BURSA (AA) - Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, aralarında eski Bursa Valisi Şahabettin Harput ile bazı iş adamlarının da yer aldığı 17'si tutuklu 60 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları katıldı. 4 gün sürecek duruşmanın ikinci gününde, gizli tanıklar, ses ve görüntüleri değiştirilerek Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla, diğer tanıklar da duruşma salonunda dinlendi.

- "Sanık yakınları seni etkiledi mi?"

Tanıklardan Ü.A, daha önce savcılıkta verdiği ifadesinde, hakkında örgütün önemli adamlarından biri olduğunu söylediği tutuklu sanık Turan Boztepe ile ilgili iddialarını, aralarında husumet bulunduğu için söylediği gerekçesiyle reddetti.

Mahkeme başkanı, tanığa, "Sanık veya yakınları gelip seni etkiledi mi, sana bir müdahaleleri oldu mu?" şeklinde soru yöneltince tanık Ü.A. "Hayır" yanıtını verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı "Ancak duraksamaların ve yutkunmaların bana öyle olmadığını söylüyor" diye konuştu.

Başbakanlık adına katılan bir avukat ise tanığın mahkemeyle alay ettiğini belirterek, tanık hakkında "Mahkemeyi yanıltmak ve yalan beyanda bulunmak" yüzünden suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Diğer tanık İ.B. ise 1999'dan beri Bursa'da polis memuru olarak görev yaptığını belirterek, "Sanıklardan Ali Kemal T'yi Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan iş yerinde sohbet adı altındaki toplantılara gittiğimde tanıdım, o iş yerinin sahibiydi. Ali Kemal T. de bir keresinde Mahmut Bal isimli örgütün dönemin İstanbul sorumlularından biriyle geldi. İstisnai ve özel bir toplantıydı ve yılda bir iki defa yapılıyordu. Bu toplantıya katılanlar sıradan polis memurları değildi." diye konuştu.

- "Komiserliğe geçen polis memurları sorumlusu"

Tanık İ.B, 1994 yılı sonunda öğrenciyken kendisinde "ışık gören örgüt ağabeylerinin" bir polisin evindeki sohbete çağırdıklarını anlatarak, şunları söyledi:

"Tıp fakültesi son sınıf öğrencisi, şimdi sanık olan Davut Baykan sohbet ağabeyi olarak katıldı bizim sohbetimize. Sonradan İnegöl'de doktor olduğunu, ardından Yüksek İhtisas Hastanesine cerrah olarak atandığını öğrendim. Örgütteki neredeyse her toplantıda Baykan'ın adı geçerdi. Hatta Baykan'ın, artık memurluktan komiser yardımcılığı sınavını kazanıp komiser yardımcılığı eğitimine geçen kişilerden sorumlu ağabey olduğu söylendi. Sanayideki toplantılarda, örgütün dünyada yaptığı işler ve gelişmeler anlatılırdı bize, biz ağabey konumunda olduğumuz için sohbet yapmazdık. Ben 2010'a kadar örgütten hiç şüphelenmedim, Mavi Marmara baskınına kadar şüphelenmemiştim."

- 2 milyar liralık proje için şirket kurmuşlar

Duruşmada dinlenen "Hikmet" lakaplı gizli tanık ise savcılıktaki iddialarını yineleyerek, salondaki sanıkların çoğunun örgütle üst düzey bağlantılarının olduğunu öne sürdü.

Gizli tanık Hikmet, eski Vali Harput'un da örgütle işbirliği içinde bazı projeler yapmaya çalıştığını iddia ederek, şunları kaydetti:

"Bursa merkezinden Dağyenice köyüne sıcak su götürülmesi projesi vardı, 2 milyar liralık bir projeydi bu. Harput öncülüğünde bir şirket kuruldu, kamu özel ortaklığıyla kurulmuştu şirket. Ortakları ve yönetiminde buradaki sanıklardan bir kısmı vardı. Buradan kazanılacak paranın örgüte aktarılacağını sanıkların bir kısmının ağzından da duydum. Bunun arkasında örgütün bulunduğu biliniyordu. 17-25 Aralık'tan sonra bakanlıktan gereken izinleri alamadılar, Harput da görevden alınınca proje atıl kaldı."

Diğer tanık iş adamı İ.S. ise ev hapsi verilerek tahliye edilen M.K'nin kendisinden FETÖ'ye ait üniversite için zekat olarak 500 bin lira istediğini ancak kendisinin vermediğini öne sürdü.

İ.S, ayrıca eski Vali Harput ve örgütün sözde il imamı Cansun Sarıyıldız'ın bir restoranda kendisinden üniversitenin bir bölümünü yaptırması için para istediklerini de söyledi.

Tanıklardan C.S. de örgüt bir yurt satın almak istediği için o dönemin valisi Harput'un kendisine ricada bulunduğunu anlatarak, "Ben de kabul ettim zira daha öncesinde birçok iş adamına bu tür talepler olduğunu duymuştum. Eğer yerine getirilmezse de sigorta veya vergi dairesinde canlarının yanabileceğini söylüyorlardı. Daha önce bu talepleri yerine getirmeyenleri bürokratik olarak sıkıştırdıklarını duydum, ben hem hayır işlemek için hem de yukarıda belirttiğim sebepten kabul ettim." ifadesini kullandı.

Duruşma yarın da devam edecek.

AA