2016 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda

2016 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda

İçişleri Bakanı Ala: (1)- "Silvan, Varto, Derik, Dargeçit, Sur, Cizre ve Silopi'de bugüne kadar 2 bin 40 çukur, barikat kaldırıldı, 2 bin 313 bomba düzeneği imha edildi, 830 adet uzun namlulu biksi, kanas, kaleşnikof dahil silah ele geçirildi. 47 adet rok

TBMM (AA) - İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Silvan, Varto, Derik, Dargeçit, Sur, Cizre ve Silopi'de bugüne kadar 2 bin 40 çukur, barikat kaldırıldı, 2 bin 313 bomba düzeneği imha edildi, 830 adet uzun namlulu biksi, kanas, kaleşnikof dahil silah ele geçirildi. 47 adet roketatar, 645 adet roketatar mermisi, bin adet el yapımı patlayıcı, 431 el bombası, 98 bin 650 adet mühimmat ele geçirildi" dedi.

İçişleri Bakanlığının 2016 yılı bütçesini TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunan Bakan Ala, Komisyon üyesi milletvekillerinin eleştiri ve sorularına yanıt verdi.

Türkiye'nin, küresel ölçekte iki temel sorunla baş başa olduğunu, bunlardan birisinin küresel terör, bir diğerinin ise göç hareketleri olduğunu belirten Ala, "Dünyadaki genel gidişatı izleyenler bakımından konvansiyonel silahlardaki dengesizlik, kuzey-güney arasındaki ekonomik dengesizlik, batı-doğu arasındaki kültürel farklılıklar, medeniyet farklılığı ve bunların aynı bireyin cep telefonunda bir araya gelebiliyor olması bütün bu dünyadaki değişimler dikkate alındığında bunları takip eden insanlar için çok da öngörülemedik sorunları biriktirdi" diye konuştu.

Türkiye'nin önemli sorunları tartışma düzeyinin gelecekten ümitvar olmak için yeterli olduğunu, bunu İçişleri Bakanı olarak değil bir vatandaş olarak dile getirdiğini vurgulayan Ala, en önemli kazanımın temel problemleri tartışma kültüründeki kazanımlar olduğunu ve bu kazanımın milletin iradesiyle elde edildiğini söyledi.

Bakan Ala, terörün Türkiye'nin çok uzun dönemdir mücadele ettiği bir olgu ve sorun olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"2002'den beri bizim bir yaklaşım biçimimiz var. O da, 1990'lı yıllarda, 1980'li yıllarda hep şu gündeme getirilirdi, 'terör ve bunun çözümü sadece güvenlik birimlerine havale edilemez.' Doğru. Biz de 2002'den beri hem demokratik adımlarla Türkiye'nin demokratikleşmesine katkıda bulunurken, bunu sağlamaya çalışırken AB'ye imza atmış Türkiye olarak reformlar yaparken bir yandan terörün topyekun çözümüne ilişkin birtakım projeler uyguladık.

Dünyanın her yerinde bütün terörle mücadele tecrübeleri gösteriyor ki bir yerde demokrasi geliştikçe, kurumsallaştıkça, ilerledikçe teröre olan toplumsal destek azalır. Demokrasinin fonksiyonu budur. Türkiye'de bu yakalanmıştı, daha fazlası yakalanacaktır. Burada hedef kitlemiz vatandaşımızdır. Demokratik reformlarımızın memnuniyetinin esas alındığı yer vatandaştır. Biz oraya bakarız, hangi parti ne dedi buna bakmayız, çünkü partilerin ayrı politikaları olacaktır. Biz, partilerin yönetim kadrolarını ya da milletvekillerinin memnuniyetlerini esas alan politikalar izlemeyiz. O durumda ya aynılaşırız ya da biz de daha az oy alan partiler durumuna düşeriz."

Bakan Ala, AK Parti'nin bugüne kadar yaptığı hiçbir projenin topyekun yanlış olduğunu söylemediklerini belirterek, "2002'den beri vatandaşımızı odağına alan attığımız her demokratik adım doğru adımdır. Biz tek tipçiliğe, asimilasyona, insanın doğuştan anasının ak sütü kadar helal olan temel hak ve özgürlüklerine karşı olan bütün düzenlemelerin karşısındayız. Hedef kitlemiz de vatandaşımızdır. Bunun etnik kimliği, kültürel donanımı önemli değil, insandır. O zaman temel hak ve özgürlüklere sahiptir ve devletin birinci görevi de bunları garanti altına almak, bunların gelişmesini sağlamaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Ala, 12 Eylül Anayasası nedeniyle temel hak ve özgürlüklere yönelik demokratik adımların zorlukla atıldığını kaydederek, "defolu demokrasiden kurtulan, kurumsallaşmış, marka bir demokrasi inşa edilmesi" halinde daha fazlasının yapılabileceğini söyledi.

Teröre herkesin topyekun karşı olması gerektiğini, ileri ve gelişmiş demokrasinin inşası için de gayret sarfedilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Ala, AK Parti olarak terörün bitirilmesi için "demokratik açılım", "milli birlik ve kardeşlik projesi" ve "çözüm süreci"ni başlattıklarını anlattı.

Bir proje ortaya konulduğundan bunlardan olumsuz şekilde yararlanmak isteyenlerin de olabileceğine dikkati çeken Bakan Ala, şöyle devam etti:

"Bu projenin yanlışlığını ortaya koymaz, bu o projeden olumsuz yararlanıp, projeye zarar vermeye çalışanların niyetlerini ve olumsuzluklarını ortaya koyar. Kaç kez dışarı çıkma ve silahları bırakma imkanı doğdu. 8 Mayıs 2013 geri çıkışlar başladı, teröristler terk ediyordu ama Gezi olayları başladı, olduğu gibi durdu. Şimdi bu projenin nesi yanlış? Elbette size göre 'şöyle olsaydı daha iyi olabilirdi' diye önerilerde bulunabilirsiniz, bunlar da kıymetlidir. Belki bizim de politikalarımıza uygun olsa, onları da alıp değerlendirirdik.

Uluslararası alanlarda meydana gelen hadiseler ülkemizi yakından etkilemektedir. Hele bölgemizde bir siyasal deprem meydana gelmiştir. Mısır'dan Fas'a kadar, Tunus, Libya, Suriye, Irak buraların Türkiye'yi etkilemiyor olması mümkün mü? Değil. Buralarda meydana gelen hadiselerin Türkiye'yi etkiliyor olması konjonktürel bir sıkıntıyı da karşımıza çıkarmıştır, hem göç konusunda hem çözüm süreci, terörle mücadele konusunda. Ama biz ısrarlı olur, yapmamız gerekeni yaparsak bu meselenin de el birliğiyle çözülüp, yolumuza devam edileceği kanaatindeyim, bu meselenin çözülebileceği kanaatindeyiz."

İçişleri Bakanı Ala, ortaya koydukları projelerin nihai amacının "terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarmak, teröristlerin silah bırakması sağlamak ve üzerine beton dökmek" olduğunu vurgulayarak, bunu dünya tecrübelerinden yararlanarak söylediğini ifade etti. Ala, diğer amaçlarının da Türkiye'de gelişmiş bir demokrasi inşasını sağlamak olduğunu söyledi.

Bakanlığının belediyelerden de sorumlu, yetkili olduğunu ve buna bağlı olarak teröre destek veren belediyelerin de görevden alındığını anlatan Ala, AK Parti kadrolarının 2004 yılında Türkiye'nin en reformist yerel yönetimler temel kanunu ve kamu yönetimi temel kanununu Meclis'ten çıkardığını, o günkü Cumhurbaşkanının kanunları iade etmesiyle bu çalışmanın kadük kaldığını hatırlattı.

Ala, "Biz bunları yeni söylemiyoruz ki. Biz Türkiye'nin yönetim reformuna ihtiyacı olmadığını söyledik mi? Hayır. Büyükşehir yasasını da biz çıkardık. Eksiği olabilir, gözden geçirilir, kabul edelim ki mevcut anayasal sınırlar içinde bunları ancak yapabiliyoruz. Meclisimiz daha çok katkı sağlarsa biz daha çoğunu yaparız ve vatandaşımıza en kaliteli hizmeti yerinde, üniter devlet anlayışı içerisinde, tam demokratik anlayış içerisinde sunmak bizim siyaset yapma nedenimizdir" diye konuştu.

- "Suriye'den gelen 2 milyon 655 bin 456 kişi var"

İçişleri Bakanı Ala, Türkiye'nin yanı başındaki bir ülkenin adeta yangın yeri olduğunu, konuya ilişkin Avrupa Birliği ülkelerinin yöneticileriyle yaptığı görüşmede "bir ülke yanabilir ama dumanı bize gelmesin" anlayışının hakim olduğunu anladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'de bir kargaşa, kaos ortamı yaşanırken bunun teröre yönelik negatif, büyük etkisi oldu. Şimdi bir de 4-5 yıldır göçe yönelik etkisi oldu. Buraya yaklaşık diğer ülkelerle dikkate alındığında 3 milyon insan gelmiş durumda, bu bir ülke büyüklüğündedir. Allah'a şükür milletimizi saygıyla selamlıyoruz, çünkü bu kadar büyük kitleyi tarihimize, kimliğimize, bize yakışır, vakur bir duruşla misafir ediyoruz. Bugüne kadar BM standartlarında 9 milyar dolara yakın harcama yapmış durumdayız. Avrupa Birliği 3 milyar dolar verecek, o daha masada.

Şu anda ciddi görüşmeler yapıyoruz, vize muafiyeti dolayısıyla bu göç konusu da masada ama onun şartları var. İade imzaladığımız ülkeler var, imzalamadığımız ülkeler var. Şu anda kayıtlı olarak Suriye'den gelen 2 milyon 655 bin 456 kişi var. Diğer ülkelerden Irak'tan, Afganistan'dan gelenlerle bu 3 milyon. Bunların yüzde 45'i 20 yaş ve altı. Yüzde 1,5'i yüksek okul, lisans ve üstü mezunu, yarısına yakını ya okula gitmemiş ya da sadece ilkokul mezunu. Bütün bunları dikkate alan projeler üretiyoruz. Göç konusunda şu anda görüyoruz ki AB de bu meseleyi artık ötelenemez mesele olarak tanımlamış durumda. Biz de onların daha çok inisiyatif almasını sağlayıcı politikalar üretiyor ve onlarla görüşüyoruz. Türkiye içerisinde de en az sorun üretecek şekilde meseleyi yönetmeye çalışıyoruz."

- Terörle mücadele

İçişleri Bakanı Ala, terörle mücadele konusunda daha önce Silvan, Varto, Derik ve Dargeçit ilçelerinde operasyonlar yapıldığını, şu anda da bir ilçede kısmen, iki ilçede tamamen sokağa çıkma yasağı uygulanarak operasyonlar düzenlendiğini anlattı. Cizre'de 63 gündür sokağa çıkma yasağı uygulandığını anımsatan Ala, "Arama tarama faaliyetleri devam ettiği için, çukurların kapatılması, bomba düzeneklerinin imhası devam ettiği için gündüz de yasak devam ediyor. Çünkü vatandaşlar oraya gittiğinde bir yere gizlenmiş bomba düzeneği insanlarımızın, vatandaşlarımızın ya da güvenlik birimlerimizin canına mal olabilmektedir, bunların temizlenmesi zaman almaktadır. Onun için faaliyet devam etmektedir" ifadesini kullandı.

Silopi ilçesinde de 18.00-05.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulandığını ifade eden Bakan Ala, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde ise sokağa çıkma yasağının halen devam ettiğini, ilçedeki operasyonların yüzde 95 oranında tamamlandığını, yakında oradan da olumlu neticeler alınacağını söyledi.

Ala, Silvan, Varto, Derik, Dargeçit, Sur, Cizre ve Silopi ilçelerinde bugüne kadar 2 bin 40 barikat ve çukur kaldırıldığını aktararak, şöyle devam etti:

"2 bin 313 bomba düzeneği imha edilmiştir. 830 adet uzun namlulu biksi, kanas, kaleşnikof dahil silah elde edilmiştir, 47 adet roketatar, 645 roketatar mermisi, bin adet el yapımı patlayıcı, 431 el bombası, 98 bin 650 adet mühimmat elde edilmiştir. Sonuç olarak hepimizi yaralayan, Türkiye'nin enerjisini tüketen, zor durumlara sokan bu terör sorunundan da el birliğiyle çıkabiliriz ama elbette bazı iddialar gündeme getiriliyor. Sıkıntılar olabilir fakat önce siyasetin kendisine alan açması için...

Siyaset en az maliyetle en büyük problemleri çözme sanatıdır. Milletin sandıkta oy verdiği zaman siyasetçilerden beklediği bütün problemlerine çözüm üretilmesidir, şiddet, terör kullanılmadan. Devlet hukuk içerisinde hareket edecektir, bundan hiç şüphe yok. Etmeyen cezalandırılır, cezalar onun için var ve ahlak içerisinde hareket etmelidir, etmeyen cezalandırılır. Devlet ve millet arasındaki sıkı ilişkiyi ve güveni bu ahlak, kurallar sağlar. Siyaset en başta hep birlikte teröre ve terörist saldırılara karşı duruşunu deklare etmelidir. Hepimizi, herkesi yaralayan ve bütün dünyanın önümüzdeki 100 yılda baş etmek zorunda olacağı varsayılan bu terör meselesi gündeme geldiğinde hep birlikte amasız, fakatsız karşı durmalıyız."

Kimsenin çocuğunun terörist olmasını istemeyeceğini, herkesin çocuğunun demokratik ülkede kimliğiyle, kişiliğiyle üniversite bitirmesini, ülkesine, ailesine katkıda bulunmasını isteyeceğini bunun de hep birlikte sağlanabileceğini belirten Ala, "Önce mutlaka teröre ve teröristlere karşı bir duruş sergilensin. Bölgede bütün partilerimizin teşkilatlanması lazım. CHP de MHP de Meclis dışındaki partiler de teşkilatlansın, hep birlikte vatandaşa dokunalım. Orada şu anda HDP ve AK Parti var, birçok ilçede teşkilat yok. Siyasi alan boş olmamalı" diye konuştu.

Bakan Ala, "Terörle mücadelede hukuka, insanlığa, ahlaka aykırı hiçbir hususa müsamaha etmeyiz, terörle mücadele ne kadar önemliyse ve başarıyla yürütenleri ne kadar tebrik ediyorsak yanlış yapanları, hele hele bedenlere bizim ahlak, kültür, inancımız, kurallarımıza aykırı davranış içinde olanları da kesinlikle cezalandırırız, soruşturma açıyoruz. Şimdiye kadar da soruşturmalardan ceza alanlar oldu" dedi.

- Nüfus cüzdanlarında kodlama iddiası

İçişleri Bakanı Ala, nüfus cüzdanı ve kimliklerde, yeni yapılan çipli kimlik kartlarında isteyen kişinin din bilgisinin yer alacağını, etnik, dini kimliğe ya da aidiyete dayalı kodlamanın söz konusu olmadığını söyledi.

Ala, "Bizim spesifik bir kodlamamız yok. Türkiye'deki bütün vatandaşlar için o kodlama, oradan kişinin dini kimliği ya da aidiyeti anlaşılamaz. Sadece azınlıklara ya da dini inancı farklı olanlara kodlama yapılmıyor, herkese yapılıyor. Sayısal veriler ve MERNİS Projesi dolayısıyla yapılan kodlama. Bir fişleme anlamına gelecek bir kodlama yapılmıyor, bütün vatandaşların kodu var" değerlendirmesinde bulundu.

Polislerin atamasıyla ilgili soruya da Ala, "Sınavda komisyon geçenleri polis olarak atıyor, geçemeyenleri atamıyor, ama hepsi de yargı yoluna açıktır. Sınavı kaybedenler yargıya gidebilirler" yanıtını verdi.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :