Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

3 puan olsun da varsın tek golle olsun

Geçen hafta Elazığspor maçından sonra yazdığım yazıda; “Bu durum böyle devam etmemeli. Aksi halde moraller tamamen bozulacak ve arkasından psikolojik yıkım gelecektir. Bu olumsuzluğun giderilmesi çok zor olur. Onun için ne yapıp edip önümüzdeki hafta oynanacak olan Gençlerbirliği maçını kazanmak gerekir. Hem de 2 veya 3 farklı kazanılmalı ki, gol kısırlığının ortadan kalktığı, takımın gol atma becerisini kazandığı görülmeli ve futbolculara güven gelmeli.” Cümlelerini kaleme almıştım.

Gerçekten de Konyaspor’un, Gençlerbirliği maçını 2 veya 3 farkla kazanacağına inanıyordum. Ama üç atışlık tek gol geldi. Olsun varsın. 3 puan olsun da tek golle olsun, buna da razıyız.

Gençlerbirliği maçında üç farklı Konyaspor vardı sahada… 34. dakikaya kadar orta sahayı tamamen rakip takıma kaptırmış, oyunun büyük bölümünü kendi yarı sahasında kabul eden ve sahada adeta dökülen kötü bir Konyaspor, 34 ile 72. dakikalar arasında oyun hâkimiyetini ele geçiren, zevk veren güzel bir oyun ortaya koyan ve alkışlanacak ataklar ve pozisyonlar üreten iyi bir Konyaspor, 72. dakikadan itibaren de 10 kişi oynamasına rağmen çok iyi mücadele eden, müdafaa oyununu tercih etmesine rağmen kalesini çok iyi koruyarak rakibe gol fırsatı vermeyen, oyun anlamında olmasa bile mücadele anlamında sınıfı geçen bir Konyaspor…

34. dakikadan itibaren Konyaspor’da meydana gelen olumlu değişiklik Uğur Tütüneker’in, Mbamba yerine Recep’i oyuna alan hamlesi ile başladı. Maçın kırılma noktası da bu değişiklik oldu. Bu dakikadan itibaren Konyaspor oyuna tamamen hâkim oldu ve maçın yıldızı Erdal’ın attığı tek gol de bu hamlenin arkasından Recep’in yaptığı asistle geldi.

Maçın geneline bakıldığında topla oynama yüzdesi Gençlerbirliği’nde olmasına rağmen, pozisyon zenginliği Konyaspor’da idi. Hele hele Gekas’ın kaçırdığı 2 net pozisyon vardı ki, kaleci ile karşı karşıya iken bunları gole çeviremedi. Transferin sonunda kadroya dahil edilen Gekas, hazır hale geldiğinde takıma çok şey katacak gibi görünüyor.

Selim’in gördüğü iki sarı kart tamamen oyun gereği idi ve tehlikeli iki gelişmeyi durdurmaya yönelikti. Selim’in oyun dışında kalmasından sonra sahada bulunan takım arkadaşları görevlerini iyi yaptılar ve mücadele anlamında Selim’i aratmadılar ama geride kalan bu dakikalarda Konyaspor taraftarı tabir caizse dokuz doğurdu. Bu arada Mehmet Güven ile Ömer Ali’nin kadroda yer bulamaması dikkat çekiciydi.

Konyaspor’un bütün oyuncuları görevlerini hakkıyla yerine getirdiler ve hak ettikleri 3 puanı takımlarına kazandırdılar. Bu 3 puan, 3 hafta süren yenilgilerin ardından ilaç gibi geldi ve galibiyet hasretine son verdi. Yenildiği üç haftada da iyi oyun ortaya koymasına rağmen kazanamayan Konyaspor, bu maçta topla oynama yüzdesini rakip takıma verirken 3 puanı almasını bildi. Futbolda zaten gerekli olan kazanmak ve puan almaktır.

Sonuç olarak Gençlerbirliği maçından alınan 3 puan hem büyük bir moral oldu hem de Uğur Tütüneker’i kurtardı. Aksi halde hem büyük bir moral kaybı yaşanacak hem de iyi niyetinden ve takıma verdiği katkıdan asla şüphe duymadığımız Uğur hoca tartışmalı bir konuma gelecekti.

Önümüzdeki hafta zor bir maç Konyaspor’u bekliyor. Temsilcimiz deplasmanda Trabzonspor ile puan savaşı yapacak. Konyaspor’un, Trabzon’dan iyi bir mücadele ve iyi bir oyunla puan çıkartacağına inanıyorum. Hatta bu puan 3 olursa bile sürpriz olmaz. Yeter ki, oyuncularımız görevlerini hakkıyla yerine getirsinler ve güzel Konya’mızı en güzel şekilde temsil etsinler. Mutlu yarınlar efendim.

NOT: Pazar akşamı Beşiktaş-Galatasaray arasında oynanan derbi maçta çıkan olaylar, insanın kanını donduracak cinsten… Şartlar ne olursa olsun ve bu azgınlık kimden gelirse gelsin lanetlenmesi gereken büyük bir pislik sergilenmiştir. Bu çirkin ve yüz kızartıcı ortamı oluşturanlar mutlaka bulunup gereken yapılmalı, insan bile denmeyecek bu mahlukların spor tesisleri ile ilişkileri kesilmeli ve cezai müeyyideler sonuna kadar kullanılmalıdır. Bu kafa yapısında olan azgınlara, taşkınlık yapma ve vandallığa sebep olma eğiliminde olanlara öyle bir ders verilmeli ki, bir daha hiç kimse böyle bir pislik yapmaya cesaret edemesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar