Okul neresi?

Okul, günümüzün farz-ı ayınlarından yani herkesin mutlaka gitmesi gereken yerlerdendir.

Okul bir çocuğun hayatına 4 yaşından itibaren giriyor bir daha da çıkmıyor.

Kötü mü? Hayır öğrenmek özünde kötü olur mu? Hayır.

12 sene zorunlu eğitim, 4 yıl fakülte, bir de yüksek lisans ortalama 20 yıl okul sıralarında geçiyor ömrümüzün.

Önemli bir zaman dilimi bir insan ömrü için.

İşte burada şu soruyu sormamız gerekiyor: Her insanın ömrünün bu en güzel yıllarını geçirdiği bu ortamdan memnun mu?

Fiziki olarak çocuklarımız okul ortamında mutlu mudur?

Sosyal ortam olarak çocuklarımız okul ortamlarından memnun mudur?

Çocuklarımız derslerden ve derslerin müfredatından hoşnut mudur?

Bu soruları eğitimciler ve veliler olarak kendimize sormalıyız ve bu sorunun cevabı olumlu oluncaya kadar arayışımıza devam edeceğiz.

Ömrümüzün 1. Döneminde kendimiz , 2. Döneminde de çocuklarımız vesilesiyle bir türlü kopamadığımız okulların hayatımızdaki önemini idrak etmemiz gerekir.

Okula asla herhangi bir devlet kamu kurumu olarak bakamayız ve bakmamalıyız.

Okul, bizim geleceğimizin dokunduğu bir tezgahtır.

SEVİLEN MEKAN

Çocuklar, çocuk parklarına büyük bir arzuyla koşarak giderler.

Çocuklar, dışarıya oynamaya büyük bir istekle giderler.

Çocuklar alışveriş merkezlerine büyük bir hevesle giderler ve bu zikrettiğimiz yerlerden ayrılmak istemezler.

Neden? Çünkü kendilerinin isteklerine göre düzenlenmiş ve kendilerini mutlu hissettikleri yerlerdir buralar.

Okullar için de aynı şeyleri ifade edebilir miyiz? Maalesef hayır.

Anaokullarını bir paranteze alalım. Buralar nispeten çocukların arzularına göre düzenlenmeye çalışılır. Bunun dışındaki okul dizaynları arzu edilen bir seviyede değildir. Bazı özel okulları da paranteze alalım.

Okul hayatında yıllarca neredeyse gündüzümüzün tamamını geçirdiğimiz mekanların ilgi çekici ve sevilen ve gidilmesi arzu edilen bir yer haline gelmesi gerekmez mi?

Benim uyanık olarak evimden daha fazla zaman geçirdiğim bir ortamın benim rahat olacağım bir mekan olmalı değil mi?

Başta veliler olarak bu konuda durup düşünmemiz ve yeni çözümler üretmemiz gerekiyor.

TATİL

Öğrencilere zaten haddinden fazla tatil tanınmış durumda. Buna rağmen neden sürekli yeni tatiller arzulanır? Yeryüzüne kar yağarken öğrenciler neden tatil yağıyor diye sevinir?

Bunun üzerine kafa yormamız gerekir. Geleceğimizi şekillendirecek olan çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim yıllarını en güzel hale getirmemiz gerekir. Bunu başaracağız.

Eğitim mekanlarını güzelleştireceğiz. Ders müfredatlarını ve derslerini sevilir hale getireceğiz.

SEVMEK

Bir anekdot paylaşayım. Geçmişinde tekvandocu şu anda beden eğitimi öğretmeni olan ilkokul arkadaşımla görüştüm. 44 yaşında sohbet arasında spor yapmaya devam ettiğini söyleyince yapman gerekiyor mu neden spor yapıyorsun dediğimde “SEVİYORUM” dedi.

Mesele bu işte SEVMEK ve SEVDİRMEK

Bunu başaracağız hem seveceğiz hem de sevdireceğiz ve bunu inşallah başaracağız.

Muhabbetlerimle

NURETTİN YILDIZ’DAN GÜZEL SÖZLER

• Sırtını Allah’a yaslayandan başka herkes kendi kuyusunu kazıyor.
• Acizim ama çaresiz değilim, yalnızım ama asla sahipsiz değilim.
• Bizim hayatımız, şu üçgen içinde geçer gider: Nimet içinde olur şükrederiz, sıkıntı içinde olur sabrederiz, hata içinde olur istiğfar ederiz.
• Namazı ihmal eden, derdine sebep aramasın.
• Büyük düşünenlerin önündeki en büyük engel, küçük düşünenlerdir.
• Müslüman olmak bir gruba dahil olmak değil, bir duruşa sahip olmaktır!
• Harama düşmemek için nefsine direnen genç, kulluk misyonunun iftihar tablosudur. Bugün yolda, adeta kaldırım taşlarını sayarcasına yürüyen genç, kaldırım mühendisi değil, Arş’ın gölgesindeki iffetli gençtir!
• Biz Allah’a tutunmayı unutunca, tutunduğumuz her şey başımıza bela oldu.
• İslam, camiye kapananların dini değildir! Camiyi ihmal etmeyip dünyaya hakim olanların dinidir.