2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

HDP Grup Başkanvekili Yıldırım: - "Suriyeli aşiret ve kabilelerle İstanbul'da ÖSO ile ulusal ordu kurmak için yaptığınız toplantı Astana ve Cenevre sürecinin parçası mıdır?"- HDP Mardin Milletvekili Sancar:- "Üniversitelerde kanun hükmünde kararnamelerle

TBMM (AA) - HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, dün İstanbul'da Suriyeli aşiretlerle toplantı yapıldığını ileri sürerek "Bu aşiret ve kabilelerle İstanbul'da ÖSO ile ulusal ordu kurmak için yaptığınız toplantı, Astana ve Cenevre sürecinin parçası mıdır?" diye sordu.

TBMM Genel Kurulunda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile bağlı kurumların 2018 yılı bütçeleri üzerinde HDP milletvekilleri söz aldı.

HDP Batman Milletvekili Saadet Becerekli, TÜBİTAK bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, kurumun bütün bilim insanlarına eşit mesafede durması gerektiğini belirterek, kurumda, atamalardan projelere kadar çifte standart uygulandığını öne sürdü.

TÜBİTAK'ın yönetim ve faaliyetlerinin, kurumsal vizyonunda belirtilen hedeflerinin çok uzağında olduğunu savunan Becerekli, kuruma yapılan atamalar incelendiğinde, vizyon hedeflerine ulaşmasının da bir hayal olduğunu iddia etti.

Becerekli, bir hayvanat bahçesi müdürünün TÜBİTAK bünyesindeki Bilim Araştırma ve Teknoloji Politikalar Birimine müdür olarak atandığını ileri sürerek, kurumun son yıllarda desteklediği projelerin de alay konusu olduğunu savundu.

TÜBİTAK'ın kabul etmediği, ödüle layık görmediği bazı projelerin, NASA tarafından kabul edildiğini ifade eden Becerekli, Wikipedia'ya erişim yasağını da eleştirdi.

- "Hükümet 2013'te fırsatı iyi kullanmadı"

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da Türkiye'de son 15 yılda bilim dünyasını etkileyen büyük bir yıkım yaşandığını ileri sürdü.

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana üniversitelerde, bilim akademilerinde hızlı bir kadrolaşma yaşandığını, FETÖ mensuplarının bu kadrolara yerleştirildiğini savunan Sancar, "Bütün bunlar dönemin iktidarları marifetiyle gerçekleşebilirdi. Siyasi kararları hükümetler veriyordu, icraatı alt kademede cemaat gerçekleştiriyordu. 2013 yılında ortaya çıkan çatışma o güne kadar yapılanların görülmesi için fırsat oldu ancak hükümet bu fırsatı iyi kullanmadı." dedi.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından, AK Parti hükümetinin, üniversitelerdeki yıkımı hızlandırdığını, üniversitelerde yoğun ihraçlar yaşandığını öne süren Sancar, "15 Temmuz'dan sonra 5 bin 700 civarında akademisyenin ihraç edildiğini söyleyebiliriz. 15 vakıf üniversitesi cemaate bağlı olduğu için kapatıldı, buradaki öğretim üyelerinin durumu belirsiz. Öğretim üyesi yetiştirme projesi kapsamında 23 bin 427 akademisyen adayı, kadro güvencesinden yoksun bırakıldı. Üniversitelerin bütün yatırımlarının, akademisyen yatırımlarının bir çırpıda yok edildiğini görebiliyorsunuz." görüşünü dile getirdi.

Darbe teşebbüsünün ardından ihraçların belli ölçü, usul ve denetime tabi olması gerektiğini belirten Sancar, "Üniversitelerde kanun hükmünde kararnamelerle hangi ölçüte dayalı olduğu bilinmeyen tasfiyeler yaşandı. Bu süreçte cemaatin mağdur etmek istediği akademisyenler de tasfiye edildi. Buradaki amaç bütün kurumları iktidarın kontrolü altına almaktı. Tıpkı 1933'deki tasfiyeler, 27 Mayıs'tan sonra gerçekleşen, 12 Eylül'den sonra gerçekleşen tasfiyeler gibi." değerlendirmesinde bulundu.

- Suriyelilerle toplantı

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise HDP üyelerine, il ve ilçe örgütlerine yönelik siyasi operasyonlar yapıldığını öne sürdü.

İstanbul'da dün Suriyeli aşiret ve kabile reisleriyle bir toplantı yapıldığını ve Özgür Suriye Ordusu ile bağlantılı ulusal ordu kurulması için Türkiye'nin girişimlerde bulunduğunu iddia eden Yıldırım, "Bu aşiret ve kabilelerle İstanbul'da ÖSO ile ulusal ordu kurmak için yaptığınız toplantı Astana ve Cenevre sürecinin parçası mıdır? Yabancı bir ülkenin kendi ülkemiz için bunu yapması durumunda ne hissedeceksek, bu yapılan başka bir ülkenin içini karıştırma, orayı daha fazla istikrarsızlaştırma çalışmasıdır." iddiasını dile getirdi.

-"Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılık artıyor"

HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bütçesi üzerinde söz alarak, Türkiye'de bakan değiştikçe politikası değişen bir tarım ve hayvancılık sektörü bulunduğunu ileri sürdü.

Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılığın her geçen gün artarak devam ettiğini, politikaların yerli üretimi bitirecek noktaya geldiğini savunan Birlik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının büyük hayvan ihalelerinin birçoğunun Rizeli şahıs ya da firmalar tarafından alındığını iddia etti.

Seçim bölgesi Şırnak'ta birçok mezra ve köyün askeri yasak bölge ilan edilmesi nedeniyle tarım ve hayvancılığa kapatıldığını, bölge insanının fakirleştirildiğini ileri süren Birlik, köylere dönüşlerin etkin şekilde gerçekleştirilerek, bu insanların kendi topraklarında tarım ve hayvancılık yapmalarının önünün açılması gerektiğini söyledi.

HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü de Orman ve Su İşleri Bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, seçim bölgesi ve civarındaki illerde ormanların güvenlik gerekçesiyle tahrip edildiğini öne sürdü. Önlü, "İktidar Doğu'da güvenlik nedeniyle, Batı'da ise rant için ormanları sistematik şekilde yakıp tahrip etmiştir. 90'lı yılların savaş stratejisi olan orman ve köyleri yakmak AKP iktidarında 2015'te başlamak üzere Dersim, Hakkari, Siirt, Şırnak başta olmak üzere bölgede uygulamaya konularak doğal yaşam alanı yok edildi. Kürt'ün dilini, kimliğini her şeyini inkar eden bu zihniyet aynı zamanda doğasını da inkar etmiştir." iddiasında bulundu.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :