18. Uluslararası İş Forumu

18. Uluslararası İş Forumu

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Turhan:

İSTANBUL (AA) - Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, İslami finans denildiğinde kimsenin aklına borsanın gelmediğini belirterek, "Kar-zarar ortaklığının ve risk paylaşımının en sağlıklı ve düzgün şekilde gerçekleştiği yerler organize sermaye piyasaları yani borsalardır" dedi. 

Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortaklığı'nda "Paradigma Kayması: Yeni Finansal Yönelimler" temasıyla düzenlenen 18. Uluslararası İş Forumu (IBF) kapsamında, Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş'ın moderatörlüğünde "Yeni Nesil Finansman Modelleri" başlıklı panel gerçekleştirildi. 

Turhan, paneldeki konuşmasında, İslam dünyasında İslami finansla ilgili yeni modeller konusunda bir arayış olduğuna değinerek, "Çok değişik arayışlara girmeye, finansal mühendislik yapmaya gerek var mı bilemiyorum" dedi. 

İslami finansın risk ve kar-zarar paylaşımı esasında şekillendiğine işaret eden Turhan, "Halbuki böyle bir sistem var, hem de son derece kurumsallaşmış olarak bütün dünyada uygulanan, Türkiye'de de yıllardır mevcut olan bir sistem var ve her şeyiyle İslami finans dediğimiz yapıya uygun. Kar-zarar ortaklığının ve risk paylaşımının, doğrudan reel sektörün finansmanın, özellikle de yeni girişimlerin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansmanının en sağlıklı, en kalıcı en düzgün şekilde gerçekleştiği yerler organize sermaye piyasaları yani borsalardır" diye konuştu. 

Turhan, borsada bir hisse senedi satın alındığı zaman o şirketin karına veya zararına hisse nispetinde katılma neticesi doğduğunu belirterek, aynı zamanda şirketin toplantılarına da katılarak yine hisse nispetinde şirketin yönetimiyle ilgili fikirlerin beyan edilebildiğini söyledi. 

Bunun ortaklık temeline dayalı bir yapı olması dolayısıyla aslında İslami finans adına çizilmeye çalışılan çerçeveye de uygun olduğunu vurgulayan Turhan, şöyle devam etti:

"Neden özkaynağa dayalı, son derece basit, anlaşılabilir ve aradığımız bütün şartları yerine getiren bu sermaye piyasası ve borsalar yoluyla değil de bankacılık yoluyla, yani aslında tabiatı itibariyle bu prensiplere çok da uygun olmayan bir yapıyı o prensiplere uydurmaya çalışıyoruz? Böyle yapmakla bankacılığa da zulmediyoruz kendimize de... Onun için yeni nesil finansman ya da İslami finansman denildiğinde tabii ki diğerlerinin de mutlaka gördükleri bir fonksiyon var, bunları inkar etmiyorum ama bu konuya yeteri kadar eğilmiyoruz. İslami finans dediğimiz zaman hiçbirimizin aklına borsa gelmiyor. Katılım bankacılığı geliyor, sukuk geliyor, tekafül geliyor. Bu konuyu biraz daha düşünmeli ve üzerinde çalışmalıyız." 

"Borsanın, manipülatif işlemler yapılması sebebiyle İslami finansman açısından bir alternatif olarak görülmediğine" ilişkin bir soru üzerine Turhan, şunları söyledi:

"Her iş kolunda zaman zaman olumsuz denilebilecek işlemler gerçekleşir. Bu örnekler bizim o iş kolunda faaliyet göstermemize mani olmaz. Borsalarda geçmişte bir takım problemler yaşanmış olabilir. Ama şu anda uygulamakta olduğumuz denetim ve gözetim sistemleriyle azınlık pay sahiplerinin haklarını korumak için şirketlerin adil, şeffaf, hesap verebilir ve sorumluluk sahibi olmalarını sağlayabiliyoruz. Bilinçli yatırım kurallarına uyarsak borsa kadar temiz bir yer yok."

 

- "İslami bankacılık konvansiyonel bankacılığın bir parçası olarak büyümeye devam edemez"

 

Kreatoc Zest İcra Direktörü Tarek el Diwany ise İslam'ın temel prensipleri herhangi bir yerde tam olarak uygulandığı takdirde ekonomik ve sosyal adalet konusunda bir devrim yaşanacağını belirterek, "Dünyada bunu çok korkutucu bulanlar var. Mesela faize dayalı finans dünyası, İslam esaslı finansmanın artmasından zarar görecektir. Onların yapmak istedikleri İslami finansın gelişmesine müdahale etmek. Bu yüzden İslami finans sektörü tamamen olmasa da büyük oranda İslami etiketler altında yine faiz alıp verme suretine bürünmüştür. Eğer biz faize dayalı finansman sisteminin yapılarını taklit etmekten vazgeçip kendi prensiplerimize dayalı olarak gerçek anlamda İslami hukuka uygun şeyler geliştirebilirsek başarılı oluruz" değerlendirmesini yaptı.

Edbiz Corporation Yönetim Kurulu Başkanı Humayon Dar, İslami finansal hizmetler sektörünün hacminin bu yıl sonu itibariyle 2 trilyon dolara erişeceğinin düşünüldüğünü, potansiyelin ise 6,5 trilyon dolar olduğunu aktardı. 

İslami bankacılığın geleceğin konvansiyonel bankacılıkta yatmadığını vurgulayan Dar, "İslami bankacılık, konvansiyonel bankacılığın bir parçası olarak gelişti. Ancak gelecekte konvansiyonel bankacılığın bir parçası olarak büyümeye devam edemez. Müslümanların finansal yaşam tarzını değiştirmek istiyorsak daha geniş bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor" diye konuştu.

HSBC Amanah Yönetim Kurulu Başkanı Rafe Haneef ise Türkiye'de İslami bankacılık konusunda farkındalığın arttığını belirterek, "İslam dünyasında Müslümanların çoğu paralarını konvansiyonel bir bankaya yatırmakta sakınca görmüyor. Camilerin bile konvansiyonel bankalarda hesapları var" dedi.

Konvansiyonel bankacılıkta mevduatların devlet ya da bir sigorta tarafından dolaylı olarak garanti edildiğini aktaran Haneef, şöyle dedi:

"İslam anlayışında bu kabul edilmiyor, getiri için bir risk almıyorsanız bu getiri helal değil. İslam'ın mesajı şu; yatırımına bir getiri istiyorsan parayı çalıştırman lazım. Yani paranı bir köprüyü finanse etmek için kullanmalısın; oradan araba geçtikçe para kazanmalısın, geçmezse de kazanamamalısın. Konvansiyonel bankacılık ise size sabit bir faiz ve getiri verir, ana paranız da korunur. İslami bankacılık risk paylaşımına göre çalışmalıdır."

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut ise İslami finansın öncesinde İslam ekonomisi boyutu ele alınmadığı takdirde modern finanstaki "büyük gladyatörlerle" baş edilemeyeceğini kaydetti.

Türkiye'de İslami finans konusunda geç kaldığını aktaran Bulut, "Üniversitede eğitim düzeyinde de çok geç kaldık. Bu alanda doktora ilk defa bu sene açıldı. Master 2-3 sene önce açıldı. İslam ekonomisi ve finansını birlikte ele alabilmek için en önemli sorunumuz, zincirin halkalarının kopukluğu. Biz modern iktisadın her şeyini çok iyi biliyoruz. En az modern iktisatı bildiğimiz kadar İslam'ı, fıkhı, sünneti, icmayı, kıyası bilmeliyiz" dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı