18. Uluslararası İş Forumu

18. Uluslararası İş Forumu

IBF Başkanı Yarar:

İSTANBUL (AA) - Uluslararası İş Forumu (IBF) Başkanı Erol Yarar, "Monopol ve oligopollerle mücadele edilmediği, serbest rekabetin ve çalışanın karşılığında hakettiğini alabildiği adil bir düzen kurulmadığı sürece dünyadaki gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırmak mümkün değildir" dedi.

Bu yıl 18.'si düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın "Global İletişim Ortağı" olduğu Uluslararası İş Forumu (IBF) İstanbul Wow Kongre Merkezi'nde başladı.

IBF Başkanı Yarar, açış konuşmasında, IBF'in dünya iş aleminin önemli meselelerini yılda en az bir kere bile olsa gündeme getirebilmek, İslam aleminin gelişmesine katkıda bulunmak üzere iş adamlarını bir araya getiren bir platform olduğunu söyledi.

İslam alemi için çok zor bir 10 yıldan geçtiklerini ifade eden Yarar, işadamları açısından büyük kriz beklentilerinin olduğu, dünyanın krizden çıkamadığı bir ortamda "Paradigma Değişiyor: Yeni Finansal Eğilimler" başlığı altında toplanmanın çok önemli olduğunu ifade etti.

Gelişmenin ana öğelerinden birinin de sağlıklı finans kaynağının sürekli bir şekilde iş camiasına pompalanması olduğunu vurgulayan Erol Yarar, şunları kaydetti:

"Üzülerek ifade etmeliyim ki Allah'ın lütfuyla çok büyük kaynaklara ulaşmamıza rağmen İslam aleminde gelir dağılımının bozukluğunu, bir taraftan büyük israfların bir taraftan da açlığın kol gezdiğini görmezlikten gelemeyiz. Eşitsizliği, fakirliği ortadan kaldırmak ve insanları muhtaçlıktan kurtarmak İslam dininin temel felsefesidir. İslam ülkelerine baktığımızda dünyanın en zenginleriyle, dünyanın en lüks yaşantılarıyla ve dünyanın en yoksul yaşantılarının bu bölgelerde olduğunu görüyoruz. Belirli ülkelere yardım ederek, para vererek bu fotoğraftan gönül rahatlığı içinde çıkmamamız lazım. Çünkü müslümanlar olarak dünyaya bir mükellefiyet içerisinde geldiğimize inanıyoruz. Bütün aksiyonlarımızı finans, siyaset, ekonomi, yatırım gibi konuları bu çerçevede ele almamız gerekiyor. Ama bizler mescitte mümin, mescitten çıktıktan sonra bütün bu fikriyatı ve secde ettiğimiz Rabbimizin bize emirlerini unutarak bir yaşantı sürme ikilemine de düşmemeliyiz. Ramazanda müslüman, ramazandan  sonra müslümanlığı unutan bir hayat tarzını benimseyemeyiz.

İslam aleminde finansmanla ilgili çok fazla sorunla karşı karşıyayız. İslam alemi olarak çok büyük fonlara sahip olmamıza rağmen neden çok köklü bir kalkınma hamlesi uygulanamıyor? 1997'de ABD'de bir toplantıda bulunduğum sırada Ortadoğu kökenli 850-900 milyar dolarlık fon, ABD yatırım fonlarında idi. Neden bunların İslam ülkelerinde değil de gelişmiş ülkelerde olduğunu sorduğumuz da 'Çok daha güvenli' olduğu cevabını aldım. Bir strateji, misyon ya da mükellefiyet içermiyordu bu cevap. 1997 yılından bugüne çok şey değişti. ABD'deki 11 Eylül saldırısından sonra Ortadoğu kökenli fonlar kendi fonlarını ABD'den çıkaramaz oldu. Demek ki Allah'ın bize emanet ettiği kaynakların bir mükellefiyet bilinciyle az gelişmiş ülkelerin, toplumların gelişmesi için kullanmazsak bizim karşılaşacağımız elimizdekinden olmaktır."

 

- Gelir dağılımı adaletsizliği

 

Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kurumların devletlere yönelik politikalarda, çok Batı egemen bir manzara içerisinde olduğuna değinen Yarar, bu kurumların Batı stratejisi doğrultusunda karar aldıklarına dikkati çekti.

Bu kurumların Batı ile işbirliği yapan ülkeleri ödüllendirme, işbirliği yapmayanları ise cezalandırma yönetimi gibi kullanıldığını ifade eden Yarar, yüzde 60'ı Batı tarafından yönetilen bu kurumların karar alma mercilerinde daima kendi içlerinden birini seçerek, finans politikasını kendi siyasetleri doğrultusunda yönlendirdiğini ifade etti.

Yarar, "Önümüzdeki ikinci sorun ise dünya bankacılık sistemine sahip olan Rothschild Ailesi gibi büyük aileler, dünya finans sistemini kendi felsefeleri doğrultusunda yönetmektedir. Bu monopol ve oligopollerin açmış olduğu finans sistemi az gelişmiş ülkelerin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Monopoller ve oligopollerle mücadele edilmediği, serbest rekabetin ve çalışanın karşılığında hakettiğini alabildiği adil bir düzen kurulmadığı sürece dünyadaki gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırmak mümkün değildir" diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerdeki 10-20 yıllık finansman imkanlarının gelişmekte olan ülkelerde olmadığını, yatırımların gelişebilmesi için uzun vadeli finansman kaynaklarına erişimin önemine dikkati çeken Yarar, İslami finans kurumlarında da önemli sorunların varolduğunu, 1 yılı geçmeyen ticari krediler ve 3-4 yıllık kiralama yönetimiyle yatırım ortamının değişmeyeceğini bildirdi.

Finansmanın temel bir felsefe, kurumsal bir yapı ve süreklilik isteyen bir irade istediğini ve bu 3 unsur olmadığı sürece başarı yakalanmasının mümkün olmayacağına dikkati çeken Yarar, İslam dünyasında başarının yakalanabilmesinin tek şartının bu üç bileşenin bir arada sağlanabilmesi olduğunu sözlerine ekledi.

 

- 1,5 trilyonluk dolarlık büyüklük

 

Islamic Banker Magazine Editörü Mushtak Parker ise hem ekonomik hem de finansal sektör bağlamında Türkiye'nin geçen 20 yılda finansal faydaların İslami anlamda yansımalarını gördüğünü aktardı.

İslami finansmanda sektörler arasında bir bağlantısızlığın söz konusu olduğuna dikkati çeken Parker, çünkü helal sektörler arasında yeteri kadar bir bağlantı kurmadığını ancak, İslami finansal hareket dendiği zaman yaklaşık 1,5 trilyonluk dolarlık bir büyüklükten bahsedildiğini dile getirdi.

Açılış törenine Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, İslam Kalkınma Bankası Başkanı Ahmed Muhammed Ali El Madani, Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş,  MÜSİAD eski Genel Başkanı ve AK Parti MKYK üyesi Ömer Bolat ve çok sayıda işadamı, sektör temsilcisi katıldı.

Kaynak:Haber Kaynağı