5. KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Töreni

5. KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Töreni

Başbakan Yıldırım: (2) - "Ocak 2018'de Türkiye genelinde, 9 bin 631 yeni şirket kuruldu. Kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 61 arttı. 2018 için felaket senaryoları anlatanlara buradan ithaf ediyorum"- "33 yıllık Katma Değer Vergisi Yasası'nı

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye genelinde bu yılın ocak ayında 9 bin 631 yeni şirket kurulduğunu ve kurulan şirket sayısının bir önceki aya göre yüzde 61 arttığını belirterek, "2018 için felaket senaryoları anlatanlara buradan ithaf ediyorum." dedi.

Başbakan Yıldırım, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığında (KOSGEB) düzenlenen 5. KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, sanayide yatırıma ve üretime devam edildiğini, aralık ayında sanayi üretiminin yüzde 9 arttığını, reel kesim güven endeksinin de şubat ayında 2,5 puan yükselerek yüzde 111 seviyesine geldiğini bildirdi.

Yıldırım, "Ocak 2018'de Türkiye genelinde 9 bin 631 yeni şirket kuruldu. Kurulan şirket sayısı, bir önceki aya göre yüzde 61 arttı. 2018 için felaket senaryoları anlatanlara buradan ithaf ediyorum. İnsanlar paralarını savurmak için şirket kurmaz. İmal, ihraç etmek, para kazanmak için şirket kurar. Eğlence olsun diye şirket kurulmaz. Eğlence sektöründeyse orada da şirket kurulur." ifadesini kullandı.

- "Tesadüfi büyüme dünyanın neresinde var?"

Ekonomi politikalarının reel sektördeki olumlu yansımalarının kendilerini mutlu ettiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Kararlar alırsınız ama karşılık göremezsiniz. Bunu en iyi şekilde 2017'de gördük. 2017 yılında KGF ve diğer tedbirler sonucu gördük. Yıl genelinde yüzde 7'nin üzerinde büyüme, dünyada bir numara. Üçüncü çeyrekte açık ara önde bir büyümeyi gerçekleştirdik. Bazıları 'Tesadüfi bunlar' diyor. Tesadüfi büyüme olur mu ya? Tesadüfi büyüme dünyanın neresinde var? 2009'dan beri gelişmiş ülkeler yüzde yarım puan büyümek için sekiz takla atıyor, niye büyüyemiyorlar? Rekabetçi ekonomilerle, geleneksel ekonomileri birbirinden ayırt eden en önemli konu küçük ve orta ölçekli işletmelerdir."

KOBİ'lerin Türkiye'nin isimsiz kahramanı olduğunu vurgulayan Yıldırım, istihdamın yüzde 56'sının burada sağlandığını bildirdi. Başbakan Yıldırım, 29 milyon çalışanın yarıdan fazlasını KOBİ'lerin istihdam ettiğine dikkati çekerek, anlı şanlı şirketlerin sayısının, toplam işletmelerin içinde yüzde biri geçmediğini belirtti.

- "Asıl Türkiye'yi ayakta tutan KOBİ'lerdir"

Binali Yıldırım, yurdun her köşesinde kendi halinde çalışan, üreten fakat gürültü çıkartmayan milyonlarca girişimci olduğuna değinerek, "Asıl Türkiye'yi ayakta tutan KOBİ'lerdir. Ekonominin canlılığı, reel sektör üretimiyle ölçülür. Yeniliklere açık, esnek, değişime uyum sağlayan KOBİ'ler üretimimizin can damarıdır." dedi.

Türkiye'nin büyümesinde, kalkınmasında KOBİ'lerin büyük emeği olduğunu vurgulayan Yıldırım, hükümetin bugüne kadar KOBİ'lerin yanında olduğunu hatırlattı.

Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim başarı hikayemizle, sizlerin başarı hikayesi aynıdır. Türkiye'nin KOBİ'leri büyüyor, ilerliyor, Türkiye de ilerliyor. Biz bu ilerlemeyi KOBİ'lerle birlikte başardık. Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 99'undan fazlası küçük ve orta ölçekli işletmeler. Türkiye'nin üretiminin, istihdamının, ihracatının büyük bir bölümünü yerine getiriyorsunuz. Ülkemizde sanayinin, üretiminin gelişmesine katkı sağlayan yatırımları yerelleştiren iki yapıdan bir tanesi KOSGEB, diğeri OSB'lerdir. Yakında yayınladığımız bir genelgeyle millileştirmek ve yerlileştirmek konusunda önemli kararlar aldık."

- "Yerlileştirmek ve millileştirmek için her türlü teşviki vereceğiz"

Türkiye'nin cari açığı ve bütçe açığı olduğunu anımsatan Yıldırım, "Türkiye, büyümesini, gelişmesini, düşük faiz, düşük enflasyonu ancak ve ancak daha fazla üreterek, daha fazla ihraç ederek, açıklarını daha da azaltarak sağlayabilir. Bunun da yolu, bir yandan ihracatı artırmak ama diğer yandan da ihraca esas ithalattaki ara mal ihtiyacını Türkiye'den karşılamak. Yerlileştirmek ve millileştirmek bunun için her türlü teşviki vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.

KOSGEB'in bütün vilayetlerde hizmet verdiğini vurgulayan Yıldırım, organize sanayi bölgelerinin sayısının 2002'ye göre iki katına çıktığını ifade etti.

Başbakan Yıldırım, 2002'de bütün organize sanayi bölgelerinde çalışan sayısının 415 bin kişi olduğunu, bu rakamın bugün 1 milyon 750 bin kişiye ulaştığına dikkati çekti.

- "Daha fazla işletme ve daha fazla OSB'miz olsun istiyoruz"

Milli gelirin 860 milyar dolara, ihracatın da 159 milyar dolara çıktığını hatırlatan Yıldırım, KOBİ'ler sayesinde bu noktaya gelindiğini söyledi.

Yıldırım, geçen sene istihdam seferberliği projesi kapsamında 1,5 milyon istihdamın gerçekleştirildiğini, bunda da en büyük payın KOBİ'ler olduğunu belirtti.

İstihdam seferberliği çerçevesinde işe alınacak her işçi için vergi ve primin karşılanacağına işaret eden Yıldırım, "Daha fazla işletme ve daha fazla OSB'miz olsun istiyoruz. Küresel rekabette başarının yolu, daha çok üretmekten, herkesin yapamadığını yapmaktan geçiyor. Akıl terinin daha fazla olduğu, teknolojinin daha yoğun olduğu, katma değerli ürünleri gerçekleştirmekten geçiyor. O yüzden araştırma, geliştirme, marka, tasarım, yenilikçilik geleceğin gündem maddeleri... Bu alana da özel önem veriyoruz." dedi.

- "33 yıllık katma değer vergisi yasasını kökünden değiştiriyoruz"

"Yükte hafif pahada ağır" ürünlere yönelinmesini öneren Yıldırım, makine teçhizat alımlarına katma değer vergisinden muafiyet getirdiklerini aktardı.

Yıldırım, Meclise gönderilen KDV tasarısına değinerek, "33 yıllık Katma Değer Vergisi Yasası'nı kökünden değiştiriyoruz. Aslında bu bir değişiklik değil, bu bir reform. Bunun içinde ne var... Vatandaşın devletten alacağı biriken KDV'si bir takvime göre ödenecek. Eğer bundan sonra KDV'ler üç ay içinde ödenmezse, ödenmeyen zaman için devlet faiz verecek." ifadesini kullandı.

Devlet ve vatandaşın eşit haklarda anlaşma yapacağını belirten Yıldırım, "Bankalar önünüze koyuyor, karınca duası gibi 10 sayfa. Bir ortasından, bir altından imzala. 'Bir okuyum.' diyor. 'Ne okuyacaksın kardeşim, imzalayacaksın.' diyor. Devletin gücü taraf olarak vatandaşın hakkını görmezden gelmeyi gerektirmiyor." dedi.

Eğer bir anlaşma yapılıyorsa, her iki tarafın da eşit haklarının olması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"O yüzden kamu gücü ancak güçlü devlet olursa, ülkeni içerde dışarıda tehdit eden olursa, ona karşı kullanırsın. Kamunun gücünü, vatandaşı mağdur etmeye kullanmaya kalktığın zaman orada başka bir şey var. Orada hukuk devleti sorgulaması yapılır. Türkiye bir hukuk devletidir. Vatandaşının bütün hak ve menfaatlerini en iyi şekilde gözetecek tedbirleri de alıyoruz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :