2017 Yılı Bütçesi Genel Kurulda

2017 Yılı Bütçesi Genel Kurulda

HDP Mardin Milletvekili Sancar:"Çoğulcu demokratik sisteme dönüş sinyali verirseniz dolar hızla düşer, ekonomik krizin derinleşmesinin önü kesilir. Bu ekonomik kriz siyasi bir krizdir, sebepleri siyasidir, diktatörlük heveslerinin yarattığı büyük gerilimi

TBMM (AA) - HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, "Çoğulcu demokratik sisteme dönüş sinyali verirseniz dolar hızla düşer, ekonomik krizin derinleşmesinin önü kesilir. Bu ekonomik kriz siyasi bir krizdir, sebepleri siyasidir, diktatörlük heveslerinin yarattığı büyük gerilimin ekonomiye yansımasıdır." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine konuşan HDP İstanbul Milletvekili Celal Doğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı siyaset dili, kendine münhasır çalışkanlığı, dünya liderleriyle olan diyaloğu ile son zamanlarda en çok konuşulan şahıslardan biri olduğunu söyledi.

Doğan, "15 Temmuz'da ülkemizin maruz kaldığı darbe nedeniyle Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın hem şahsına hem ailesine en içten geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politikaya müdahalelerde bulunduğunu savunan Doğan, "Ülkenin tapusu olan Lozan'ı tartışmaya açma değil, ucundan kıyısından dolanmaya başladığınızda son komşumuz Yunanistan'ı da düşman hale getirdiniz." diye konuştu.

Türkiye'de HDP'ye karşı bir sansür olduğunu, 15 Temmuz'dan sonra bile ortaya çıkan birlik beraberlik ruhundan HDP'nin dışlandığını öne süren Doğan, 15 Temmuz'dan sonra gündemden düşen "başkanlık sistemi" tartışmalarının tekrar gündeme getirildiğini belirtti.

Yaşanan tartışmada başkanlık sisteminin içeriğinin boş olduğunu iddia eden Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Getirecekseniz getirin. Tabii ki başkanlık da demokrasinin içinde bir rejimdir. Yarı başkanlık, parlamenter sistem de demokratik rejim içindedir ama içine ne koyduğunuza bağlıdır bu. Başkanlık sisteminin adını da şimdi bir vesileyle yeni yol arkadaşınızla düzeltip Cumhurbaşkanlığına döndürdüğünüzü görüyorum. İçine ne koyacağınız o rejimin adını tarif eder. Adının cumhurbaşkanlığı, başbakanlık olması bizi tatmin etmez. Hod-be-hod bir kuvvetler ayrılığı var mı? Başkan, milletvekili seçiminde inisiyatif sahibi olacak mıdır?"

Celal Doğan, 15 Temmuz'dan sonra başkanlık meselesinde sükuta ermiş bir hava olduğunu vurgulayarak, "Bir gün Sayın Devlet Bahçeli dedi ki; 'Bu fiili durumu düzeltmemiz gerekir'. Ama bu fiili durumu düzeltmemiz gerekirken bazı tehlikelerden bahsettiler. Ben sadece bu cümleyle Sayın Bahçeli'nin bu meseleye sarılmasının yeterli olduğuna inanmıyorum. Gerçekten ülkenin rejimi gelecekte başka bir cuntanın veya bir vesayet rejiminin tehdidi altında olduğunu gördüğü için bu yola başvurdu. Bu konuda bizi tatmin ederse, Meclise bu konuda yeteri kadar bilgi verirse, gittiği yola saygı duyarım." değerlendirmesinde bulundu.

-"Yargı çökmüş durumda"

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da TBMM Başkanlığı, Sayıştay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Yargıtay Başkanlığı, Danıştay Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçeleri üzerinde konuştu.

Tutuklu HDP milletvekillerinin durumunu anımsatan Sancar, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'da 7 Haziran seçimlerinin ardından HDP'ye yönelik bir öfke ve hınç oluştuğunu savundu.

Yargının yürütmeye bağlandığı ülkelerde diktatörlüğün hüküm sürdüğünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yürütmeye ve yargıya talimat verdiğini, tarafsızlığını yitirdiğini iddia eden Sancar, HDP milletvekillerinin de bu talimatlar doğrultusunda tutuklandığını öne sürdü.

Sancar, HDP'liler hakkındaki iddianameleri hazırlayan savcıların hepsinin FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklandığını belirterek, "Yargı çökmüş durumda. Kim hangi işi yapıyor, hangi savcı hangi davaya bakıyor belli değil. Ortada hukuk yok. Ortada olan şey keyfi bir düzendir." dedi.

HDP Eş Genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın tek kişilik hücrelerde tutulduğunu, tutuklu HDP milletvekillerine intikam alma hevesi ile davranıldığını savunan Sancar, "Tek başına yönetim hırsı daha derin kaos, krizler getiriyor. Çoğulcu demokratik sisteme dönüş sinyali verirseniz dolar hızla düşer, ekonomik krizin derinleşmesinin önü kesilir. Bu ekonomik kriz siyasi bir krizdir, sebepleri siyasidir, diktatörlük heveslerinin yarattığı büyük gerilimin ekonomiye yansımasıdır." diye konuştu.

-"Medya hiçbir zaman özgür ve bağımsız olmadı"

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da Şemdinli Belediye Başkanı Seferi Yılmaz'ın bu sabah tutuklandığını, Diyarbakır Yenişehir ve Kayapınar belediye başkanlarının da gözaltına alındığını anımsatarak, Yılmaz'ın 2007 yılında yaptığı bir konuşma gerekçesiyle tutuklandığını söyledi.

Türkiye'de medyanın hiçbir zaman özgür ve bağımsız olamadığını savunan Yıldırım, "Eski Türkiye'de medya siyasete istikamet veriyordu, yeni Türkiye'de ise mevcut iktidar tarafından medya yok edildi, çoğulculuğu kaybedildi, tek sese, tek renge, vesayet altındaki medyaya dönüştürüldü. Zor ama onurlu şekilde kendilerine düşen görevi yapmaya çalışan basın mensupları da işten atılır, gözaltına alınır, tutuklanır, sarı basın kartları iptal edilir ama bağımsız, tarafsız kalmaya, iktidarın baskı politikalarına rağmen onurlarını korumaya çalışırlar." ifadesini kullandı.

RTÜK'ün Anayasa ile kurulmuş bir kurul olduğunu anımsatan Yıldırım, kanun hükmünde kararnamelerle RTÜK'ün lağvedilerek, radyo ve televizyonların kapatıldığını, KHK'ların Anayasaya baskın hale getirildiğini öne sürdü.

-"Artık G-20'de değiliz"

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da esnafın iş yapamaz halde olduğunu, caddelerin kiralık işyerleriyle dolu olduğunu söyledi.

Özel sektörde yatırımın negatife doğru gittiğini, işsizlik rakamlarının arttığını ve Türkiye'nin 1976'dan bu yana ilk defa G-20'den düştüğünü öne süren Paylan, "Artık G-20'de değiliz. Sayın Cumhurbaşkanının artık G-20 toplantılarına gidemeyeceğinden haberi var mı?" diye sordu.

Kişi başı milli gelirin 10 bin dolar seviyesinden 7 bin dolar seviyesine düştüğünü, uluslararası yatırımcıların son 2 yıldır Türkiye'den kaçmak, yatırımını kurtarmak için plan yaptığını savunan Paylan, konut ve inşaat sektörünün gelişmesinin ekonomiyi sürdürülebilir hale getirmediğini, Yunanistan ve İspanya'nın da konut sektörüne yaptığı yatırımlar sonrasında krizler yaşadığına dikkati çekti.

Ekonominin kabinedeki bakanlar tarafından değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanları tarafından yönetildiğini öne süren Paylan, şöyle devam etti:

"Ekonomi nasıl yönetiliyor? Sayın Şimşek burada, kendisini geçen yıla göre çok dertli görüyorum. Sayın Ali Babacan'ın başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulu vardı. Herkes bilirdi ki Ali Babacan ekonomiyi yönetiyor. Şimdi Sayın Şimşek yönetiyor diyebiliyor musunuz? Ekonomi Koordinasyon Kuruluna Mehmet Şimşek başkanlık yapamıyor, Başbakan 'ben başkanlık yapacağım' dedi ve Başbakan da yapamadı. Sayın Cumhurbaşkanı hemen toplantıyı saraya aldı.

Ekonomi işin uzmanına, ehline verilir. Cemil Ertem girdiği her işi batırmış biri. Yiğit Bulut girdiği her işi batırmış bir insan. Kendisine ekonomist diyor ama ekonomiden anlamayan bir insan. Ekonomi rasyonalite üzerinedir. Ben Mehmet Şimşek'in ekonomi politikalarına katılmıyorum ama rasyonel olduğunu biliyorum. Cemil Ertem ve Yiğit Bulut aklı 1,5'dan aldı doları 3,5'a götürdü. Hükümeti uyarıyorum, ivedilikle iradeyi Cemil Ertem ve Yiğit Bulut'tan alıp Mehmet Şimşek'e vermezseniz o dolar daha da çıkar."

- Benin Cumhurbaşkanı'ndan TBMM'ye ziyaret

Bu arada HDP'li Sancar'ın konuşması sırasında TBMM'yi ziyaret eden Benin Cumhurbaşkanı Patrice Talon, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın eşliğinde Genel Kurul çalışmalarını bir süre izledi. Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Talon'un gelişini Genel Kurul'a anons ederek, "Hoş geldiniz." dedi. Konuk Cumhurbaşkanı Talon, AK Parti, CHP ve MHP'li milletvekillerince alkışlandı.

Talon, Genel Kurul ziyaretinden önce TBMM Başkanı Kahraman ile birlikte, darbe girişiminde Meclisin hasar gören bölümlerini gezdi ve çiçek bıraktı.



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :