21. YILINDA 28 ŞUBAT MAĞDURLARI - "Sakalı uzun" diye 10 yıl mezun etmediler

21. YILINDA 28 ŞUBAT MAĞDURLARI - "Sakalı uzun" diye 10 yıl mezun etmediler

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gördüğü 28 Şubat sürecinde, "sakalının uzun olmasından dolayı" baskılara maruz kalan ve mezuniyeti engellenen Dr. Mehmet Emin İnce, aradan geçen onca yıla rağmen yaşadıklarını unutamıyor- Gaziantep İl Sağlı

GAZİANTEP (AA) - ÖZKAN BEYER - Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gördüğü 28 Şubat sürecinde sakalının uzun olmasından dolayı mezun edilmeyen ve diplomasına ancak 10 yıl sonra kavuşan Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Mehmet Emin İnce, yaşadıklarını unutamıyor.

Türkiye demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini alan ve toplumda derin izler bırakan 28 Şubat 1997 postmodern darbesinin ardından uygulamaya konulan kararlar, aradan 21 yıl geçmesine rağmen o günleri yaşayanların hafızalarında hala tazeliğini koruyor.

Cumhuriyet Üniversitesinde Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi olduğu 28 Şubat sürecinde, sakalını "İslami usullere göre" uzattığı ve başörtüsü eylemlerine katıldığı gerekçesiyle çeşitli baskılara maruz kalan Dr. Mehmet Emin İnce de 10 yıl boyunca tüm stajlarda başarısız gösterildiği için diplomasını alamadı.

Yakınlarının desteğiyle Almanya'daki bir üniversitede stajını tamamladıktan sonra mezun olabilen İnce, Türkiye'deki bu olumsuz sürecin sonunda, yaşadığı topraklara yeniden dönerek hayalini kurduğu mesleğini yapmaya başladı.

İnce, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrenci olduğu dönemde 28 Şubat post-modern darbesinin yaşandığını ve bu nedenle birçok sıkıntı ile karşı karşıya kaldıklarını aktardı.

Kendisine sürekli iyi davranan öğretim görevlilerinin, bu süreçte bir anda değiştiklerini dile getiren İnce, olumsuz davranışların arttığını vurguladı.

İnce, bilim insanlarının, bilimsel davranmadıklarını ve üstten gelen emirlerle hareket ettiklerini ifade ederek, "Yıllarımız bununla geçti. Bizler üniversitedeyken laboratuvarda çalışmalar yapmak istiyorduk. 'Bilim adamı olacağız, yeni buluşlar yapacağız' diyordum ancak buna müsaade edilmedi." diye konuştu.

28 Şubat sürecinde öğrencilere kılık, kıyafet ve sakal yasağı geldiğini anımsatan İnce, "Hocalarımız sürekli sakalımıza karışıyordu. Hocalarımıza, 'bakın arkadaşların da sakalları var, onlara neden aynı tavrı almıyorsunuz' diyordum. Onlar da 'senin sakalın farklı' diyordu. Buna benzer birçok konuda sorunlar yaşadık. Sırf bu yüzden kınama, uyarı ve 6 ay uzaklaştırma cezaları aldım. Bir adım daha atsam atılacaktım. Başörtü eylemlerine de destek verdim. Sol görüşlü arkadaşların bazıları da destek verdi." şeklinde konuştu.

İnce, bu süreçte üniversiteyi bitiremeyeceğini anladığını belirterek, 12 aylık stajını yakınlarının bulunduğu Almanya'daki bir üniversitede tamamlayarak mezun olabildiğini söyledi.

- "Bazı güçler askerimizi halkına karşı kullandı"

28 Şubat sürecinde adeta terör estiren gizli güçlerin, Türk askerini kullandıklarını aktaran İnce, "Sokakta eylem yaparken bir baktık, otobüs dolusu asker geldi. Halkın önünde bir gövde gösterisi yaptılar. 'Bunlar bizim askerimiz, siz kime gövde gösterisi yapıyorsunuz' diyordum. Halkımız yine olumsuz bir şey yapmadı. Bazı güçler askerimizi halkına karşı kullandı. Hatta olay çıksın diye uğraşanlar vardı ama sağduyulu davrandık." diye konuştu.

İnce, böyle bir zulümle karşılaşacaklarının akıllarının ucundan dahi geçmediğini belirterek, "1999'da son sınıf öğrencisiydim ama 2009'da mezun olabildim. Bütün bu yıllar son sınıfta geçti. Son sınıfta ders yok, sadece staj var. Bütün dersleri geçtim. Stajlarda da hiç kalan grup görmedim. Sadece devamsızlık yapan öğrenciler kalıyordu ama ben kaldım. Yaptıklarımdan pişman değilim çünkü biz kaçsaydık, denize dökülecektik. Belki de nesil kaybolacaktı. Almanya'dan sadece çocuklarım, ezan sesi duysun istediğim için Türkiye'ye döndüm." ifadelerini kullandı.

Bugün Türkiye'de çok şeyin değiştiğini dile getiren İnce, duygularını şu sözlerle aktardı:

"Türkiye'de artık insanlar basit şeylere takılmıyor, işe bakıyorlar. Bizim için önemli olan halkın ihtiyacını giderebilmek. Bütün bu olanlara rağmen barış olmadan bazı şeyleri çözemeyiz. Yüce Yaradan 'Bir kavim, bir kavmi öldürdüğü zaman kısas vardır' diyor. Ardından da Rabbimiz, 'Sizin için hayırlı olan affetmektir' diyor. Ölüm olsa dahi barışmak gerekiyor. Peygamber Efendimiz dahi kendi ırkıyla savaştı, daha sonra barıştı. Bize bu hakareti yapmış olanlar üzüntü duyuyorlarsa, 'biz yanlış yaptık' diyorlarsa Allah onları affetsin. Üzüntü duyuyorlarsa onları affediyoruz ama 'halen devam edeceğiz, yapacağız' diyorlarsa Allah müstahaklarını versin."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :