62. Hükümet Programı TBMM'de

62. Hükümet Programı TBMM'de

Hükümet Programından: (3)

TBMM (AA) -   62. Hükümet programında, "Yargı ve güvenlik  bürokrasisini ve sivil toplumun çeşitli kesimlerini tesiri altına almaya çalışan yeni vesayet odağının si­yaseti kendi hedefleri doğrultusunda dizayn etme  çabalarıyla, bürokrasi içinde şeffaflığı yok eden gayretleriyle, milli güvenliği tehdit  eden faaliyetleriyle ve artık eski dönemlerde kalması ge­reken vesayetçi anlayışıyla, milli iradeden aldığımız güçle, hu­kukun içinde kalarak mücadele etmeye devam edeceğiz" denildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 62. Hükümet programını TBMM Genel Kurulu'na sundu. 

Hükümetlerinin bütün gaye ve hedefinin, ülkenin yönetil­mesinin ve ülkeyi yöneten iradenin denetlenmesinin, siyaset mekanizmaları yoluyla, milli iradeye dayalı şekilde gerçekleş­tirilmesi olduğu kaydedilen programda, bu mücadele neticesinde, Türkiye'nin tarihin­ de hiç olmadığı kadar demokratikleştiği, sorunlarının üzerine cesaretle gider hale gelindiği ve siyaset mekanizmasının önündeki engelleri kaldırılarak siyasi, ekonomik ve demokratik bir istikra­ra kavuştuğu belirtti. 

Türkiye'nin normalleşmesi ve demokratikleşmesi yolunda at­ılan adımların, bu çerçevede gerçekleştirilen reformların bir yandan toplumun önünü açmaya, halkın yargıya ve adalete güvenini tesis etmeye, diğer yandan da geçmiş dönemlerde ol­duğu gibi herhangi bir kurumun veya kuruluşun siyasi iradeyi zaafa uğratmasını engellemeye dönük olduğu belirtilen programda, şu ifadelere yer verildi:

"Bu kapsamda, hükümetlerimiz, vesayetçi aktör ve kurumların siyaset üzerindeki nüfuzunu kırmak üzere kararlı bir irade ser­gilemiş ve siyasal sistemi  demokratikleştirme hedefinde ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Ancak, geleneksel vesayetçi aktör ve kurumlarla yürüttüğü mücadele neticesinde hükümetlerimiz, milli iradeye dayalı demokratik bir siyasal sistemi inşa etme hedefine odaklanmışken, 7 Şubat, 17-25 Aralık  hadiseleri ve takip eden  gelişmelerle yeni bir vesayet odağının saldırılarına maruz kalmıştır. Yargı ve güvenlik bürokrasisini ve sivil toplumun çeşitli kesimlerini tesiri altına almaya çalışan bu yeni vesayet odağının si­yaseti kendi hedefleri doğrultusunda dizayn etme çabalarıyla, bürokrasi içinde şeffaflığı yok eden gayretleriyle, milli güvenliği tehdit eden faaliyetleriyle ve artık eski dönemlerde kalması ge­reken vesayetçi anlayışıyla, milli iradeden aldığımız güçle, hukukun içinde kalarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Ne amaçla olursa olsun, hiç bir çeteleşmeye müsaade etmeye­ceğiz. Bu yeni vesayet odağının, toplumu, siyaseti ve devleti baskı altına almasına ve ulusal güvenliğimizi tehdit etmesine izin vermeyeceğiz."

- "Ulusal güvenlik sorununa dönüştü" - 

Uluslararası bağlantıların da değerlendirildiğinde, bu yapılan­maların sadece AK Parti hükümetlerine yönelmiş bir tehdit olarak değil, devletin varlığına kast eden, onun yapısını çökertmeyi hedef­leyen bir ulusal güvenlik sorununa dönüştüğü belirten programda, "Bu tür te­şebbüsleri, geçmişteki vesayet odaklarının oluşturdukları kadar tehdit olarak görüyor ve her türlü vesayete karşı mücadelemiz çerçevesinde ele alıyoruz. Bu konuda kararlı ve dirayetli dura­cağımız konusunda hiç kimsenin şüphesi olmasın" denildi. 

Güvenlik hizmetlerinin, ileri bir demokrasi hedefine ulaşmak amacıyla temel hak ve özgürlüklerin eksiksiz bir biçimde kul­lanılabilmesi ve garanti  altına alınabilmesi için ihtiyaç duyulan temel kamu hizmeti" olarak tanımlandığı programda, AK Parti iktidarları döneminde güvenlik hizmetinin bütüncül bir yakla­şımı içeren stratejik bir anlayışla  ele alındığı ifade edildi. 62. Hükümet programında, AK Parti iktidarlarında çok yönlü güvenlik politikalarının uygulamaya konulduğu vurgulandı.

- "Toplumsal barışı ve huzuru geliştirmenin gayreti içinde olduk" -

 Hükümet programında, güvenlik hizme­tini toplum desteğini içeren bir zihniyetle yeniden tasarlayıp, hizmetlerin sunumunda insan odaklı bir yaklaşım benimsendiğine işaret edilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Kaygılar ve korkularda şekillenen güvenlik yaklaşımını vatan­daşa güven temelinde yeniden ele alarak, devlet-toplum-fert ilişkisini güçlendirecek bir yaklaşımı öne çıkardık. Asayiş olaylarından terörle mücadeleye kadar her alanda daha etkin ve so­nuç alıcı güvenlik politikalarını hayata geçirerek, hem  ülkemi­zin güvenliğini en üst düzeyde tesis etmenin, hem de toplumsal barışı ve huzuru geliştirmenin gayreti içinde olduk."

AK Parti hükümetlerinin güvenlik hizmeti alanındaki geçmişte yaptığı çalışmaları ve yasal düzenlemeleri hakkında bilgi verilen programda, "Uluslararası ve bölgesel teröre destek veren çevre ve odaklarla, bugüne  kadar olduğu gibi bundan  sonra da kararlılıkla mücadele edeceğiz. Coğrafyamızda hangi nedene dayanırsa dayansın ve kimden gelirse gelsin terörün karşısında ilkeli duruşumuzu sürdüreceğiz" denildi. 

Suçla mücadelede temel politikaların suçları işlenmeden önce önleyebilmek olduğu belirtilen programda, önleyici kolluk hizmetlerine büyük önem ve öncelik verildiği ifade edildi.

AK Parti hükümetlerinin uyguladıkları politikalarla, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT) tarafından yayınlanan verilere göre Türkiye'nin, Avrupa'nın suç oranı en düşük ülkeleri arasında yer aldığı belirtilerek, suç aydınlatma oranları açısından da Avrupa'nın önde gelen ülkeleri arasında olduğu vurgulandı. 

Uyuşturucu ile mücadeleye yönelik güvenlik önlemleri artırı­larak, bu alandaki suç örgütlerinin üzerine kararlılıkla gidile­ceğinin aktarıldığı programda "Uyuşturucu maddelerin yasadışı imal, ticaret  ve kulla­nımıyla  mücadelede personel ve teknik kapasite güçlendirile­cektir. Uyuşturucu ile mücadelede faaliyet gösteren kuruluşlar arasındaki koordinasyon geliştirilecek, çevre ülkelerle ve ulusla­rarası alandaki işbirliği artırılacaktır. Bu kapsamda yeni ortaya çıkan  zararlı  maddeler  hızla tespit edilecek ve hukuki açıdan suç tanımına dahil edilip etkin tedbirler alınacaktır" ifadeleri yer aldı.

- "Profesyonel  bir sınır  kolluğu  teşkilatının kurulması için çalışmaları sürdürüyoruz" -

Sınır güvenliği alanında çalışan birimlerin idari ve teknik kapasitelerini arttırmaya yönelik Avrupa Birliği katkı­sıyla çeşitli projeler yürütüldüğü aktarılan hükümet programında, "Sınırlarımızın korunmasından sorumlu olacak yeni, profesyonel bir sınır kolluğu teşkilatının kurulması için çalışmaları sürdürüyoruz. AK Parti iktidarı, gü­venlik alanında organize suç örgütleriyle, çetelerle, illegal ya­pılarla etkin bir mücadele yürütmüştür. Ülkemizde, geçmişte görülen  mafya ve çete örgütlenmeleri önemli ölçüde çökertil­miştir" denildi. 

Programda şu değerlendirmeler yer aldı:

"Hükümet olarak demokratik hukuk devletinde asla kabul  edi­lemez olan insan hakları ihlallerinin üzerine şimdiye kadar ol­duğu gibi bundan sonra da büyük bir kararlılıkla gidilecektir. Hükümetimizin esas aldığı, işkenceye sıfır tolerans  ilkesi ka­rarlılıkla  uygulanmaktadır. Artık Türkiye işkence ile anılan bir ülke olmaktan çıkmıştır. Bütün polis merkezleri ve jandarma karakolları gerçek anlam­ da modernize edilmiş, şeffaf hale getirilmiştir. Bu merkezlerin, güvenlik  birimlerimizin topluma açılan  pencereleri  olduğu gerçeği ile  bütün  personel  yeniden  eğitilmiş,  gelen  vatandaşa nasıl davranılacağı yeniden tanımlanmış, bütün nezarethaneler evrensel insan hakları standartlarına uygun hale getirilmiştir. Uyguladığımız başarılı güvenlik politikaları sonucu gelinen nokta, vatandaşlarımız tarafından da takdirle karşılanmaktadır. 2013 yılında TÜİK tarafından yapılan Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre, kamu hizmetleri sıralamasında vatandaşlarımızın en  fazla memnun olduğu asayiş hizmetleri olmuştur ve yüzde 79,4 ile birinci sırada yer almıştır. Bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da bireylerin, kurum­ların ve mülkiyetin güvenliğini, özgürlük ve güvenlik arasın­daki hassas dengeyi dikkate alarak, insan haklarını ve evrensel değerleri esas alan bir asayiş ve güvenlik ortamının sağlanması temel amacımızdır. Özellikle mafya, çeteler ve organize suç örgütleri ile başarılı mü­cadelemiz sürecektir. Vatandaşlarımız için baskı ve tehdit oluştu­rabilecek bütün yapıların üzerine kararlı bir şekilde gidilecektir."

62. hükümet programında terörizm, örgütlü suçlar, siber suçlar, narkotik suçlar ve kaçak­çılıkla mücadelede ulusal ve uluslararası kuruluşlar arasında­ ki işbirliğinin güçlendirileceği, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu suçlarla ilgili kararlı mücadelenin devam edeceği belirtildi. "Önleyici ve koruyucu güvenlik  hizmetlerine öncelik verilecek ve risk yönetimine geçilerek, vatandaşla kolluk güçleri arasın­daki ilişki güven esasına dayalı olacaktır" denilen programda, güvenlik kuruluşlarının personelinin nitelik ve nicelik bakı­mından iyileştirilerek verimliliğin artırılacağı kaydedildi, vatandaşın kamu güvenliğine duyarlılığı artırılarak, toplum destekli kolluk yaklaşımının geliştirileceği bildirildi. 

- "Kolluk teşkilatlarının fonksiyonları gözden geçirilecek" -

Güvenlik hizmetlerinde şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirliği artıracak mekanizmaların etkili bir şekilde kullanılacağının da yer aldığı programda "Kolluk teşkilatlarının fonksiyonları gözden geçirilecek, kamu ya­rarı ve kolluğun asıl misyonu gözetilerek yeniden düzenlenecektir. Bu bağlamda,  toplumun bütün kesimlerini  kucaklayan, özel­likle kadın, çocuk, engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın güvenlik hizmetlerine erişimini  kolaylaştıran  politikalarımızı uygulama­ya devam edeceğiz" denildi.

(Sürecek) 

 

Kaynak:Haber Kaynağı