"15 Temmuz'un ardından Batı'nın Türkiye'ye karşı tutumu"

"15 Temmuz'un ardından Batı'nın Türkiye'ye karşı tutumu"

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnat:- "Hemen darbe gecesi Bild'de 'Darbe neden başarılı olacak?' haberini gördüm. İlk saatlerde darbenin başarılı olacağına dair bir beklentileri vardı. Darbenin başarısız olmasıyla da şaşkınlık içerisinde gar

İSTANBUL (AA) - Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, darbe girişiminin Batı medyasındaki algılanışına ilişkin, "Hemen darbe gecesi Bild'de 'Darbe neden başarılı olacak?' haberini gördüm. İlk saatlerde darbenin başarılı olacağına dair bir beklentileri vardı. Darbenin başarısız olmasıyla da şaşkınlık içerisinde garip yazılar yazdıklarını gördük." dedi.

"15 Temmuz'un ardından Batı'nın Türkiye'ye karşı tutumu" başlıklı panel, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) İstanbul'daki merkezinde araştırmacı Enes Bayraklı'nın moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

İnat, panelde Amerika ve Avrupa'nın darbe girişimine ilişkin tutumunun temel sebepleri hakkında tespitlerde bulundu.

Batı medyasının adeta darbeye hazırlık yaptığını dile getiren İnat, Alman gazetelerini kıyasladığını ve bu gazetelerin Fransız ve İngiliz liderlerden daha çok Erdoğan'ı konu aldığını söyledi.

Kemal İnat, Batı medyasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı diktatör olarak göstererek, bu sayede darbeyi kendi halklarına daha rahat anlatacaklarını kaydetti.

Bu gazetelerin sürekli Türkiye ve Erdoğan'ı konu almasının farklı bir gayretin ürünü olduğuna dikkati çeken İnat, "Hemen darbe gecesi Bild'de 'Darbe neden başarılı olacak?' haberini gördüm. İlk saatlerde darbenin başarılı olacağına dair bir beklentileri vardı. Darbenin başarısız olmasıyla da şaşkınlık içerisinde garip yazılar yazdıklarını gördük. Politikacılar garip açıklamalarda bulundu. Kerry'nin Türkiye'nin NATO üyeliği ile ilgili açıklaması gibi. Darbenin suçlusu yönetimmiş gibi davrandılar. Avusturya hala o aşamada. Bunun analizini yapamadılar." diye konuştu.

İnat, Batı'nın Türkiye'yle ilişkilerini güç politikaları üzerinden tanımladığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Güç politikası da çok geniş bir yelpazede değerlendirilmeli. Yelpazenin bir ucunda en yumuşak biçimler var ve bunları çoğunlukla biz fark edemeyiz. Yelpazenin diğer ucunda askeri güç kullanarak müdahale edilmesi vardı. Bu çerçevede hedef, Türkiye'nin kendisine özgü takındığı çizgisiydi. Bunu etkilemeye yönelik açık bir müdahale girişimiydi. Buna destek vermeleri söz konusuydu. Batı'ya da bu anlamda yekpare bakmamak lazım."

- "Gülen hareketi, Batı'nın gözüne direnen bir grup"

Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Balcı, Batı'daki saygın entelektüellerin yazdığı yazıların Türkiye konusunda genel kanıları belirlediğini söyledi.

Balcı, Batılı entelektüellerin sağ ve sol olarak değerlendirilmesi gerektiğini anlatarak, "Solun AK Parti karşıtlığının temel sorun referansı Kürt meselesi oldu. Zizek bu konuda çok yazılar kaleme aldı. Batı'daki sağ entelektüellerin meseleye bakışı ise 'İyi Müslümanlar', 'Kötü Müslümanlar' olarak ikiye ayrılıyor. Batı FETÖ benzeri grupları 'İyi Müslümanlar' olarak tanımlayarak, geride kalanları da 'Kötü Müslümanlar' kategorisine dahil ediyor. Bunların AK Parti karşıtlığını belirleyen temel hareket de direniştir. Gülen hareketi de onlar için direnen bir gruptur." ifadelerini kullandı.

Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı ise Batı medyasının Türkiye tutumu hususunda değerlendirmelerde bulundu.

15 Temmuz sürecinin Batı açısından da bazı katmanlara ayrılması gerektiğini dile getiren Alçı, bu girişimi terörist bir saldırı olarak niteledi.

Alçı, darbe girişimini en başından beri yabancı basından takip etmeye gayret gösterdiğini anlatarak, "15 Temmuz akşamı böyle bir girişim ortaya çıktığında bir süre Amerika ve diğer medyada Cumhurbaşkanımızın ülkeden ayrıldığı yönde haberler yapıldı. Bunun örgütün kalemlerince yapıldığını biliyoruz. Bu haberler çok aceleci ve teyitsizdi. İlk andan itibaren kafalarda soru işareti uyandı. 16-17 Temmuz'da girişim ABD'de bir iki cümleyle geçiştirilirken, Erdoğan'ın Türkiye'yi yeniden dizayn edeceğine dair makaleler yazıldı." dedi.

New York Times'da her sabah dünyada ne olursa yazı masasında sözün Türkiye ve Erdoğan'a geldiğini aktaran Alçı, Türkiye'yi hiçbir şekilde yansıtmayan bir yayın politikasının bu şekilde ortaya çıktığını söyledi.

ABD'de ve Avrupa'da medyayla önemli ölçüde ilişkiye giren Gülencilerin hala ayakta olduğunu dile getiren Alçı, özellikle Alman basınında Erdoğan aleyhinde haberler yapıldığını kaydetti.

Nagehan Alçı, Avrupa'nın 15 Temmuz'dan sonra tanklarla sivilleri ezenleri yok saydığını belirterek, Türkiye'ye laiklik üzerinden eleştiriler yapıldığını anımsattı.

- "Erdoğan, Batı'nın ezberlerini bozuyor"

Türkiye'de olanlarla oraya aksettirilenler arasında mesafenin açıldığı tespitinde bulunan Alçı, şunları kaydetti:

"Batı medyası, Türkiye'de sadece bir kesimin darbeye karşı çıkmaması nedeniyle mecburen toparlanmaya başladı. Son bir hafta ve 10 güne bakılınca en azından Türkiye'deki tehlikenin herkesi kapsadığını kabul eden ama peşinden Erdoğan eleştirilerine devam eder durumdalar. Erdoğan, Batı'nın ezberlerini bozduğu için bu tavır içindeler. Yıllardır dünyayı bu medyalar üzerinden takip etmeye alışmıştık. Belki diğer ülkeler üzerinde de ne tür operasyonlar yaptılar?"

Panel, konuşmacıların katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :