"15 Temmuz ve Yeni Anayasa" toplantısı

"15 Temmuz ve Yeni Anayasa" toplantısı

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop:- "Batı, demokrasi olsun, çok partili hayat olsun istiyor ama bütün seçimleri de 'bizim çocuklar' kazansın istiyor. Tabii her zaman 'onların çocukları' kazanmıyor serbest seçim olunca, 'milletin çocukları' da kazanabi

ANKARA (AA) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, "Batı, demokrasi olsun, çok partili hayat olsun istiyor ama bütün seçimleri de 'bizim çocuklar' kazansın istiyor. Tabii her zaman 'onların çocukları' kazanmıyor serbest seçim olunca, 'milletin çocukları' da kazanabiliyor." dedi.

Erdemli Yöneticiler Akademisince, Ankara Atatürk Lisesi konferans salonunda düzenlenen "15 Temmuz ve Yeni Anayasa" konulu toplantıda konuşan Şentop, 15 Temmuz'un Türkiye'de, "gerçek manada demokratik devlet hayatına başlanmasının" tarihi, yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu söyledi.

Şentop, 15 Temmuz'un arka planı ile yeni anayasa ve başkanlık sistemi arasındaki bağlantıyı izah etmek istediğini belirterek, "1950-1960 arasında Türkiye'de, bürokrasiyle bütünleşmiş siyasi elitin oluşturduğu yapı, organizasyon seçimle iktidara gelememiştir ve seçimle iktidara gelemeyeceği ortaya çıkmıştır. O zaman seçim dışında bir yolla iktidara gelmeyi denemişlerdir ve 27 Mayıs darbesi böyle bir düşüncenin ürünüdür, neticesidir." ifadelerini kullandı.

Şentop, 27 Mayıs darbesiyle Türkiye'de seçimle iktidara gelemeyen bir siyasi düşüncenin darbe yoluyla iktidara geldiğini, 1961 Anayasası ile devlet iktidarının, bürokratik ve siyasi olmak üzere ikiye bölündüğünü dile getirdi.

Bürokratik iktidarın, siyasi iktidarın önüne geçmesinin uluslararası sistemin de arzu ettiği, planladığı bir düzen olduğunu vurgulayan Şentop, "Hükümetler, başbakanlar, siyasetçiler, partiler değişmiştir ama Türkiye'de temel politikalar 2000'li yılların başına kadar değişmemiştir. Çünkü bu konularda kararı milletin seçtiği siyasetçiler değil bürokratlar veriyordu. Onların da seçime ihtiyacı yoktu. Onlar daimi iktidardı." diye konuştu.

- "Onların partnerleri içeridekiler"

Şentop, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından, dönemin Amerikan Birleşik Devletleri Başkanı Jimmy Carter'a Türkiye'de darbe olduğunu haber veren kişinin "Bizim çocuklar yapmış" dediğini hatırlatarak "Aynı şey Arap Baharı'nda da görüldü. Batı, demokrasi olsun, çok partili hayat olsun istiyor ama bütün seçimleri de 'bizim çocuklar' kazansın istiyor. Tabii her zaman 'onların çocukları' kazanmıyor, serbest seçim olunca 'Milletin çocukları' da kazanabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Mustafa Şentop, "Batı, temaslarını hep o bürokratik iktidarla kurmuş. 15 Temmuz sonrasında ABD Merkez Komutanı 'Bütün partnerlerimiz içeride' demişti. Sen kimsin o ayrı mesele ancak senin partnerin kim? Cumhurbaşkanı dışarıda, Başbakan dışarıda, bakanlar dışarıda. Partnerleriniz kim, içeridekiler? Onlar bürokrat." dedi.

- "Şoförü, usta öğreticiyi değiştirmek için değil, arabayı değiştirmek için yeni anayasa"

Bürokratik iktidar ile siyasi iktidar arasındaki bağlantıya işaret eden Şentop, şöyle devam etti:

"Ehliyet alırken verilen direksiyon derslerinde kullanılan araçların çift direksiyon, fren ve debriyajı bulunur. Esas direksiyona acemi şoför, öğrenci oturur. Yanına da usta öğretici oturur. Öğrenci bir yanlış yaptığında, hata yaptığında o devreye girer. Aracın yoldan çıkmamasını ve istediği istikamette gitmesini sağlar. Türkiye'deki 1961 sonrası devlet yapısı aynen böyle. Siyasi iktidar o acemi şoför, bürokratik iktidar ise sağda oturan kişi. Devlet yönetimi de bu araç gibi planlanmış. Niye yeni anayasa diyoruz? Şoförü, usta öğreticiyi değiştirmek için değil, arabayı değiştirmek için."

- "FETÖ'nün 60'lardaki başlangıcı..."

Şentop, 1965 sonrası, "seçimle değil bürokrasiye hakim olarak iktidar olma" mücadelesi verenler olduğu gibi "Yol siyaset yoludur" diyen bir hareketin de bulunduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Rahmetli Necmettin Erbakan Hocamızın öncülüğünü yaptığı bir hareket. Programımızı, görülerimizi ortaya koyacağız, milletimize anlatacağız, ikna edeceğiz, oy alacağız, iktidar olacağız. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere partimizin kurucularının kültür olarak beslendikleri kaynak budur. Bizim yolumuz siyasettir ama bir de 'İktidar olsan ne olacak? Esas asker-sivil bürokratlar içerisinde örgütlenelim. Bunu ele geçirelim daha sonra nasılsa darbe yaparız iktidar oluruz' yolunu tercih edenler de var. FETÖ'nün 60'lardaki başlangıcı budur."

- "FETÖ'cülerin bürokratik iktidarın yeni aktörleri olmaya ve o düzeni sürdürmeye başladıkları tarih"

Şentop, değişen Türkiye'de yıllar içinde bürokratik aktörlerin de şekil değiştirdiğini anlatarak, şöyle konuştu:

"AK Parti ile FETÖ'nün kesiştiği bir dönem var. Ne zaman? 2000'lerin başı. AK Parti geldiği tarihten itibaren Türkiye'de 1961'le getirilen düzenin değişmesini istiyor. Yani devlet iktidarının ikiye bölündüğü, bürokratik iktidarın asli iktidar olduğu, siyasi iktidarın tali olduğu düzenin değişmesini ve Türkiye'de gerçekten demokratik bir iktidarın oluşmasını. Devlet iktidarının sadece milletin seçtiklerinin iradesiyle şekilleneceği bir iktidar için dolayısıyla bürokratik iktidarın bütünüyle tasfiye edilmesi için harekete geçiyor AK Parti."

Mustafa Şentop, AK Parti'nin bürokratik iktidar aktörleriyle mücadele ettiği sırada, bürokrasiyi ele geçirme niyeti taşıyan FETÖ'nün de aynı aktörlerle mücadele etmesiyle kesişmenin yaşandığını ileterek, "2007'den itibaren yavaş yavaş FETÖ'cülerin bürokratik iktidarın yeni aktörleri olmaya ve o düzeni sürdürmeye başladıkları tarihten itibaren AK Parti'nin mücadelesi bu sefer FETÖ'yle başlıyor." dedi.

- "15 Temmuz, bürokratik iktidarın artık operasyon kabiliyeti bulunmadığının ispatı"

AK Parti'nin gelişiyle beraber "bürokratik hakimiyetin" fiilen son bulmaya başladığının altını çizen Şentop, şunları kaydetti:

"15 Temmuz, bürokratik iktidarın artık operasyon kabiliyeti bulunmadığının bir ispatıdır. Meclisi bombalıyorlar, Külliyeyi bombalıyorlar ve şehitlerin otopsi raporlarında tek bir kurşunla şehit edildiği görülüyor. Ya alnından, ya kalbinden açıkça nişan alarak vurulmuş. Bu bir intikam operasyonudur. İktidarı elde etmek için yıllarca mücadele etmiş bir topluluk başaramadıklarını görünce buna fırsat vermeyen başta siyasetçiler ve önder olarak Cumhurbaşkanımız, Meclis ve millet, intikamın muhatabı olmuştur.

Bugün Türkiye 15 Temmuz sonrasında, daha çok yeni anayasayı, onun içinde hükümet sistemini, başkanlık sistemini konuşmak zorunda. Anayasa içinde en önemli husus hükümet sistemi."

Şentop, Türkiye'de başkanlık sisteminin 50 yıldır tartışıldığına işaret ederek, "61 Anayasası'nın getirdiği sistemin yönetmeyi değil, yönetememeyi esas aldığını, başkanlık sisteminin 1960 sonrası kurulan darbe düzeninin, bürokratik oligarşiyi esas alan bir sistemin değişmesi meselesi olduğunu sözlerine ekledi.

"15 Temmuz ve Yeni Anayasa" toplantısı

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :