2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

Başbakan Yıldırım: (2)"(Rıza Sarraf ile ilgili dava) FETÖ'nün Amerika Birleşik Devletleri'nde, 15 Temmuz'da Türkiye'de yapamadığını Amerikan yargısını kullanarak yapmaya çalıştığı işten başka bir şey değil"- "DEAŞ ve PKK, Irak ve Türkiye'nin ulusal güvenl

TBMM (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Rıza Sarraf ile ilgili davaya ilişkin, "FETÖ'nün Amerika Birleşik Devletleri'nde, 15 Temmuz'da Türkiye'de yapamadığını Amerikan yargısını kullanarak yapmaya çalıştığı işten başka bir şey değil." dedi.

Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde Hükümet adına yaptığı konuşmada, dış politikaya değindi.

Başbakan Yıldırım, müttefik olduğu düşünülen ABD'nin son zamanlarda Türkiye'yi hayal kırıklığına uğrattığına dikkati çekti.

Yıldırım, ABD'nin, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in yargılanmadığını, faaliyetlerinin kısıtlanmadığını ve iadesine ilişkin tek bir adım atılmadığını söyledi.

Söz konusu ülkenin DEAŞ ile mücadele adına PKK'nın uzantıları PYD ve YPG ile iş birliğini ısrarla sürdürdüğünü ifade eden Binali Yıldırım, bu iş birliğinin Türkiye'nin ulusal güvenliğine, terörle mücadelesine, bölgesel barışa zarar verdiğini vurguladı.

ABD'deki Rıza Sarraf'la ilgili davada, "Türkiye'de yapılan bazı ticaretlerin ABD'nin menfaatlerine zarar verdiği" şeklinde bir iddianın bulunduğunu belirten Yıldırım, "Bu dava ne yazık ki hukuki dayanaktan yoksun, tamamen siyasi bir dava." ifadesini kullandı.

Davanın duruşmalarının canlı yayınlandığını, FETÖ'cülerin kendilerini seferber ettiğini, tanıklar arasında FETÖ'cü firari polis bulunduğunu kaydeden Başbakan Yıldırım, "Bu dava, FETÖ'nün Amerika Birleşik Devletleri'nde, 15 Temmuz'da Türkiye'de yapamadığını Amerikan yargısını kullanarak yapmaya çalıştığı işten başka bir şey değil." diye konuştu.

Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Sarraf davasını gelin tekrar açalım" dediğini, bunu söylerken de Sarraf için "Şarlatan, sahtekar" ifadelerini kulandığını anımsattı.

Sarraf hakkında 17/25 Aralık'tan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldığını, burada takipsizlik verildiğini, itirazı inceleyen 6'ncı Sulh Ceza Mahkemesi'nin de itirazı reddettiğini anlatan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:

"Adı geçen bakanlar hakkında bu yüce Meclis soruşturma komisyonu kurmuş, komisyon raporunu hazırlamış, soruşturmaya gerek olmadığına karar vermiş. Genel Kurula gelmiş, Genel Kurulda bu değerlendirilmiş ve Genel Kurulda bu soruşturmanın açılmaması yönünde yüce Meclis kararını ortaya koymuş. Şimdi Amerika'da bu davanın sanığı olarak yola çıkan, mahkemeye gelmeden tanığa dönen şahsa bir bakalım. Bu şahıs diyor ki; 'Ben yalan söylersem, ceza almadan kurtulacağım'. Doğru, bunu söylüyor ve yalanlarıyla da kurtulmak için önüne geleni karalıyor, suçluyor.

Sayın Kılıçdaroğlu'na katılıyorum, biz şarlatanın söylediklerine mi itibar edeceğiz, yoksa yüce Meclisin kararına mı itibar edeceğiz? Tabii ki yüce Meclisin kararına itibar edeceğiz, yalancının söylediklerine göre amel edemeyiz. Bütün bunlar 17/25 Aralık darbe girişimde, FETÖ'nün ortaya koyduğu o darbe girişiminde, konuşulmuş, görüşülmüş yeni söylenen, ortaya çıkan hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla böyle bir girişime de ihtiyaç yoktur. "

Türkiye ile AB'nin 54 yıllık tam üyelik süreci bulunduğu, olumsuzluklara rağmen tam üyeliğin Türkiye'nin stratejik hedefi olmaya devam ettiğini dile getiren Yıldırım, sürecin daha fazla uzamamasını ve bu hedefin sonuçlandırılmasını beklediklerini bildirdi.

AB'nin bir karar vermek zorunda olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, AB'nin ya içine kapanacağını, küçüleceğini ya da çeşitliliği, kapsayıcılığı, çok sesliliği, çok kültürlülüğü esas alan güçlü bir şekilde geleceğe yürüyeceğini ifade etti.

Bunun da ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile gerçekleşebileceğine işaret eden Yıldırım, 18 Mart 2016'da varılan anlaşmadaki hususların hayata geçirilmesinin zamanının geldiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, burada vize serbestisi, Gümrük Birliğinin güncellenmesi, mültecilerle ilgili konuların ivedilikle ele alınmasını teklif ettiklerini söyledi.

Kıbrıs meselesinin artık AB üyeliğini tıkayan bir konu olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, 2014'de Güney Kıbrıs Rum tarafında yapılan referandumun, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda ciddi bir engele dönüştüğünü kaydetti.

Suriye'deki gelişmelere de değinen Binali Yıldırım, geçen yıl sonunda Halep'te ilan edilmesi sağlanan ateşkesi ülke çapına yaymak için Astana'da üçlü bir iş birliği süreci başlattıklarını hatırlatarak, Astana kararlarının etkisiyle alanda şiddetin azaldığını ve siyasi çözüm sürecinin çalışmaya başladığı anlattı.

Yıldırım, nihai çözümün, teröre bulaşmamış bütün unsurların içinde olacağı, toprak bütünlüğü ve siyasi birliği sağlanmış bir Suriye Devleti'nin yeniden inşası olduğunun altını çizdi.

Irak'ın huzur, refah ve istikrarının Türkiye için hayati olduğuna işaret eden Başbakan Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin, Irak'ın siyasi birliği ve bütünlüğüne meydan okuyan gayrimeşru referandum girişimi karşısında Irak Hükümeti'nin yanında olduklarını hatırlatarak, bunu yaparken asla Kürtleri hedef almadıklarını söyledi.

Sorunların kısa sürede Irak Anayasası çerçevesinde çözüme kavuşmasını istediklerini kaydeden Yıldırım, "DEAŞ ve PKK, Irak ve Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ediyor. Bu çerçevede, Irak ve Suriye'de nüfuz alanını genişletmeye çalışan PKK, PYD, YPG terör örgütlerinin bölgeden tamamen sökülüp atılması için iş birliğimiz ve dayanışmamız devam edecektir. Bu sırada, Irak Hükümeti'nin, mevcut sınır kapısını tam kontrol altına almak suretiyle ekonomik ilişkilerimize ivme kazandırmak için önümüzdeki günlerde Gaziantep'te geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirilecek." şeklinde konuştu.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :