eylül ayında basılmış ve Ocak ayında sekizinci baskıya ulaşmış. “Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı” adını taşıyor kitap. Yazarı Mümtaz’er Türköne. Türköne adını görünce dikkat kesiliyorum kitaba. Şu sıralar bir çok yazarın yaptığı gibi günlük gazetelerde çıkan yazıların derlenmesinden oluşan bir kitap mı telif bir çalışma mı diye. Seviniyorum. Gazete yazıları derlemesi değil telif bir çalışma. Derin bir oh çekiyorum ve kitabı alıyorum. Şu sıralar elimde okuyorum. Birden zihnim iki yıl geriye gidiyor. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin 2007 yılı kültürel etkinlikleri içerisinde yer alan ve düzenleyiciliğini üstlendiğim ‘Dünya’da ve Türkiye’de Ufukta Görünenler’ adlı program. Konuşmacısı Mümtaz’er Türköne idi. Malum 2007 yılının mayıs ayı, seçim süreci vs. gibi gerekçelerle programının yoğunlunu ileri sürmüş ve Konya’ya gelmeye sıcak bakmamıştı Türköne. Sonraki görüşmelerimiz ve yazışmalarımızdan sonra kendisini Konya’da misafir edebilmiştik Müsiad Konya Şubesi ve Eski Başkanı Selçuk Öztürk’ün katkılarıyla. İki gün boyunca Türköne’yi daha yakından tanıma fırsatı bulmuş, Konya sokaklarını, kitapçılarını, müzelerini gezmiş, sohbet etmiştik Ahmet Köseoğlu ile birlikte üçümüz... Kendi hayat hikâyesinden çeşitli kesitleri, ayrıntıları da öğrenme fırsatımız olmuştu birinci ağızdan. Şimdi bir kısmını kendi ağzından dinlediğimiz bu hatıraların biraz daha genişletilmiş halini okuma fırsatı sunuyor kitap. Kendi öz yaşam öyküsüyle kesişen yönleriyle bir hatıra kitap lezzeti de buluyorsunuz kitapta. Ancak kitap 68 Kuşağı ile bir hesaplaşma niteliğinde. Hem de sıkı bir hesaplaşma. Bir büyü-bozumu işine girişiyor Türköne 68 Kuşağı kitabında. Şimdilerde nostaljik, bilmeyenlere, okumayanlara, gençlere cazip gelebilecek masal büyüsüyle idealize edilen ve sık sık dillere pelesenk edilen 68 kuşağının temel yapılanmasının ne olduğunu gözler önüne seriyor. Bu kuşağa nasıl bakmak, bugünden geriye doğru o dönemi nasıl yorumlamak gerektiğini anlatan bir yakın tarih çalışması olarak da görülebilir, okunabilir. Mümtaz’er Türköne hem yıllar içerisinde edinmiş olduğu geniş bilgi birikimi ve bu birikimi aktarmada gösterdiği üsluptaki güzellik ile rahatça, hatıra tadında okunabilecek, çok faydalı bir kitaba daha imza atmış. 1968 Yılında Sorbon Üniversitesinde başlayan ve dünyada bir dalga gibi yayılan öğrenci eylemleri ve bu eylemlerin Türkiye’deki yansımasının nasıl olduğunu birinci elden şahitliklerle anlatıyor. Dünya’da “gerçekçi ol, imkansızı iste” sloganı ile kendini ifade eden özgürlük arayışının Türkiye’de tam tersi bir biçimde kendilerini 68 kuşağı olarak tanımlayan ve ekranlarda boy gösterenlerin özgürlük söylemlerinin Cuntacılığa dönüşmesinin ve Cunta heveslileriyle işbirlikçiliğinin hikayesini anlatıyor. Kitabı yazma hikayesinde şöyle diyor Türköne “ Türkiyenin 68’lileri, gerçeklerle yakından uzaktan ilgisi olmayan içi kof bir masalın, güya haksızlığa uğramış kahramanları… Sırf kendi geçmişlerini temize çıkartmak ve gençliklerini kutsamak için 68’lilerin anlattığı masallara kızıyorum. Çünkü yaşananlara anlam kazandırmak için masalları gerçeğe dönüştürmek gerekiyor…Bu kitabı masalla gerçek arasındaki derin uçurumu göstermek için yazdım… 68 özünde ve merkezinde bir cunta hikayesidir… Tek borcum acı çekenlere. 68’in 80’e kadar süren şiddet sarmalı içinde hayatlarını kaybedenleri hiçbir ayırım gözetmeden saygı ile yad ediyorum”. Bu son cümledeki kuşatıcılığa dikkat diyorum. Herkesi saygı ile yad etmek. İşte böyle kuşatıcı, bütünleyici bir bakış açısının yansımasının bir ürünü diye de okunmalı kitap. Kısa bir Türkiye Darbeler Tarihi diye de okunabilir kitap. Çünkü 68 olaylarından başlıyor, 27 Mayıs’a dönüyor, 12 Mart’a geliyor ve tabii 12 Eylül’e 28 Şubat’a kadar uzanıyor. Sadun Aren’den Türkeş’e, Morison Süleyman’dan Doğan Avcıoğlu’na Komandolar’dan Evren’e, Çevik Bir’den Yeni Ulusalcılığa, İnönü’den İlhan Selçuk’a belki de artık tarihin kapanan yaprakları arasında yer alıp unutulmaya başlayan yılları aralayarak yeniden hatırlatıyor. Sanki hafızasız bir kuşağa yakın tarih hatırlatması. Kitapta özellikle son bölümlerde yer alan 68’in güvenilir limanı Cemil Meriç, Önce Şüpheyi Öğreten Adam: Erol Güngör ve Şerif Mardin üzerine yazdığı eleştirel metinler de Sosyal Bilimler ve Sosyoloji için de okunacak metinler. Geriye kitabı almak düşüyor. Bitirdiğinizde zaman kaybı olarak değerlendirmeyeceğiniz bir kitap okumak istiyorsanız tavsiye ederim: “Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı” kitabını. Kitap Nesil Yayınlarından çıkmış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum