2015 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

2015 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık:

TBMM (AA) - Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Eğer 17-25 Aralık operasyonundan sonra o vali değişimi, o emniyet müdürü değişimi olmasaydı, o darbe girişimi engellenmeseydi belki de bugün Meclis açık olmayacaktı. Gerçeklerle yüzleşin" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Türk Patent Enstitüsü, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 2015 yılı bütçeleri kabul edildi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın açıklamalarının ardından Genel Kurul'da tartışma devam etti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Işık'ın konuşması üzerine söz alarak, şunları kaydetti:

"17 ve 25 Aralık süreciyle ilgili, dönemin Başbakanı özel uçağıyla İstanbul'a vali taşıyıp koltuğa oturtmasaydı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bini aşkın emniyet mensubu görevinden alınmasa, sağa sola sürülmeseydi; Merkez Bankası dahil birçok kamu kurumunda insanlar görevden alınmasaydı; HSYK Kanunu, MİT Kanunu ve İnternet Kanunu'nda apar topar değişiklikler yapılarak TBMM çamaşır makinesine çevrilmeseydi biz 17-25 Aralık sanıklarıyla ilgili hüküm vermezdik ama bütün bunlar olduktan sonra 'masumiyet karinesi bunlar için de geçerlidir' deme şansımızı elimizden aldınız.

İşinize gelince masumiyet karinesi. 14 Aralık, üç gün önce başlayan soruşturmayla ilgili, gözaltına alınanlarla ilgili söylemediğiniz kalmadı. 'Amirinden değil ağabeyinden talimat alanlar' diyorsunuz. Bu ülkede gittiği her kongreye 'Ağabeyimden selam getirdim size' deyip ağabeyinden kim talimat alıyor?' diye 77 milyona sorsak, 77 milyon insan da 'Ahmet Davutoğlu' der."

 

-"Tarihe kara bir leke olarak geçecek"-

 

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "Eğer 17-25 Aralık operasyonundan sonra o vali değişimi, o emniyet müdürü değişimi olmasaydı, o darbe girişimi engellenmeseydi belki de bugün Meclis açık olmayacaktı. Gerçeklerle yüzleşin" ifadelerini kullandı.

Kökü dışarıda bir yapı ülkenin demokrasisine, iktidarına yönelik bir operasyon yapıyorsa ve buna da iktidar karşı çıkıyorsa bunun ancak ve ancak alkışlanacak bir durum olduğunu belirten Işık, "Eğer muhalefet olarak paralel yapıdan medet umarak, hatta bir milletvekilinizin ifadesiyle paralel yapıyla iş birliği yaparak hükümeti götürmek istiyorsanız yaptığınız, tarihe kara bir leke olarak geçecektir" diye konuştu. 

Yeniden söz alan CHP Grup Başkanvekili Altay, "(Parlamento olmayacaktı) sözünüze herkes güler, kargalar da güler ama onlar yapılmasaydı Bilal Erdoğan, sabık İçişleri Bakanı'nın oğlu cezaevinde olacaktı.  Sizin devlete zamanında yetiştirdiğiniz 3-5 bürokrat bu Parlamento'yu kapatacaksa bu Parlamento'ya zaten yazık" dedi.

Altay, "Ne zaman ki sizin kendi elinizle devletin ve yargının her kademesine yerleştirdiğiniz, şimdi 'paralel' diye adlandırdığınız insanlar, bu sıralarda oturan kimi bakanların yaptığı yolsuzlukları daha fazla mideleri kaldırmadı. Ergenekon, Balyoz'un da mimarı burasıdır, onlar taşeronudur. Korkmayın, bu Parlamento sonsuza dek açık kalacaktır, sizin Türkiye'de yarattığınız bu kaos ortamına rağmen" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak söz alarak, TÜBİTAK arazisi ve atamalarla ilgili iddialarını yineledi.

 

-"CHP de çamaşır makinesinin tamburu olur"-

 

AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Engin Bey zaten kalemini kırmış, cezasını kesmiş. Dolayısıyla yargılamaya da gerek yok. Oysaki böyle bir yaklaşım hukuki değildir" dedi.

"Siz bağıra çağıra hakkaniyetin gerçekleştiği bir zemin gördünüz mü?" diye soran Bostancı, "Engin Bey'in Meclisi çamaşır makinesine benzetmesi uygun olmadı. Zannediyorum CHP de bu durumda çamaşır makinesinin tamburu olur" ifadelerini kullandı.

CHP'li Altay da "Alim adamlara burada inanmadığı şeyleri söylemek yakışmaz. İlkesizlik budur. İlkelilik, önce hukuka saygılı olmak, hukukun üstünlüğüne inanmaktır. İlkelilik, oğluna savcılıktan celp kağıdı gelen bir Başbakan'ın oğlunu 45 gün arabasında taşımamasıdır. İlkesizlik, yolsuzlukların var olduğunu bile bile kulislerde 'Ya olmuş bu rüşvet. Lanet olsun' deyip de, bu kürsüde bu pisliği, bu kepazeliği savunmaktır" diye konuştu.

TBMM Başkanvekili Meral Akşener, tartışmanın sürmesi üzerine, birleşime ara verdi. 

Kaynak:Haber Kaynağı