2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

Başbakan Yıldırım: (4)"Ege ne bir Yunan gölüdür, ne bir Türk gölüdür. Ege, Türkiye'nin ve Yunanistan'ın arasında sorun alanı değil, ilişkilerini daha geliştirmesi için önemli bir denizdir. Onun için Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin, en ufak bir halel gel

TBMM (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Ege Denizi'nin ne bir Yunan gölü, ne de bir Türk gölü olduğunu belirterek, "Ege, Türkiye'nin ve Yunanistan'ın arasında sorun alanı değil, ilişkilerini daha geliştirmesi için önemli bir denizdir. Onun için Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin, en ufak bir halel gelmemesi için ne gerekiyorsa yaparız. Türkiye kuru gürültülere pabuç bırakacak bir ülke değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım." dedi.

Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, bugün açıklanan büyüme rakamının yüzde 11,1 olduğunu anımsatarak, "Dünyada başka böyle bir büyüme var mı? Yok. Bu da Türkiye'ye yakışır, iki kat büyüme." ifadesini kullandı.

Bu yıl sonu itibarıyla büyüme oranının yüzde 6,5 ile 7 arasında gerçekleşeceğini vurgulayan Yıldırım, bunun tesadüfle olmadığını dile getirdi.

Yıldırım, 2017'ye girerken yine bu bütçe görüşmelerinde felaket senaryolarının hazırlandığını, "iflaslar olacak, ekonomik kriz gelecek ve Türkiye bu sarmaldan çıkamayacak." şeklinde görüşlerin ileri sürüldüğünü anımsatarak, hayata geçirilen tedbirlerle şu anda sonucun ortada olduğunu söyledi.

Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2018, 2017'den daha güzel olacak. Hiç merak etmeyin. Enflasyon da düşecek, büyüme de devam edecek, üretim, istihdam, yatırım ve ihracatta da yine artış devam edecek. Bu sene ihracatta bütün yılların rekorunu kırarsak şaşırmayın. Bir ay sonra o da belli olacak. Şu anda hesaplara göre, Aralık ayı hariç, 155 milyar, yıllık bazda bir ihracat rakamına ulaşmış durumdayız. Dolayısıyla son 15 yılın en yüksek ihracat değerine bu yıl sonu itibarıyla ulaşmayı hedefliyoruz."

- "Milli duruş lafla olmaz"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Ege adalarıyla ilgili de değerlendirme yaptığını ve AK Parti iktidarları döneminde bu adaların, Türkiye'nin elinden çıktığını, işgal edildiğini ileri sürdüğünü ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Lozan'ın değiştirilmesi konusundaki değerlendirmelerine göndermede bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, "Lozan, Türkiye ile 11 ülke arasında yapılmış, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu belirleyen bir anlaşmadır." dedi.

"Lozan Antlaşması'nın değiştirilmesinden kasıt, Sayın Cumhurbaşkanımızın orada, Yunanistan'da bunu dile getirmesinin arkasındaki sebep şudur; Yunanistan, soydaşlarımızın hakları Lozan'da net olarak belirlenmesine rağmen, bunları uygulamaktan kaçınıyor, Türk kelimesinin kullanılmasına bile izin vermiyor, kimliklerini ifade etmesine izin vermiyor, müftülerinin seçilmesine izin vermiyor." diyen Yıldırım, "Peki göz göre göre bir anlaşmayı uygulamayan ülkeye, hem de evinde 'Bunun değişmesi lazım gelir' demenin neresi yanlış? İşte milli duruş budur arkadaşlar. Milli duruş lafla olmaz. Milli duruş, ülkesini dışarıda şikayet etmekle olmaz, ülkenin menfaatini her yerde savunmakla olur." değerlendirmesinde bulundu.

"Ege adalarından tek bir çakıl taşı dahi iktidarımız döneminde gitmemiştir." ifadesini kullanan Yıldırım, Ege adalarıyla ilgili ilk anlaşmazlığın Kardak krizi ile ortaya çıktığını ve Türkiye'nin bu konuda tavrını net olarak ortaya koyduğunu belirtti.

Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, 1998 yılında "Ege denizinde, gri alanlar dediğimiz aşağı yukarı 132 parça taş yahut adacık var." sözlerini anımsatan Yıldırım, şunları söyledi:

"Yani aidiyeti Lozan Antlaşmasıyla tespit edilmemiş, biz diyoruz ki 'Bunlar size ait değil', onlar diyor ki 'Bunlar size ait değil." Bu bir ihtilaflı konudur. Bugün devam eden konu da aynı şekilde devam ediyor.

Biz, şunun bilinmesini isteriz. Bu adalar, bu formasyonlar, kaya parçaları, irili ufaklı şeyler o günün teknolojisiyle anlaşmaya dahil edilmemiş ve üzerinde bir mutabakat sağlanmamış. Ege ne bir Yunan gölüdür, ne bir Türk gölüdür. Ege, Türkiye'nin ve Yunanistan'ın arasında sorun alanı değil, ilişkilerini daha geliştirmesi için önemli bir denizdir. Onun için Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin, en ufak bir halel gelmemesi için ne gerekiyorsa yaparız. Türkiye kuru gürültülere pabuç bırakacak bir ülke değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım."

-"Altyapı projelerini tesadüfe bırakamazsınız"

Kılıçdaroğlu'nun, kamu ihaleleriyle ilgili de değerlendirme yaptığını anımsatan Yıldırım, şu bilgileri verdi:

"Örneğin son iki yılda, Ulaştırma Bakanlığında, 4 bin 400 ihale yapılmış 21. maddeye göre. 21 nedir? (b) var (c) var; (b) davetiye usulü, (c) de güvenlik yolları. 21 (b)'ye göre 4 bin 440 ihaleden 139'u yapılmış. Davet edilen firma sayısı 362, ihale alan firma sayısı 109. Davete 3 tane firma çağıracaksınız, en az üç tane. Ama bu ihalelerde kaç firma çağrılmış? 6 firma çağrılmış yani rekabet tesis edilmiş. En az 6. Daha fazla olanı var, 8 çağrılanı var, 10 çağrılanı var. Dolayısıyla 7 ile 10 arasında firmadan teklif alınmış. Altyapı projelerini tesadüfe bırakamazsınız. Altyapı projelerinde ehliyet, yeterlilik her zaman önemlidir. Söylendiği gibi, ihalelerde bu şekilde bir sorun yoktur."

Diğer bir konunun da, kamu özel ortaklığıyla gerçekleştirilen işler olduğunu dile getiren Yıldırım, bu işin oniki sene kitabını yazdığını ve her satırını ezbere bildiğini vurguladı.

Binali Yıldırım, "Türkiye bu dönemde elli yıldır gündemimizde olan dev projeleri birer birer tamamlamıştır. Osman Gazi Köprüsü'nü hatırlayın, elli yıl konuşuldu, 5 sefer ihalesi yapıldı ama hiçbirinde başarılamadı çünkü oraya ayıracak devletin parası yoktu. Ama geldik, bunu kamu özel ortaklığıyla yaptık ve şimdi hizmete girdi. Bunun parası ne kadar? Bunun parasını söyleyeyim: 6,5 milyar dolar. Ne var bunda? İstanbul'dan İzmir'e kadar otoyol var 421 kilometre ve Osman Gazi Köprüsü var. Köprüyü açtık, Bursa'ya kadar yolu da açtık ve şimdi, Bursa ile İzmir arası devam ediyor, 2019'da orayı da açacağız. Böylece, İzmir-İstanbul iki saat elli dakika Kemal Bey. İzmir Milletvekilisin, dolayısıyla kara yoluyla gideriz. Ama bilmiyorum tabii Osman Gazi Köprüsü'nden geçtin mi, geçmedin mi? Fakat çok güzel. Vatandaşı körfezden, çileden kurtaran çok güzel bir hizmet, dört dakikada geçiliyor." diye konuştu.

Bu sırada CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, "Pahalı, çok pahalı Başbakanım" sözleri üzerine, Yıldırım, "Engin Altay, en pahalı hizmet olmayan hizmettir, bunu aklından çıkarma." ifadesini kullandı.

- Yıldırım'dan, Kılıçdaroğlu'na esprili cevap

Yıldırım, Kılıçdaroğlu Ankara-İstanbul arasında kamyonla ilgili bir değerlendirmede bulunduğunu, "kamyoncuların büyük sıkıntı içerisinde olduğunu ve artık bıçağın kemiğe dayandığını" söylediğini hatırlattı.

Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evet, şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu, teşekkür ediyorum bu konuyu gündeme getirdiğiniz için. Ankara-İstanbul arası gidiş-geliş bin kilometre değil, 850 kilometre. Burada bir eksik var. Yol ücreti… Gerçi sen yürüyerek gittin ama yürüyerek ölçülmez bu. Hayır, otoyol parası falan ödenmediği için olabilir. Otoyol ücreti 89 değil, 70 lira. İkinci otoyol dediğiniz Kuzey Marmara Otoyolu 123 lira değil, 104 lira. Yavuz Sultan Selim Köprüsü 77 lira değil, 30 lira. Sefer başı 100 lira yağ bakımı bedeli değil, 50 lira. Yakıt dışındaki masraflar, dediğin gibi 379 değil, 255 lira. Şimdi, yani hesap uzmanlığı burada da çöktü, kusura bakma."

Bu sırada, bazı CHP milletvekillerinin, "Hangi kamyona? Kaç dingilli kamyon?" şeklindeki sözleri üzerine, Yıldırım'ın, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği kamyondan bahsediyoruz." cevabı Genel Kurulda gülüşmelere neden oldu.

Yıldırım, daha sonra şunları söyledi:

"Bunu dinleyince aklıma bir şey geldi onu da söyleyeyim. Adamın biri kurban mevzusundan bahsediyormuş. Çocuğu olmayan Hz. Davut, Allah'a dua etmiş, 'Ya Rabbi bana bir kız çocuğu ver, onu da kurban edeyim' demiş. Dua tutmuş, kızının adını Ayşe koymuş, gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş, Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken, Azrail, gökten bir keçi göndermiş. 'Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et' demiş. Dinleyenlerden biri dayanamamış: 'Yahu bunun neresini düzelteyim; Hz. Davut değil İbrahim; kız değil erkek; Ayşe değil İsmail; Azrail değil Cebrail; keçi değil, koç."

(Sürecek)



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :